English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Ç ] / Çok isterdim

Çok isterdim traduction Français

2,419 traduction parallèle
- Çok isterdim. Ama eşyalarımı toplamak için konağa dönmem gerek.
J'adorerais vraiment, mais je dois retourner à la villa pour chercher mes affaires.
Arkadaş olmayı denemenizi gerçekten çok isterdim.
Cela me ferait vraiment plaisir si vous essayiez de devenir amis.
Çok isterdim ama Lucy ile onun evinde yemek yiyeceğiz.
J'aimerais bien, mais je dîne chez Lucy.
Evet, çok isterdim. Sadece çalışırken, kullanmıyorum...
J'adorerais, mais quand je bosse...
Amigdalana bakmayı çok isterdim.
J'adorerais étudier ton corps amygdalien.
Sizi köyümün meyveleriyle karşılamayı çok isterdim ama Zartog hepsini yok etti.
Le sort de cette mission dépend de toi. - Reviens vite. Si Zartog a volé ce départiculateur, je risque de perdre mes amis.
- Çok isterdim.
- Vraiment.
Bunu söylememeni çok isterdim.
J'aurais préféré que vous ne disiez pas ça.
Çok isterdim ama bugün için planlanmış bir işim var.
J'aimerais, - mais j'ai un truc de prévu.
Daha güçlü bir karaktere sahip olmanı çok isterdim.
J'ai besoin d'une âme forte.
Oğlum çok isterdim ama büyük çocuklar aldı.
J'adorerais, mais des mecs costauds me les ont prises.
Bir şeyler yapabilmeyi çok isterdim ama şirket politikası, anlarsın ya?
J'aimerais vous aider, mais c'est le règlement qui veut ça.
Niye kaçtığımı sana anlatmayı çok isterdim Raylan ama sana bu aramayı takip ettirdiğini bilecek kadar saygım var.
J'aimerais prendre le temps de t'expliquer pourquoi j'ai fui, mais je t'estime assez pour savoir que t'essaies de me localiser. Alors, je vais te dire adieu.
Bugün antrenman yapmayı ben de çok isterdim.
J'aurais adoré aller faire du sport cet après-midi.
Kötü şeyler oldu ve biliyor musun,... hepsini unutmayı çok isterdim, her parçasını ama unutmuyorum.
C'était une mauvaise journée. Tu sais quoi? J'aimerais oublier, mais je n'oublierai pas.
O nerede? O kızla tanışmayı çok isterdim.
J'aimerais rencontrer cette fille.
Çok isterdim. Ama takıma ketçap dökersem Amanda beni öldürür.
- Si, mais Amanda ma tuerait si je tâchais mon costume.
Çok isterdim ama pazar brançını kaçıramam. Bekarlığa veda partisinin en önemli anıdır.
Je ne peux pas rater le brunch, c'est le meilleur moment.
Tanışmanızı çok isterdim.
J'ai hâte que tu le rencontres.
Çok isterdim.
- Ça me plairait, mais pourquoi?
Çok isterdim ama bugün erken çıkmam lazım.
J'adorerais y aller. Mais je dois partir tôt.
Çok isterdim ama...
J'aimerais beaucoup, mais...
- Çok isterdim ama müsait değilim.
J'adorerais, mais...
Çok isterdim ama Steveler'e gideceğim. Annemden izin almıştım.
- J'aimerais bien, mais c'est déjà vu avec maman, je vais chez Steve.
Elbette, size pasaportumu göstermeyi çok isterdim eşyalarımın geri kalanıyla beraber odamda olmasaydı tabii. - Beyefendi... - Ve bir de kız arkadaşım!
J'aimerais bien vous le montrer, mais Il est dans ma chambre, avec mes affaires et ma copine.
Oh, bunu büyük ekranda izlemeyi çok isterdim.
J'adorerais le voir sur grand écran.
- Antoine, seni almayı çok isterdim ama trombon için Troy'u ayarladık bile.
Écoute Antoine, j'aimerais t'avoir avec nous, - mais Troy joue déjà du trombone.
Bunun için paramın olmasını çok isterdim.
