English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Z ] / Zorlarsan

Zorlarsan traduction Français

166 traduction parallèle
Beni hainlik yapmaya zorlarsan Fransız polisine giderim ve bildiğim her şeyi anlatırım.
Si vous me forcez, j'irai à la police et je leur dirai tout.
Şansını zorlarsan daha da sessiz olacak.
Ça pourrait être encore plus calme si tu voulais.
Sabrımızı bir kez daha zorlarsanız... mahkemeye saygısızlıktan cezalandırılırsınız.
Et si vous mettez encore la patience de la cour á l'épreuve, je vous infligerai un blâme.
Çatışmaya zorlarsan düpedüz cinayet olur bu.
Le défier, ce serait un meurtre.
Kendinizi bu kadar zorlarsanız, başarısız olmak kesin gibidir.
Quand vous volez trop haut, vous vous brûlez les ailes.
Eğer ki beni zorlarsanız çaresiz bir şekilde ölümüne dövüşürüm, bunca kişiye karşı tek başıma olsam da.
Ne me poussez pas à bout. Je me battrai, croyez-moi.
Ve eğer beni zorlarsan, kaçar giderim.
Si vous m'y mettez de force, je me sauve!
Eğer bizi silah kullanmaya zorlarsan, durumun sürekli olur.
Dans ce cas, la paralysie sera permanente.
- Eğer daha çok zorlarsanız...
- Sinon il va perdre la raison.
Fazla zorlarsan, seni de bilinmezliğe gönderir.
Vous êtes allé trop loin. Il vous ferait disparaître.
Bu iş için beni zorlarsanız, kalıpları bozabilirim.
Si je vais trop vite, les plaques en pâtiront.
Aile babası olan Albert'ı Cani olan Albert'ın varlığını itiraf etmeye zorlarsanız kafayı yer.
Si vous forcez le "père tranquille" à admettre l'Etrangleur... il perdra la raison.
- Beni ne yapmaya zorlarsan, onu.
- Ce que tu nous obligeras à faire.
Bak seni öldürmek istemiyorum Quincey, ama beni buna zorlarsan Tanrı'ya yemin ederim ki gözünün yaşına bile bakmam!
Ici et maintenant si tu m'y obliges.
Daha önce bir Lorda sopa atmamıştım... ama beni zorlarsan, bu işe çabucak alışırım.
Je n'avais jamais corrigé un lord... Si vous m'y forcez, je m'habituerai vite à cette pratique.
Beni fazla zorlarsan, Gazetelere, Göçmen Hizmetlerine, İsraillilere anlatırım. Evet, İsrailliler.
Si vous me poussez à bout, j'alerterai la presse, l'immigration et Israël qui adorera vous mettre la main dessus.
Biraz daha zorlarsan, iz kalacak.
J'ai tes empreintes sur le dos.
Zorlarsan, bir gün pencereden atlayıp, giderim.
Sinon, je te jure qu'un jour... - je sauterai par la fenêtre. - Je t'en prie.
Eğer kendini zorlarsan, tedavisi imkansız hasarlara sebep olabilirsin.
Si tu continues les dégâts seront irrémédiables.
Onu zorlarsan, sana neden verecektir.
Lui vous donnera des raisons de le faire si vous l'y obligez.
Onları kalmaya zorlarsan, insani haklarını baskılamış olacaksın.
Les retenir contre leur gré serait bafouer les droits de l'homme.
Beni gazla dışarı çıkmaya zorlarsanız, ya da aptalca bir şey yaparsanız, bu insanlar ölür.
N'essayez ni de me gazer ni rien, ou je les tue.
Morden'ı zorlarsanız olanları er geç size anlatır.
Si vous poussez Morden, il finira par vous dire ce qui est arrivé.
Şimdi zorlarsan yine aynı şeyler olur.
Si tu le repousses maintenant, c'est reparti.
- Sen zorlarsan olacak.
Mais si tu le pousses, si tu le forces...
Eğer meseleyi zorlarsan, Korucular bedelini öderler.
