Çoraplar traduction Français
1,811 traduction parallèle
- Çoraplar, tabii!
- Des chaussettes? Oui.
Çoraplarını değiştiriyor mu?
Est-ce qu'il change de chaussettes?
Daha dün gece kendi çoraplarımı ağzımın içine bantladılar!
On m'a bâillonné avec ma chaussette cette nuit!
- Evet, gün boyunca giydiğim çoraplar içinde futbol oynadığım, içine terlediğim ağzımın içine itildi ve üstü bant ile kapatıldı!
Celle que j'ai mise toute la journée, au foot, trempée de sueur, on me l'a scotchée sur la bouche!
Kadın çoraplarını Kraliçe Elizabeth icat etmiştir.
La reine Elizabeth aurait inventé les bas pour dames.
- Çoraplar? - Çıkar onları.
- Non, les chaussettes, ça va, on les garde.
Sadece pantolonumun paçasını çoraplarımın içine sokuyorum. Aynen böyle işte. Zincire takılmasın diye.
Je le glisse dans ma chaussette et le tour est joué.
- Çoraplar.
- Chaussettes.
Çoraplar! Kahretsin!
Chaussettes!
Çoraplarını da!
Tes chaussettes aussi.
Çoraplarım!
Mes chaussettes!
Çoraplarım ıslak.
Sûrement. Mes chaussettes sont trempées.
Çoraplarını unutmuş.
Elle a oublié son collant.
Ben bazı siyah erkek ve kadın çorapları bulmuştum.
Il y avait des chaussettes et des collants noirs.
Olay yerinde Bu kadın çorapların - daki yanık izini farketmiş miydin?
T'avais remarqué ce noeud brûlé sur les collants?
Şu kadın çoraplarından ne haber?
Parle-moi de ces collants.
- Öyleyse çorap kadının çoraplarıyla boyun arasında mıydı?
La chaussette était entre les collants et le cou?
Felix kostümlerin altına uzun çoraplarımızı giyip, gösterinin adını "Salome Dansı" ya da ona benzer bir saçmalık yapmak itsedi.
Felix voulait qu'on mette des caleçons longs sous nos costumes, appeler ça "La danse de Salomé", ou une connerie biblique dans le genre.
- Askeri botlar ve Gucci çoraplar içindeki asi çocuk.
Tu es un rebelle portant des rangers et des chaussettes de marque.
Sadece çoraplarımı ve kombinezonumu çıkarıyorum.
J'enlève juste mes bas et ma culotte bouffante.
Bebek doğduğunda çoraplarını ben giydireceğim.
Quand ce bébé naîtra, je me chargerai de lui mettre des chaussettes.
Bilmem, bayağı şey vardı pantalonlar, iç çamaşırları, çoraplar.
Ils ressemblent à quoi? Hum, je ne sais pas, y avait plein de trucs pantalons, sous-vêtements, chaussettes.
"Newhart" da, Bob Noel Baba'yı oynarken çoraplar komediyle doldurulmuş.
Ce soir dans "Newhart" : les chaussettes seront pleines de blague quand Bob doit faire le père Noël.
Onlar dans eden Noel Babalı çorapların.
C'est tes chaussettes de père noël pour danser.
- Çoraplarını bitir.
Finis tes chaussettes!
Varis çoraplarının pıhtıları ve kötü sinirleri açığa çıkaracağını söylüyorlar.
Vous avez dit que la pression aidait à libérer les caillots?
Çorapların ne kadar da sıkı!
Putain, tes chaussettes!
Çoraplarımın içinde hiç şeker olmayacak mı?
Je n'aurai pas de bonbons dans mes chaussettes?
Uyandığında bir de bakmışsın ki üzerinde sadece çorapların var.
Tu te réveilles rien qu'avec tes chaussettes.
Çoraplarına bak. Gördün mü? Çocuklar.
On voit ce qu'on veut et on le chope par les couilles.
Tıbbi teknisyenlerin, annemin külotlu çoraplarını keserkenki gülüşlerini de hatırlıyorum.
Les médecins avaient bien ri en m'enlevant les collants de maman.
Temiz çoraplar.
Des chaussettes propres.
Altı kat cila sürdüm ve çoraplarım da cilaya bulandı.
J'ai enduit mes chaussettes de six pots de cire.
Ama hani vitaminler raftan inmiş ve dondurma dolabı temizlenmişti. Çoraplar kurusun ı e dışarıya konmuştu. Kendi kendine olmuş gibi görünen bir sürü şey vardı ya.
Mais souviens-toi de ces vitamines retirées de l'étagère, et la caisse de glaces nettoyée, et ces chaussettes étalées par terre pour sécher, et toutes ces autres choses qui semblaient être arrivées par elles-mêmes?
Bazen de kurucular çorapları yiyor.
Et parfois le monsieur du pressing les manges.
Çoğunlukla çoraplar.
Principalement des chaussettes.
Çoraplarını beğendim.
Super chaussettes!
bende uzun çorapları ve noel babaları ayıklıyorum.
Je sors les chaussettes, les menoras et le père Yarma.
Nefes al. Çoraplarını da çıkar tamam mı?
Enlève tes bas d'accord?
Merhaba, Marge, kokmayan çorapları nerede saklıyorduk?
Allo, Marge, où gardes-tu les chaussettes qui ne sentent pas les pieds?
Onu sadece çoraplarını giymişken basmak istemezsin..
Tu veux pas le surprendre en portant que des chaussettes.
Kirli çoraplarını hiç kokladın mı sen?
Tu as senti tes chaussettes sales?
Eski bir otelde kalırsan, çoraplarını bile çıkarmadan yepyeni bir göt deliğine sahip olursun.
Si tu dors dans un motel, tu mourras avant d'avoir enlevé tes chaussettes.
Çoraplarına bakın. Çorapları mı?
- Regardez ses chaussettes.
"Beni kirli terli çoraplarınla yatağa bağla" türü seksten bahsediyorum.
Dans le genre "attache-moi au lit avec tes chaussettes puantes."
Çek çocuklar da intikamlarını, onların ayaklarından beyaz çoraplarını çalarak alıyorlardı.
Pour se venger... les Tchécoslovaques leur arrachaient leurs chaussettes blanches.
Her şeyi kaybedip, duruyorum. Anahtarlarım, bastonum, çoraplarım.
J'oublie tout le temps des trucs mes clés, ma canne, mes chaussettes...
Çoraplarını çekmelisin.
Il faudra remonter tes chaussettes.
Belki mayo ve çoraplar.
Peut-être le maillot de bain et les bas.
Çoraplar ve sarışınlar.
La marchandise et les blonds.
File çoraplar, tayt.
Bas résille, short moulant...