Çalmadım traduction Français
1,002 traduction parallèle
Hayır, hayır. Tatlı için çalmadım.
Je ne sonne jamais pour des galettes.
Hayatımda hiç saat çalmadım!
Je n'ai jamais rien volé de ma vie!
- Ama çalmadım.
- Je n'ai jamais...
Daha önce ne çaldın? - Ne çalmadım ki? Kilitten anahtar, parmaktan yüzük, cüzdanda para, bir cinin gücü -
La clé de la serrure, l'anneau du doigt, la force du génie...
Hayır çalmadım. Bunları Pedro Espinosa'dan aldım.
Pedro Espinosa me les a donnés.
- Bir şey çalmadım ben!
- Je n'ai rien vole.
Üstüne üstlük dindar Rahibe Bessie'ye şalgam çalmadım dedin.
Et pour couronner le tout, il a fallu que tu dises à Sœur Bessie, une femme de foi, que tu n'avais pas volé de navets.
Çalmadım ki zaten.
J'ai pas dit ça.
Parayı çalmadım.
Je n'ai rien volé.
Hayvan hırsızı değilim ama. Onları çalmadım!
Mais je ne suis pas un voleur.
Kapıyı bile çalmadım.
Je n'ai même pas frappé.
- Büyük bir tanesini çalmadım.
- Pas sur les grandes orgues.
Para çalmadım peder.
Pas l'argent, mon Père.
Bir kuruş bile çalmadım efendim.
Je n'ai pas volé un peso, Mr.
Zili çalmadım. Doğrudan içeri girdim.
Non, j'allais tout droit vers mon destin.
Buradaki hanımlar birbirlerinin eşyasını çalmaz. Çalmadım ki! Artık benim oldu.
Je l'ai échangée contre des cigarettes.
Bana inanıyorsunuz Dr. Kik, değil mi? Onu çalmadım.
Croyez-moi, je ne l'ai pas volée.
Senden hiçbir şey çalmadım.
Et ça, alors? Tu l'as bien volé avec ton ami?
Ben birşey çalmadım.
Je n'ai rien volé.
Ben hiçbir şey çalmadım!
J'ai rien volé!
Hiçbir şey çalmadım!
J'ai rien volé!
Hiçbir şey çalmadım ben!
J'ai rien volé!
Ben hiçbir şey çalmadım.
J'ai rien volé. N'aie pas peur.
Değilim, ama bıçağı da çalmadım.
Non, mais j'ai pas volé le couteau.
Ata gelince, onu çalmadım, senin için bir önemi varsa eğer.
Ce cheval, je ne l'ai pas volé, si ça t'intéresse.
Hayır efendim. Çalmadım.
Oh, non, je ne l'ai pas volée!
Onu çalmadım, eğer bilmeniz gerekiyorsa... taksit taksit geri ödeyeceğim.
Je ne l'ai pas volé. Si vous devez savoir, j'ai fait un versement partiel.
Kimseden bir şey çalmadım!
- C'est lui qui vole tout le monde!
Hayır, çalmadım! O bizim aile yadigarımız!
C'est un souvenir de mon Père.
15 yıldır tek bir mücevher çalmadım.
Je n'ai pas volé un bijou depuis 15 ans.
Katıldım çünkü yaptıklarım için pişmandım. O zamandan beri çalmadım.
J'ai rejoint la Résistance pour me réhabiliter... et je n'ai plus rien volé.
- Yemin ederim ki çalmadım.
J'l'ai pas volé. Je te le jure!
Ben dinamit çalmadım!
Je n'ai pas volé de dynamite!
Ben hayatımda hiçbir şey çalmadım.
J'ai jamais rien volé de ma vie.
Bakına ben çalmadım sadece...
Je voulais rien voler.
Ben hayatımda hiçbir şey çalmadım.
C'était son idée. Je n'ai jamais rien volé de ma vie.
Kapıyı çalmadım, kusura bakmayın.
Excusez-moi d'être entré sans frapper.
Mary! Yeterince çalmadın mı?
Mary, ça suffit, ma chère.
- Kilise orgu çalmadın mı hiç?
- Vous avez joué dans une église?
İşleri çabuklaştırayım mı? Yoksa biri zili çalmadığı sürece eski günlerden konuşup dururlar.
Je vais les presser ou ils en auront pour toute la soirée.
Gerçekten çalmadım.
Je le sais.
İyi akşamlar bay Flusky. Ön kapı ziliniz çalmadı. Bende buradan gelmek zorunda kaldım.
Bonsoir, votre sonnette ne marchant pas, j'ai dû passer par là.
Ses çıkmadı mı? .. Bağırmadılar mı, ya da zili çalmadılar mı?
Ils ont dû appeler, vous n'avez pas entendu.
Ah Lorelei, olamaz! Leydinin tacını çalmadım.
Je n'ai pas volé la tiare.
- Pekala. Elmas tacı çaldınız mı, çalmadınız mı?
Avez-vous, oui ou non, volé la tiare en diamants?
Ben bir şey çalmadım!
Ceci est à moi.
Paranı çalmadığımı nereden biliyorsun?
Comment savoir si je ne vous ai pas volée?
Bir dakika. Otelden hiç küllük veya havlu çalmadınız mı?
N'avez-vous jamais pris un cendrier ou une serviette dans un hôtel?
Dün gece bir şey çalmadım.
Y avait de la musique.
Efendim... belkide Shirai kasa odasından birşey çalmadı. Belki aynı bilinmeyen kişi yaptı.
M. Le vice-président, ce n'est peut-être pas Shirai, mais quelqu'un d'autre qui a volé les 5 millions.
Hiç senin öz kaynaklarını çalmadılar mı?
Même ça, ils te l'ont volé?