English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Z ] / Zirvesine

Zirvesine traduction Français

238 traduction parallèle
Ve zirvesine bu sözleri yazalım :
Sur la pointe de la tour nous écririons :
Kanımca mesleğinin zirvesine ulaşacak.
Elle est ici avec son producteur.
Dünyanın en yüksek dağının en yüksek zirvesine... dünyanın gökyüzü ile buluştuğu, ve Şafak Tapınağının olduğu yere. Tapınağın büyük salonunda ışık tanrıçası var. Ve tanrıçanın başında da Her Şeyi Gören Göz var.
Sur le sommet de la plus haute montagne, où la terre rejoint le ciel, au temple de l'Aurore, là où se trouve la déesse de la Lumière dont la tête abrite l'Oeil universel.
Tepenin zirvesine varmalarını bekle. Böylece kaçırmazsın.
Quand ils atteindront la crête, vous ne les manquerez pas.
Frankie'yi yakaladığım zaman zirvesine çıktığın pislikten kurtulmak için içinde bir his uyanır diye düşünmüştüm.
J'ai coincé Frankie, j'ai cru que tu serais assez maligne pour t'élever au-dessus des ordures.
Bana bak. Sadece bir kaç yıl içinde kariyerimin zirvesine çıkacağım çünkü insanlara istediklerini veriyorum.
Dans quelques années, je serai un architecte renommé parce que j'aurai donné au public ce qu'il veut.
"Dünyanın zirvesine," derdi.
"Plus haut que tout!", elle disait.
Bizlere kadeh kaldıralım, dünyanın zirvesine.
À nous. "Plus haut que tout!"
En sonunda dünyanın zirvesine ulaştı.
Il y est arrivé tout en haut et ça lui a explosé à la figure.
Zirvesine çık ve Sim'den gelecek işareti bekle.
Mizzell, va sur la colline et attends le signal de Sims.
Empire State Building'in zirvesine ne dersin?
En haut de l'Empire State Building?
Piramitlerin zirvesine, katedrallerin kubbesine, Eiffel Kulesine.
En haut des pyramides, des cathédrales, de la tour Eiffel.
Hayır. Ve şimdi, dağın zirvesine yaklaşırken sana ihtiyacım var, çünkü bana karşı dürüstsün.
Non, maintenant que j'arrive au sommet, j'ai besoin de toi.
Eğer kötülüğün zirvesine ulaşmak istiyorsan kanlı yolu seç.
Tant qu'à emprunter la voie du démon... fais-le sans réserve, use de toute la cruauté possible!
Büyük bir öpücük alsam büyük ihtimalle şu tepenin zirvesine ulaşırım.
Si tu m'embrassais, je ne ferais qu'un bond jusqu'aux montagnes.
- Fakat- - Herkes mesleğinin zirvesine çıkmak ister.
Dans ce métier, j'ai une ambition :
Teknolojiniz, dediğinize göre, son iki bin yılın zirvesine mi ulaştı?
Votre technologie, à ce que vous dites, a atteint son apogée il y a deux mille ans?
Önce bir gökdelenin zirvesine indik.
D'abord, nous atterrissons au sommet d'un gratte-ciel...
Bu işi başarırsa kariyerinin zirvesine ulaşacak.
S'il réussit, ce sera l'apogée de sa carrière.
Efendim, bir gün Kraliçe'nin evini soyup mesleğinizin zirvesine ulaşacak mısınız acaba?
Monsieur, je me demande souvent si vous allez vous surpasser en faisant un coup chez eux.
Sefer, benim liderliğimde. Kilimanjaro Dağı'nın iki zirvesine de tırmanacağız.
Je dirige l'expédition, et nous allons gravir les deux sommets du Kilimandjaro.
Dağın zirvesine.
Sur Ia montagne, au sommet.
Gezi ekibinin başında ben varım ve Kilimanjaro'nun iki zirvesine de tırmanacağız.
Je mène cette expédition... et nous allons escalader les deux cimes du Kilimandjaro.
Kilimanjaro'nun zirvesine doğru yukarı gideceğiz.
On monte simplement vers le haut du Kilimandjaro.
Ama burası, zirvesine M.S. 1000 civarında Pueblo insanları bu büyük yapıları inşa ettiğinde ulaştı.
Mais son point élevé a été atteint quand les gens du pueblo ont établi ces grandes structures juste aprés 1000 BC.
Teleskobun büyük parçaları dağın zirvesine taşınacaktı ve bu da katırcılara iş demekti.
On fit transporter les pièces du télescope à dos d'âne.
" İsa Peygamberi yüksek bir dağın zirvesine çıkartıp...
