Öfke traduction Français
3,225 traduction parallèle
İçinde kontrolü kaybetmene sebep olacak böyle bir öfke yok.
Tu n'as pas ce genre de rage en toi, cette faculté de perdre complètement le contrôle.
Bir kaç salak polis setinde öfke saldı ve zarar verdi.
Un flic stupide est venu et a fait des ravages sur votre plateau, tout le monde le sait.
Muhtemelen en kötü öfke krizini tetiklemişti.
Il a probablement déclencher votre pire accès de rage.
Bana "Olmaz, çok fazla öfke tetikleyicisi var" dedi.
Il a dit "Non, trop de déclencheurs de colère".
Hapse girmek istemiyorsam, öfke terapisine geri dönmem gerektiğini söylediler.
Ca dit que si tu ne veux pas retourner en prison, tu dois retourner en thérapie de gestion de la colère.
Öfke, hayal kırıklığı ve pimanlık!
De la colère et de la déception et du regret.
Sadece öfke nöbetleri geçiren huysuz bir çocuksun...
Tu n'es qu'un enfant grognon qui pique une crise.
Robin Sparkles o öfke dolu ve saplantılı sözleri kimin için söylüyordu?
A qui Robin Sparkles chantait ces paroles de colère et obsessionnelles?
Böyle bir öfke insanın içine işler ve kolay kolay kaybolmaz.
Et pas seulement frustré, mais très en colère. Ce genre de colère qui reste et ne s'en va pas.
Yani demek istediğin, sadece otoriteyle öfke sorunlarımın olmadığı aynı zamanda memnun etmek de istediğim mi?
Tu dis que je n'ai pas seulement un problème à gérer ma colère et avec l'autorité. Mais je veux aussi plaire.
Çok sinirliydim ve sana karşı öfke doluydum bu beni tetikledi, ama...
J'ai ressenti tellement de colère e... et une rage contre toi ; ça m'a remué, mais je... maintenant...
- Bana öfke duyacağından korkuyorum...
- J'ai peur que tu m'en veuille,
- Öfke duymak mı?
- T'en vouloir?
Öfke neden bu kadar büyük bir sorun?
Pourquoi la colère est un tel problème?
Cidden, bu dünyada öfke ne zaman bu kadar kötü bir şeye dönüştü?
Sérieusement, quand la colère est-elle devenue aussi détestable dans ce monde?
Sorun öfke değil. Öfkenizle ne yaptığınız.
La colère n'est pas un problème, c'est ce que vous en faites qui l'est.
Danny'nin amiri öfke kontrolü dersine göndermiş onu.
Le chef de Danny l'envoit apprendre à gérer sa colère.
- Öfke nesi?
- Gérer sa colère?
Öfke konusunda sorunum olduğunu düşündüğünü biliyorum. Ve- - Sanırım haklısın.
Je sais que vous pensez que j'ai un problème avec la colère, Doc, et...
Sateen, seni bugün birazcık gözlemledikten sonra biraz öfke yönetimi terapisine gerçekten ihtiyacın olduğunu düşünüyorum.
Sateen, après t'avoir observé un petit peu aujourd'hui je pense que tu aurais besoin d'une thérapie de gestion de la colère.
Ailenin dini değerlerini reddetme sebebin öfke mi yoksa Kardashian kıskançlığının başka bir bildirgesi mi?
est-ce de la colère que de rejeter les valeurs religieuses de tes parents ou est-ce une autre manifestation de ta jalousie des Kardashian?
Ve bu öfke sizi gerçeklere uyandıracak.
Et cette colère vous amènera à voir la vérité.
Bu sadece öfke ile ilgili değil.
Pour quoi?
Öfke anında Craig'i öldürünce içindeki canavar ipini koparmıştır.
Il tue Craig dans un accès de rage et ça libère la bête qui est en lui.
Bu tarz bir öfke kadınlara karşı çok derin bir öfkenin belirtisi.
Ce type de colère découle d'une profonde haine envers les femmes.
Doyumsuzluk.Öfke. Tembellik.Kibir.
L'avarice, la colère, la paresse et l'orgueil.
İçindeki öfke.
La colère qui est en toi.
Benim içimde öfke yok.
Je n'ai aucune colère en moi.
Baba yoksa senin içinde öfke mi var?
Papa, as-tu de la colère en toi?
