Çabalıyorum traduction Français
577 traduction parallèle
Çabalıyorum.
Je travaille sur ça.
Çok çabalıyorum.
J'ai fait beaucoup d'efforts.
Çabalıyorum!
J'essaie!
Evet, çabalıyorum. Ama korkarım anlayamayacağınız bazı şeyler var.
Mais vous ne pouvez pas tout comprendre.
- Çabalıyorum Şampiyon. Tek yapabildiğim çabalamak.
J'essaye, je ne fais que ça.
İmparatorun zulmüne karşı cumhuriyet için çabalıyorum.
Je me bats contre la tyrannie des empereurs.
Ne için çabalıyorum?
Pourquoi est-ce que je me bats?
Düşüşte nabızlarım, çabalıyorum. Şimdi beraberiz, bitiyoruz ve başlıyoruz.
Le torrent surgi de nos âmes balayera tous les obstacles...
- Evet hala çabalıyorum.
- Oui. Merci pour l'eau.
Hala sergiletmek için çabalıyorum.
J'essaie toujours de les exposer. Oh, arrêtez de vous dérober.
Çabalıyorum.
Vous êtes trop haut.
Bugün, burada bir Alman hemşire öldü... çabalıyorum ama pişman olamıyorum.
Aujourd'hui, une infirmière allemande est morte, et j'ai essayé, mais je n'ai pas réussi à la regretter,
Ama öyle sanılmasına ihtiyacım var. Öyle olması için de çabalıyorum.
Mais j'ai besoin qu'on y croit pour essayer de le devenir.
- İlgi çekici olmasına çabalıyorum.
- Je tente de rendre ça intéressant.
Ben Kral boşansın diye çabalıyorum.
Le mien sera d'assurer une annulation.
- Buna çabalıyorum.
- J'essaie.
Çabalıyorum.
J'essaie.
Bunun için çok çabalıyorum, Frank.
J'essaye, j'essaye de toutes mes forces.
- Doğru. Aylardır senden uzaklaşmaya çabalıyorum ve seninle seyahate mi çıkacağım?
J'essaye de te fuir depuis 6 mois, et je partirai avec toi?
Neden çabalıyorum ki? Beni öyle sinirlendiriyor ki, şimdi çatlayacağım.
Je ne sais pas pourquoi je m'occupe d'elle, elle me rend tellement dingue que je pourrais gerber.
Dinle, seni anlamak için çabalıyorum.
Écoute, il faut que tu comprennes.
Tabii ki, Profesyonel görünmek için, iki misli çabalıyorum. Benim için tek önemli olan, parçalamak ve kesmek... çünkü biliyorum ki, eğer diğer iki rahip rahatsızlığımdan kuşkulanırsa... ve ben herhangi bir şekilde, bu tekrarlanan, kokuşmuş işin... hiç bir iyi tarafı olmadını ima edersem... bir sonraki kurban ben olurum.
Je redouble de vigilance, coupant et tailladant du mieux que je peux, car je sais que si les deux autres soupçonnent ma détresse, et son corollaire, le doute relatif au bien-fondé de notre pratique, je serai le prochain sacrifié.
Bunun için çabalıyorum.
C'est un travail de longue haleine!
Çabalıyorum, kabalık yapıyorsun
Je fais de mon mieux.
Bir oyun yazdığımda, bir nevi, zannedersem yapmaya çalıştığım şeylerden bir tanesi kendime bir parça gerçeklik seçiyorum ve bunu seyirci ile paylaşmaya çabalıyorum.
Tu vois? Quand j'écris une pièce, j'essaie, entre autres... ce que j'essaie de faire, c'est de me colleter avec des morceaux de réalité! et je tente de les faire partager au public.
Görünmez dostlarımızla birazcık diyalog kurmaya çabalıyorum.
J'essaie de dialoguer avec nos amis invisibles.
Karımı kent dışına çıkarmaya çabalıyorum.
Je suis ouvrier et j'essaie d'emmener ma femme au calme.
- Burs için çabalıyorum.
Je voudrais essayer d'obtenir une bourse.
Bu sınıfı... elimde tutmak için çabalıyorum.
Je m'accroche pour la faire tenir.
Durumu kontrol altında tutmaya çabalıyorum.
J'essaie de contrôler la situation.
Hey beyler, burada çalışmaya çabalıyorum, umurunuzda mı?
Je travaille, si ça vous dérange pas.
- Senin için doktor bulmaya çabalıyorum, bebeğim.
- J'essaye de te trouver un docteur, chéri.
- Çabalıyorum.
Je fais mon possible.
Bilemiyorum çabalıyorum ama galiba Al Bundy önemli biri olmak için gelmemiş dünyaya.
Je sais pas, j'essaye mais... Il semble qu'Al Bundy n'était pas censé compter.
Bölgesel sorunlara duyarlı olmaya çabalıyorum.
Je dois me montrer sensible aux inquiétudes locales.
Sadece kafamı suyun üzerinde tutmaya çabalıyorum.
J'essaie juste de garder la tête hors de l'eau.
Tanıklık etmesi için çabalıyorum.
J'essaie de la faire témoigner.
Siktir! Çabalıyorum. Bak, Susan, bir hayal balonunun içinde yaşıyorsun.
J'arriverai peut-être à rien, mais, merde, j'essaie.
Çabalıyorum.
Mais je... j'essaie.
Neden daha çalışkan bir öğrenci olmak için çabalıyorum?
A travailler plus dur.
İç güdülerime güvenebilmek için çabalıyorum.
J'essaie de me fier à mon instinct.
Çok çabalıyorum.
Je fais des efforts.
Oluşturabileceğim en iyi kadroyu oluşturmaya çabalıyorum.
j'essaie de constituer la meilleure équipe possible.
Çabalıyorum, keşke benim için bu kadar endişelenmeseydin.
Tu te fais trop de soucis pour moi.
Ama çabalıyorum, Ringo. Çoban olmak için gerçekten çok çabalıyorum.
Mais j'essaie, j'essaie de toutes mes forces d'être le berger.
Ama daha iyi olmak için... çabalıyorum ve bunu düzelteceğim.
Mais je fais de mon mieux, et je crois que je progresse.
Ben de tam olarak anlayamıyorum ama geçen sefer ateşlediği tüp dünya dışına çıkmıştı.
C'était l'arrière grand-père de notre Oswald Cabal, le président du Conseil.
Çabalıyorum, baba...
Je m'efforcerai d'être plus attentive.
- Çabalıyorum.
- J'essaye.
# Küçük ekrandaki entrikaları Beğenip kaydetmeye çabalıyorum #
"LE SEXE EN BANLIEUE N'A PAS DE LIMITES."
Onu aramamaya çalışıyorum, bu sefer de o beni arıyor. Ve sonra da ben arıyorum. Buluşmamak için çabalıyoruz ama arada bir de buluşuyoruz.
J'essaie de ne pas l'appeler, mais elle m'appelle, puis je l'appelle, on resiste à l'envie de se voir, mais parfois on craque.