" Et il amena le Seigneur en haut d'une montagne
İki hafta sadece işle ilgilenirsek, formumun zirvesine dönerim.
Deux semaines de... rapports professionnels suffiront amplement.
Delireceğim ya da çılgınlığın..... zirvesine erişeceğim.
Que Ia folie m'emporte, ou que Ce soit moi qui Ia convoque.
.. zirvesine erişeceğim.
Ce soit moi qui Ia convoque.
İki gün dağlarda yol alırsak, cennetin zirvesine ulaşmış oluruz.
Deux jours en montagne, et ce sera le paradis.
- Öyle de diyebilirim! 'Ben Nevis'dağının zirvesine tırmanan bacaksız bir köpek kadar yorgunum.
J'suis vidée comme un chien unipattiste qu'aurait escaladé l'Everest!
Bizi daha iyi görebilmesi için tepenin zirvesine çıkmaya çalışıyoruz.
Au sommet de la colline pour qu'il nous voie mieux.
Ritchie'nin şarkısı kurşun hızıyla müzik listelerinin zirvesine çıkacak.
Ritchie a une chanson qui va faire un tube en moins de deux.
Kaliforniyalı olan bu genç, daha 17'sinde... Donna, La Bamba ve Come On, Let's Go parçalarıyla... müzik listelerinin zirvesine yerleşmişti.
A l'âge de 17 ans, ce jeune de Pacoima en Californie était numéro un avec ses tubes Donna,
Bizim ürünlerimizle sizin dağıtım yeteneklerinizin bileşimi... Pemrose'u bir anda sektörün zirvesine taşıyabilirdi.
La combinaison de nos produits et de vos services de distribution... pourrait propulser la Pemrose au sommet du marché.
Charing Kavşağı'nda dördüncü kat otururdu... ve hiçbir zaman mesleğinin zirvesine oynayamadı.
Une maison de quatre étages sur Charing Cross Road, et jamais eu un seul emploi.
Ninja seviyeniz artık zirvesine ulaştı.
Vos talents Ninja atteignent leur pic.
Güneşleri var, denizleri var, ama Hawaii'yi alıp tüm o lavıyla bereber McKinley zirvesine bıraksanız da, hala miskin bir sömürge topluluk olarak kalacaktır.
Ils ont leur soleil, ils ont leur eau, mais vous pourriez prendre Big Island, la mettre au sommet du Mont McKinley, avec toute sa lave, y a toujours de la place pour une léproserie.
Falcısı söylemiş. Ben onu hayatın zirvesine çıkaracak kişiymişim.
Une voyante lui a dit que je serais celle qui le mènera au "Top of the Pops"
Jessie, kulenin zirvesine az önce ulaştım.
J'ai atteint le haut de la Tour.
Dünya, huzurun zirvesine ulaştı.
La Terre savourait ainsi son doux Printemps.
Hangi ölümlü Olimpos Dağı'nın zirvesine ulaşıp, hayatta kalabilir?
Quel mortel aurait pu atteindre le sommet de l'Olympe sans mourir?
Evde bir yerde. Tepenin zirvesine doğru tırmanıyorum ; fakat sonra ev yana yatıyor.
Je monte sur la colline, mais notre maison est penchée.
Ferengi iş dünyasının zirvesine doğru ilerliyordum.
J'allais vers le succès, le monde des affaires ferengi s'ouvrait à moi.
Patikalardan dağın zirvesine doğru yürüdük.
On a marché jusqu'au sommet.
Skyland Dağı'nın zirvesine ulaştığımda, orada üzerinde simge olmayan bir helikopter gördüm.
Au sommet de Skyland, j'ai vu un hélico non identifié.
Hayatım zirvesine ulaştı.
J'ai atteint l'apogée de mon existence.
Ama ben eminim ki oraya ulaştığınızda Nasyonal Sosyalist Partinin seçkin bir üyesi olarak Nanga Parbat'ın zirvesine ülkemizin bayrağını dikmekten dolayı şeref duyacaksınızdır.
Mais je suis sûr que... pour le parti national socialiste, vous serez fier de planter le drapeau de notre pays au sommet de Nanga Parbat quand vous l'atteindrez.
Yüksek standartlarımız öğrencileri potensiyellerinin zirvesine çıkarmaya zorluyor.
Nos exigences motivent les élèves à atteindre le meilleur d'eux-mêmes.
Everest'in zirvesine çıkmayı başarırsa Araceli, tarihte bunu yapan ilk İspanyol kadın olacak.
Si IMAX se retrouve en haut de l'Everest, Araceli sera la 1ère Espagnole à en faire de même.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]