Çıkabilir miyim traduction Français
272 traduction parallèle
Tatile çıkabilir miyim? ..
J'ai...
Karartmada çıkabilir miyim?
Je peux sortir avant le couvre-feu?
Hemen odama çıkabilir miyim?
Je suis fatiguée. Puis-je monter dans ma chambre?
- Kedinize sahip çıkabilir miyim?
Si vous permettez, j'adopte votre chat.
Madam Spitzer, bugün biraz erken çıkabilir miyim?
Pourrais-je partir plus tôt aujourd'hui?
- Dışarı çıkabilir miyim?
- Juste descendre dans la cour, c'est trop pour moi?
- Dışarı çıkabilir miyim? - Olur. - Senin mi?
- J'peux aller m'promener?
Karısı kantinciydi, erkek de Çavuştu. Çıkabilir miyim?
Simple soldat...
- Ben de kıyıya çıkabilir miyim Bay Holden?
Je peux débarquer, alors?
- Buradan çıkabilir miyim?
- Je pars par là?
- Bataklıktan çıkabilir miyim?
- Je peux sortir de la boue?
Sonra biraz çıkabilir miyim?
Je pourrai sortir un peu ensuite?
Üzerimdeyken çıkabilir miyim diye merak ettim ve yaptım.
Je voulais voir si je pouvais partir avec, et je l'ai fait.
Çalışmak için yukarı çıkabilir miyim?
Je peux commencer en bas et monter petit à petit?
Anneciğim, dışarı çıkabilir miyim şimdi?
Maman, je peux sortir maintenant?
Sınıftan çıkabilir miyim, patron?
Je peux sortir, chef?
Çıkabilir miyim? Lütfen, çok istiyorum.
S'il vous plaît, je veux y aller.
- Kerkenezin yuvasına çıkabilir miyim? - Ne yuvası? - Duvarın orada.
Je peux monter au nid de faucons?
Aslında çocuklarla başa çıkabilir miyim onu bile bilmiyorum.
Je ne saurais pas du tout m'y prendre avec les enfants.
Odadan çıkabilir miyim?
Dois-je quitter la pièce?
Geçti mi, dışarı çıkabilir miyim?
C'est sécuritaire?
Hocam, sınıftan çıkabilir miyim?
Mademoiselle, je peux sortir?
Çıkabilir miyim?
Je peux?
- Çıkabilir miyim, teyze?
- Je peux partir?
Şimdi çıkabilir miyim?
Je peux sortir du bain?
- Gemiye çıkabilir miyim?
- Permission de monter à bord?
Yarın beşte çıkabilir miyim?
Je peux partir à 5h, demain? Je dois aller chez le dentiste.
Çıkabilir miyim?
Je peux sortir?
- Çıkabilir miyim, yoksa...?
Vous entrez, ou pas?
Erken çıkabilir miyim? - Hayır.
Je peux partir plus tôt?
Afedersiniz, ben çıkabilir miyim?
Excusez-moi, je devrais peut-être vous laisser?
Gördüğüm kadarıyla artık çıkmadığınıza göre... acaba ben onunla çıkabilir miyim... sinemaya gitmek ya da bir şeyler içmek için diye soracaktım.
Et que tu ne sors plus avec elle. Je me demandais si je pouvais l'emmener au cinéma.
Şimdi çıkabilir miyim?
Je peux sortir? Il fait chaud là-dessous.
Buradan çıkabilir miyim?
Je peux sortir par là?
Buna karşı çıkabilir miyim?
Je vous incommode ou quoi?
Hey, Al. Yemeğe çıkabilir miyim?
Al, ça te dérange si je vais déjeuner?
Yarın akşam Mark'la çıkabilir miyim?
Mark m'invite en boîte, demain.
Nekahat için bir hafta izine çıkabilir miyim efendim?
Je peux avoir huit jours de perme?
Tony böceklere yem olduğuna göre, artık bu yas kıyafetlerinden çıkabilir miyim?
Maintenant que Tony sert de repas aux vers, je peux enlever ces habits de deuil.
Şimdi dışarı çıkabilir miyim?
- Je peux sortir?
Tatlım çocuğu rahat bıraksana. Şimdi dışarı çıkabilir miyim?
- Laisse-le donc tranquille.
- Bir bardak kahve alıp çıkabilir miyim?
Un café à emporter.
Şuradan çıkabilir miyim?
Je peux sortir par là?
Küçük Cesur Terzi'yi anlat! Bugün erken çıkabilir miyim?
Est-ce que je pourrais partir un peu plus tôt?
O zaman ileri çıkabilir miyim?
Je peux y aller?
- Bay Banner, elini sıkabilir miyim?
M. Banner, c'est fantastique. Je vous sers la main?
Buradan çıkabilir miyim?
Il vaut mieux que je parte!
Çıkabilir miyim?
On peut y aller?
- Çıkabilir miyim?
Je peux partir?
Sam, yarım saatliğine çıkabilir miyim?
Je peux prendre une demi-heure?
Çıkabilir miyim?
On peut entrer?