Zucker traduction Français
32 traduction parallèle
Zucker'da hep güzel domates bulunur.
Zucker a de bonnes tomates.
Eğer 50 kasa domates alırsam tanesi 2.50 mark eğer 50 kasadan az alırsam tanesi 3.50 mark ediyor.Ne dersin?
Si je lui prends 50 cageots, Zucker me les fait à 2,50. Sinon, à 3,50.
Zucker, Brennan'ı vurmaktan ifade veriyor.
Zucker doit faire une déposition pour avoir tiré sur Brennan.
- Andrea Zucker, Stanford.
- Andréa Zucker, Stanford.
Çıkışta liderliğe koşanlar Vision Be Mine, Miss Rae Rae ve Zucker's Mother.
En tête : Vision Be Mine, Miss Rae Rae et Zucker's Mother. Boy se fraye une place sur le côté.
Zucker's Mother. Miss Rae Rae, Vision Be Mine. Pie-O-My da lider gruba katılıyor.
C'est serré entre Miss Rae Rae, Vision Be Mine et Pie-O-My.
Zucker's Mother'la çekişiyor.
Pie-O-My et Zucker's Mother en tête.
Pie-O-My, Zucker's Mother.
Pie-O-My et Zucker's Mother.
Ama esaslı bir rakibi var. Yine Zucker's Mother.
Mais Zucker's Mother court aussi.
Zucker's Mother ve Tenant's Harbor içeride liderliğe koşuyor.
- Vas-y, bon sang!
Zucker's Mother, Lil Camille, Pie-O-My ve Tenant's Harbor bu dörtlü hızla fırlayarak liderliğe yerleşiyor.
Zucker's Mother, Lil Camille, Pie-O-My, Tenant's Harbor en tête.
Bir saat içinde bir şeyler öğrenirim.
J'attends un appel de Zucker. J'en saurai plus dans une heure.
İtiraf etmişler. Rasgele bir olaymış.
D'après Zucker, ils ont tout avoué.
Libby Zucker, en yakın dostunun kafasını intikam için patlattı. Kısa ve öz.
Libby Zucker a tout simplement tiré sur son meilleur ami par vengeance.
Kaç tane operasyon geçirdiniz, Bayan Zucker?
Combien d'opérations avez-vous eues?
Bayan Zucker evli misiniz?
Mme Zucker êtes mariés?
Bayan Zucker benim bildiğim, dolu bir 45'liğe partilerde pek rastlanmaz.
À ma connaissance, un pistolet chargé n'est pas essentiel à une fête.
Bayan Zucker, size karşı dürüst olacağım.
Mlle Zucker, je vais être franc.
Kendini vurmadan önce, Libby Zucker'ın oynadığı şu oyunu düşünüyordum.
Je pensais au jeu de Libby Zucker avant qu'elle se tire dessus.
Bayan Zucker haftasonunda, Fairmont Nekahat Merkezi'ne nakledilmenizi öneriyorum.
Mlle Zucker, je vous conseille d'aller au centre de convalescence de Fairmont - à la fin de la semaine.
Zucker ameliyatını güç belâ bitirebildim.
J'ai eu du mal à finir l'opération de Mlle Zucker.
Bayan Zucker, bu gece geç saate kadar çalışıyorum.
Mlle Zucker, je travaille tard ce soir.
Bay Zucker. Her hafta buraya akşamdan kalma halde gelir ve öleceğini iddia eder.
M. Zucker, ivrogne notoire, vient chaque semaine mourir ici.
Becky Zucker onunla küsünce, Ne yaptı biliyor musun?
Et quand Becky Zucker a arrêté de lui parler, vous savez ce qu'elle a fait?
Doldurulmuş Zucker'in gagasını kırmışlar, yani tavuskuşumuzun.
Ils ont cassé le bec de notre pauvre paon, Zucker.
Ben Jeff Zucker, NBC Universal kanalının yönetim kurulu başkanı ve genel müdürüyüm.
Je suis Jeff Zucker, le président de NBC.
Saçını düzeltmek mi istiyorsun yoksa bebeği mi?
Jared Watson, Rachel Zucker, Ed Diamanti. Qui sont ces gens?
Jared Watson, Rachel Zucker, Ed Diamanti.
Jared Watson, Rachel Zucker, Ed Diamanti.
Küçük bir kasabadaki tek eczacı olarak, Doug birçok insan hakkında az buçuk bilgiliydi, ama her zaman bir profesyonaldi, asla yargılamazdı, ve müşterileri her zaman onu dinlerdi, Donald Zucker gibi müşterileri.
Doug étant le seul pharmacien en ville, il savait des choses sur tout le monde, mais il se montrait toujours professionnel, il ne jugeait jamais, et ses clients l'écoutaient toujours, comme Donald Zucker.
Jeff Zucker'ın NBC'yi bırakışı gibi bırakıyorum.
Comme Jeff Zucker quand il dirigeait NBC.
Selam, Zucker!
Salut, Zucker.
Zucker, sen hâlâ mili olmadın mı?
Zucker, t'es encore puceau, mec?