Ciel, j'aimerais pouvoir m'offrir celui-là. Pourquoi?
Onu burada tutmayı çok isterdim ama yapamam.
Bien que j'aimerais le garder, je ne peux pas.
- Tatil yapmayı çok isterdim.
J'adorerais des vacances.
Açık konuşayım, bunu yapmayı çok isterdim ama şu aralar hiç zamanım yok.
Je vais être honnête. Je donnerais n'importe quoi pour le faire, mais actuellement je suis trop occupé.
Biraz da eski zamanlardan konuşuruz belki. Gelmeyi çok isterdim.
- et on rattraperait le temps perdu.
Evet... Sana olanları anlatmayı çok isterdim, Robin.
J'adorerais vous dire ce qui s'est passé, Robin.
Ne demek istediğini çok iyi anladım ve bugün yaşlı teyze işini yapmayı çok isterdim ama maalesef, arabam bozuk.
Tu sais quoi? Je comprends bien, et je serais super chaud pour m'occuper des vielles, si seulement ma voiture marchait.
Yardım etmeyi çok isterdim ama uğramam gereken yerler var.
J'aimerais bien, mais je dois y aller. - Désolé, vieux.
Bay Sanyal, Kamala'yı geri getirebilmeyi çok isterdim.
Vous savez... J'aimerais vraiment pouvoir ramener... Kamala.
Bu benim için çok zor çünkü onu davet etmeye çok isterdim çünkü çok tatlı ama davet edersem, orada kendini rahat hissetmeyebilir diye endişeliyim.
C'est vraiment trop dur pour moi, parce que j'aimerais tellement l'inviter, elle est trop gentille, mais j'ai peur qu'elle ne soit pas à l'aise si elle vient.
Destiny göğüslerini yüzüne doğru salladığında yüzündeki "çok masumca" ifadeyi görmek isterdim.
- J'en crois pas un mot. Je demande à voir ton regard "totalement innocent" quand Destiny t'agite ses lolos sous le nez.
Taştan yapmak isterdim ancak çok ağır olacaktır.
De la pierre serait mieux, mais c'est trop lourd.
Çok seksi. Kızın beni devreye sokmasını isterdim.
C'est sexy, elle pourrait me remettre à ma place.
Ve burada kalıp size biraz daha hakaret etmek isterdim ama şu an çok meşgulüm.
et autant j'adorerais rester ici à vous insulter, Mais je suis très occupé pour le moment.
Gelmeyi çok isterdim.
J'aurais adoré être là.
Seninle tartışmaya devam etmek isterdim ama çorbayı gerçekten çok istiyorum. Tavuk köftelerini ben ekleyebilir miyim?
- J'adorerais en parler mais j'ai très envie de soupe, je peux mélanger la pâte?
Size daha çok yardımcı olabilmek isterdim. Fakat ne aradığınızı bilmediğim için...
- Mark va te tirer dessus?
Gerçekten, orada yapabileceğim birşeyler olmasını çok isterdim.
J'aurais voulu faire quelque chose.
Söz konusu prenses ve deniz yaratığı hakkında daha çok şey bilmek isterdim.
Je dois en savoir plus sur la princesse et sur le monstre.
Bakın, size, Xander ve benim çok iyi arkadaş olduğumuzu söylemek isterdim, ama değildik.
J'aimerais dire qu'on était les meilleurs amis mais c'est faux.
Bunun nadir bulunan bir boya olduğunu ve Manhattan'da sadece bir yerde satıldığını söylemek isterdim ama ne yazık ki bu çok kullanılan bir boya ve pek çok kullanım var.
J'aurais espéré pouvoir vous dire que ceci est rare, et qu'on le trouve que dans un seul magasin à Manhattan, malheureusement, c'est banal, et il y a beaucoup d'utilisation.
Haley'i hep buraya getirmek isterdim. Ama çok aptal bir yer orası derdi.
Je voulais venir ici avec Haley, mais elle trouvait ça stupide.
Biliyorsun, çok isterdim.
J'aimerais, mais il est tard.
Ve onlara dokunmayı gerçekten çok isterdim.
Cheesus...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]