Çok değerlidir traduction Français
165 traduction parallèle
"Burada yemek, içmek, dans etmek ve kızları öpmek çok değerlidir."
Ici il est convenu de boire, de fumé et de dansé et d'ambrassé les filles
Vay, çok değerlidir, değil mi?
Ça doit coûter cher!
Matmazel Deluzy, kızım benim için çok değerlidir.
Mlle Deluzy, ma fille est très importante pour moi.
Ama savaşta zaman gençler için çok değerlidir.
Mais aujourd'hui, le temps est si précieux pour les jeunes gens.
Konuş hayatım, eminim fikrin çok değerlidir.
Dis-nous. Ton avis compte, tu sais.
Başkaları için bir anlam ifade etmeyebilir. Ama benim için çok değerlidir. Sana anlatmıştım, değil mi?
Elle est inutile pour tout autre, mais pour moi elle a un grand sens.
Çok değerlidir.
Il a beaucoup de valeur.
Nazarlığı görüyor musun? Çok değerlidir.
Cette amulette est une chose précieuse.
Bu bir Teika, çok değerlidir. Rahatlıkla satabilirsiniz.
C'est un Teika, vous le vendrez facilement.
Borç para olarak çok değerlidir.
Sa beauté justifie cet emprunt.
Zor bir durum olduğunda,... yardıma koşmakta tereddüt etmezler Benim gözümde hepsi çok değerlidir.
Les uns se baignent moins souvent que le font les bonnes gens... mais ils me paraissent tous avoir bonne odeur.
Çok değerlidir.
C'est un objet de valeur.
Hayır, ordu malı çok değerlidir.
Non, propriété de l'Armée! Très précieux!
Çok değerlidir, kutsal bir deva olarak prenslerin kurtarıcısı, mutluluğun müjdecisi en büyük değerlerimizin esasıdır.
Elle est plus précieuse qu'un baume enchanté, que le salut des princes, que l'annonce du bonheur, oui! C'est l'essence de ce qu'on a de plus cher.
O çok değerlidir.
Il est si gentil!
Çünkü hayat çok değerlidir ve geri getirilemez.
Car chaque vie est précieuse et ne peut être remplacée.
- Çok değerlidir. Gördün mü? - İstemiyorum.
Ça vaut cher, tu sais.
Çok değerlidir.
Il est inestimable.
Çok değerlidir.
Il marche encore bien.
Harcadığın zamanı düşün! Zaman çok değerlidir, Sense harcıyorsun!
Pense à tout ce temps que tu perds, trop précieux pour le laisser s'enfuir
Dr. Yueh bizim için çok değerlidir.
Le Dr Yueh a été très précieux pour nous.
Bu benim için çok değerlidir.
Il a beaucoup de valeur pour moi.
Bu benim için çok değerlidir.
J'y tiens beaucoup.
Ktse çok değerlidir, dostum.
- Le kts coûte très cher.
- Hayır, benim için çok değerlidir.
- Jamais. Ils sont trop importants.
Eğer komikse hayır. "İyi bir komedi" çok değerlidir.
Pas si c'est drôle. "Une bonne comédie", comme vous dites, vaut son pesant d'or.
Çok değerlidir. Arkadaşınız Bay Scotto ölmeden önce... onu sigara kutunuza koydu.
M. Scotto l'avait mise dans votre boîte à cigare avant de mourir.
Claudia benim için çok değerlidir.
Claudia m'est très chère.
O en iyi doktorumuz olmayabilir ama bizim için çok değerlidir.
Helmer, maîtrisez vous. Il n'est peut-être pas le meilleur médecin mais il n'est pas le pire non plus.
Büyükbabam için çok değerlidir.
C'est le trésor de Grand-père.
- Bilirsin, o.. o sarıdır. Yerden çıkarılır. Gerçekten çok değerlidir.
Tu sais, c'est... jaune, ça sort de terre, c'est très précieux.
Adalet ve dürüstlük çok değerlidir...
La droiteté et l'honnêteté sont honorables.
Onlar çok değerlidir.
Ils sont sans prix.
Elmas küçüktür ama çok değerlidir!
Un diamant, c'est petit mais précieux!
Çünkü, ırkına rağmen bu adam, benim için çok değerlidir. - Siktir.
Malgré sa race, il me rend de précieux services.
Olaylara düşmanın gözüyle bakabilmek çok değerlidir.
Il est bon de pouvoir voir à travers les yeux d'un ennemi.
Çok değerlidir taşıdığın şu değerli emanet.
Ce chargement si précieux
- Yıllıklar çok değerlidir.
- Un annuaire, c'est précieux.
Burada hayat çok değerlidir.
Ici, on donne une grande importance à la vie d'un homme.
İnançlarımızı pek sergilemeyiz ama onlar bizim için çok değerlidir.
On n'affiche pas nos coutumes, mais elles sont très vivantes.
"Corona veniet delectis" Şüphesiz zafer çok değerlidir.
La victoire aux valeureux!
O dişler senin gümüş dolarından çok daha değerlidir.
Quoique, écoute Kwo. Ces dents ont bien plus de valeur que ton dollar d'argent.
Bence bir şeyler yazabilen ve insanların rol yapmasını sağlayan biri sadece parası olan birinden çok daha değerlidir.
Un homme qui peut écrire et aider quelqu'un à jouer vaut bien plus qu'un homme qui a de l'argent.
Savaş alanındaki atlar silahlı mürettebattan çok daha değerlidir.
Dans une équipe de canonniers, les chevaux sont beaucoup plus précieux que les hommes.
Çok değerlidir.
Il a de la valeur.
Çok haklısın. Ama yakınlık değerlidir.
Il a créé un service de renseignements hors pair.
Fakat Lillie Langtry'nin kötü bir resmi bile bir çok kadının bizzat kendisinden değerlidir.
Un mauvais portrait de Lily... vaut la plupart des femmes de chair.
Ama altın çok değerlidir.
- Tu veux rire?
İstiridyeler sahipleri için çok değerlidir.
Bon, elles auraient une sacrée valeur pour leur propriétaire, alors.
Mavi taş, Apaçiler için çok değerlidir.
Pierre bleue... précieuse pour les Apaches.
Daha çok kafası varsa, daha değerlidir.
Plus ils en ont et plus ils valent cher.
çok düşüncelisin 96
çok duygulandım 41
çok doğru 697
çok dikkat et 20
çok düşüncelisiniz 51
çok değerli 25
çok daha iyiyim 55
çok düşündüm 29
çok daha fazlası 28
çok dikkatli ol 53
çok duygulandım 41
çok doğru 697
çok dikkat et 20
çok düşüncelisiniz 51
çok değerli 25
çok daha iyiyim 55
çok düşündüm 29
çok daha fazlası 28
çok dikkatli ol 53
çok dar 20
çok derin 25
çok daha fazla 27
çok daha iyi 204
çok değişmişsin 21
çok düşünceli 17
çok doğal 35
çok değil 207
çok daha iyi hissediyorum 20
çok dokunaklı 82
çok derin 25
çok daha fazla 27
çok daha iyi 204
çok değişmişsin 21
çok düşünceli 17
çok doğal 35
çok değil 207
çok daha iyi hissediyorum 20
çok dokunaklı 82