Ôö traduction Français
1,573 traduction parallèle
- Oo, havalı.
Très chic.
- oo aman tanrım! - Oh olamaz!
- C'est affreux!
Oo-oo-ooooo-oo bebeğim lütfen gitme.
Non ne me laisse pas tout seul
Woo-oo-ooooo-oo-oo, bebeğim lütfen gitme.
Non, ne me laisse pas Tout seul
Woo-oo-ooooo-oo-oo, bulmak zorundaydım sana...
Non, ne me laisse pas Tout seul
Oo, Cehennemdeyim!
Oh, je suis en enfer!
Oo, haksız davranışların cezasını vermede bir numara demek.
Oh, le roi des dommages et intérêts, hein?
Oo hayır, geri zekalı adam.
C'est pas vrai, le con!
- Oo? - Belki de FBI'a gitmeliyim.
Je trouverai un avocat.
- Oo, Shania umursar. - Gidelim!
Pas du tout!
Oo tatlım.
Oh, mon chéri.
Her zaman, Küçük 00.
Chaque chose en son temps, OO Junior.
Oo evet. melek yüzlü bir oğlan arkadaşlarından kendini sıyırdı.
Oh, oui! Un garçon se détache de ses amis.
Sevgilinizi bir daha gördüğünüzde "Oo, Kevin G" der bir de
Parce que les nanas crieront : "Ooh, Kevin G" Merci, Kevin.
- Oo olamaz
Oh non...
Oo, bitanem.
Oh, mon chéri!
Oo, bitanem.
Oh, mon chéri...
Oo, tanrım, 5 : 00.
Oh mon Dieu, 17 h.
- Oo, iyi.
- Oh, oui.
" Oo kızım, iğrençsin!
" Ooh la cochonne!
OO bir yalancı!
Elle ment!
Oo, yalpalıyorum!
Hoo, je perds l'équilibre!
Oo...
Oh
Manny, ilk, "Oo-oo-ooo" diyen ben olabilir miyim?
Manny, je peux me moquer?
Oo... İçinde ölü bir çocuk olduğunu söylemeyi unuttum mu?
Est-ce que j'ai oublié de préciser qu'il y avait un enfant mort à l'intérieur?
- Oo, Selam!
- Oh, salut!
Oo, işte bu harika!
Comme c'est agréable.
Oo, sen ona yardım ediyorsun- - o Cumartesi akşamı dışarda.
Si, tu l'aides... On est samedi soir et il est dehors.
Oo!
l'histoire Oui... s'il te plaît...
"Kuku"? Oo!
Au revoir Kit
Oo, yo, yo, yo. Sakın bana "Hey, John" yapma. Dükkanımın önünde korkutucu bir kargaşa yaratmısın!
Ecoutez, mes cousins ont fait ça avec mon oncle et il n'a pas bu une goutte d'alcool depuis qu'ils l'ont remis dans le droit chemin et qu'ils l'ont aidé à se réhabiliter
Oo teşekkürler...
Ennuyeuses
Oo evet.
- Oui.
Oo, onu etkilemişsin. Fizikten A aldı.
Elle est ravie, elle a eu A en physique.
Oo, merhaba delikanlılar.
Salut les gars!
Herkes senin değerini... oo-ooww geç kalıyorum...
Tout le monde apprécie ton... Je suis en retard pour mon dîner...
- Oo, özel! Babamın mağazaları vardı.
Au Botox.
ev-li-lik-öö - kim? yani, hadi, bana bakın.
Pré-quoi-ital-qui?
OO! Çekil, çekil!
Bouge de là!
oo, bu kekler harika görünüyor.
Mmh, ces gauffres ont l'air bonnes.
oo, çok kuvvetlisin.
Oh, tu es si forte.
oo, sanırım "kötü" demek istedin Steven.
Non, Je crois bien que je voulais dire "Meilleure."
Oo, şimdi benim oğlum mu oldu, Aynı bize jaz dansçısı olmak istediğini söylediğinde olduğu gibi.
Oh, maintenant c'est "mon" fils, pareil que quand il nous a dit qu'il voulait être un danceur de jazz.
Oo, tatlım, Eminim Eric'in mantıklı bir açıklaması vardır..
Oh, chéri, je suis sûre qu'Eric a une bonne explication.
Oo, takla muhteşem olur!
Oh, une pirouette ça serait énorme!
Oo, demek siz cumartesi günü arkadan yiyecek olan çocuğun babasısınız.
Oh, vous êtes le père de celui qui va se faire enf * * * * dans le c * * samedi?
Oo şey, herkese merhaba.
Oh, salut tout le monde.
Öö... özür dilerim.
- Pardon.
Oo, odunları kesmeyi ve sürme kapıyı tamir etmeyi unutmayın.
J'oubliais, il y a aussi les portes et du bois à couper.
Oo, bundan kaçabildin...
Impressionnant.
Oo, özür dilerim.
Pardon.