Öylesine birine bu kadar öfke gösterilmez.
Personne ne se ballade en portant ce type de rage.
İçinizde öfke mi var?
Est-ce de la colère?
Öfke sadece tutkusunu salıveriyor.
Sa colère déchaîne ses passions.
Öfke sayesinde azıyorsun ve bu hiç sağlıklı değil.
Tu es animé par la colère et il n'est tout simplement pas en bonne santé.
Bazı öfke bozukluğu belirtilerini apaçık ortada. *
Elle semble présenter quelques uns des symptômes du trouble explosif intermittent.
Kurban uğradığı tacizi kaldıramadığından çok fazla öfke biriktirmiş.
On cherche quelqu'un qui a subi des abus de la part de Buford.
Bu yansıma ve kutuplaşmanın bir örneği yanlış düşünce dürtüsellik, öfke ve şiddetin dışavurumuyla birleştiğinde bu zanlının büyük ihtimalle borderline kişilik bozukluğu olduğunu gösterir.
C'est un exemple de projection et de polarisation, un esprit manichéen qui, si on ajoute l'impulsivité, la colère et les accès de violence semble indiquer que ce suspect souffre probablement d'un cas extrême de trouble de la personnalite borderline
İnsanlardan soyutlanmaya sebep olabilir ve bu da öfke ve nefrete sebep olabilir.
Ça peut causer un grand sentiment de solitude... Et il peut y avoir de la colère et de la rage.
Öfke konusunda her hakka sahipsin.
Tu as toutes les raisons d'être en colère.
Yapacağın şey şu... Eriştelerini çatalına sarıp, büyük bir top yapıyorsun yanındaki sos, peynir, utanç, öfke ve acıyla birlikte. Sonrada yutkunup olayı bitiriyorsun.
Donc ce que tu fais c'est que tu enroules tes pâtes en une grosse boule, avec toute la sauce et le fromage et la honte, la colère, la douleur, et ensuite tu l'avales.
Kendisi bir öfke yönetimi terapisti.
C'est un thérapeute spécialisé dans la maîtrise de l'énervement.
Öfke terapistisin demek!
Un thérapeute en gestion de la colère?
Çeyrekliği orada tutmak için o kadar çok odaklanacaksın ki duruşma sırasında öfke aklından çıkacak.
Tu seras tellement concentré à maintenir la pièce, ça va distraire ton esprit de ta colère au cours du procès.
Davranış psikolojisi konusunda yazılan çok sayıda çalışmanın yazarı olarak bu öfkeyi, doğal olmayan öfke kategorisinde gösterebilirim.
en tant qu'auteur de nombreuses études sur le sujet de la psychologie du comportement, Je peux catégoriquement déclarer que ce n'était pas une rage spontanée.
- Araba bayisi açmak yerine ya da kokain işine paravan bir spor barı açmak yerine "Öfke terapisti olacağım" da karar kıldınız.
- Et au lieu d'ouvrir une concession automobile, ou un bar sportif donnant dans la gestion de cocaïne, vous avez décidé "je vais devenir thérapeute en gestion de la colère".
Ben nitelikli bir öfke terapistiyim.
Je suis un thérapeute qualifié dans la gestion de colère
Ancak böyle bir öfke içindeki bir sanık içgüdülerini 9 yaşındaki bir çocukla aynı seviyeye getirip kurbanı kendi koluyla döverken " Neden kendine vuruyorsun?
Ce n'est que dans une telle rage que l'accusé, alors réduit aux instincts d'un enfant de neuf ans, a battu sa victime avec son propre bras tout en hurlant, " Pourquoi tu te frappes?
Kamp Öfke Nöbeti.
Camp Tantrum.
Öfke sorunlari olan 200 kadinin devenin sonu kim olacak diye kavga edisini görene kadar deliligi görmemissindir.
On ne sait rien de la folie avant d'avoir vu deux cents femmes colériques se battre pour savoir qui portera le cul du costume de chameau.
Altı ay öfke kontrolü tedavisine gitmeme neden oldu.
Ça m'a coûté six mois de maîtrise de la colère.
Öfke kontrolü eğitimi de bir yere kadar tabii.
Tellement pour un entrainement au contrôle de la colère.
Legit / 1x04 / Öfke Çeviri : wrigoo Bu şaka sahnede bayağı tutuyordu ya.
Cette blague déchire sur scène.