Si vous vous imposez, les Rangers risquent d'en payer le prix.
Fazla zorlarsan, başaramazsın.
si on essaye trop, on n'y arrive pas
Eğer beni, onları aramaya zorlarsanız, sizin açınızdan yazık olacak demektir.
Ce serait dommage de devoir les appeler.
Biraz daha zorlarsan, işin tadını...
Avec un peu d'effort, tu pourrais gâcher l'expérience...
Beni zorlarsan üst kata, Judy'nin yanına giderim.
Si vous m'y obligez, je monterai voir Judy.
Eğer onu gitmeye zorlarsan sırf sana garezinden kalacak. Hayır.
Si tu essaies de l'emmener de force, elle va rester ici uniquement pour te tenir tête.
Eğer beni birdaha zorlarsan, bütün ailem senin önünde intihar edecek.
Si tu m'embringues à nouveau, ma famille entière se suicidera devant tes yeux.
Ve beni zorlarsan akşam yemeğine sadece iç çamaşırıyla gelirim!
Si vous me forcez, je viendrai dîner en sous-vêtements.
Çok zorlarsan işte böyle olur, baş belası!
Tu attends quoi pour nous faire le plaisir de crever.
Bu bir paradoks. İnsanları kendi hallerine bırakmayıp, sizin istediğiniz şeyi seçmeye alttan alta zorlarsanız, o zaman artık demokrasiden bahsedemezsiniz.
Si vous ne laissez pas les gens être eux-mêmes mais si vous les forcez à choisir ce que, vous, vous voulez, peu importe la subtilité employée, alors cela n'a plus rien à voir avec la démocratie...
Çok zorlarsanız, size kızabilir.
Ne la force juste pas, sinon elle deviendra Méchante avec toi.
Beni ne kadar zorlarsan o kadar iş zora girer.
Tu me gonfles avec ton business.
Çünkü işleri çok zorlarsan gerekeni yaparlar.
Si tu vas trop loin, ils feront ce qu'il faut.
Ama zorlarsan yaparım.
Mais je le ferai si vous m'y obligez.
Eğer çok zorlarsan, birine bir şey olursa... Bundan sen sorumlu olacaksın..
Si tu en fais trop et que ça remue la merde, c'est toi qui prends.
Ashley insanları 10 kere değişmeye zorlarsan böyle olur.
C'est ce qui arrive quand on force les gens à se changer dix fois.
Beni zorlarsan izini sürer bütün yalanlarını ortaya çıkarırım.
Je pourrais remonter jusqu'à toi.
Koşabilirsin, ama kendini daha fazla zorlarsan dokuz dakikayı geçmen bile büyük bir şans olur!
Cours, mais si tu y vas trop fort... tu feras dans les 9 minutes, au mieux.
Eğer beni zorlarsanız, merkeze şikayet edeceğim!
Si vous me pressez encore, je déposerai plainte contre la Mairie!
Elimi göstermem için zorlarsan Hewitt'e hikayeyi herkese anlattırırım.
Si vous me forcez la main, je ferais en sorte qu'Alex raconte son histoire à un maximum de gens!
Tamam, hatırla. Zorlarsan, duvarları bozabilirsin.
Plus fort, vous pouvez rompre la paroi.
Zorlarsan ben de seni zorlarım.
Dans ce cas, je réplique.
Beni zorlarsan, tek yapmam gereken birisini aramak.
Mais si vous me cherchez, je n'ai qu'à passer un coup de téléphone.
Bernard, beni kavga etmeye ve bazı dövüş sırlarını sergilemeye zorlarsan bu kavga senin ölümünle sonuçlanır.
Si vous continuez, vous allez me forcer à engager le combat. Une fois lancé, je ne peux que vous conduire à la défaite.
Onunla kalmaya zorlarsanız, evden kaçarım.
Et si vous essayez de me faire rester seul ici avec elle je vais m'enfuir.
"... zorlarsan kendini... "
Si tu tends l'oreille

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]