Ölmuyorum traduction Français
459 traduction parallèle
Cenazesini kaçırdım diye daha az arkadaşı olmuyorum.
Je suis pas allé à son enterrement, mais cela ne prouve rien!
Ya siz? Çok iyiyim. Size engel olmuyorum ya?
Je tombe mal?
Seni incitmek istemiyorum, fakat burada çok mutlu olmuyorum.
Je ne veux pas te chagriner mais je ne suis pas très heureuse ici.
Seni işten uzaklaştırarak iyi bir ortak olmuyorum.
Elle t'empêche de travailler!
İlk kez ikinci kaptan olmuyorum ve durumun farkındayım.
Ce n'est pas la première fois qu'on a des différents avec le second.
Hiç de tahrik olmuyorum.
Moi, je provoque pas.
Yani sana engel olmuyorum değil mi?
Dis, je t'arrête pas, non?
- Olmuyorum, Bay Leiningen.
- je ne m'en fais pas, M. Leiningen.
Ona engel olmuyorum.
Je l'empêche pas
Harika! Onurumdan ödün vermiş olmuyorum.
Ce n'est pas un renoncement.
Veronica'nın güvende olduğunu, senin de yanımda olduğunu bilince o kadar ödlek olmuyorum.
Quand Véronique est en sécurité et que tu es à mes côtés, Je suis déjà plus rassurée.
Toplantına engel olmuyorum ya?
Je t'empêche d'aller à ta réunion?
İşine engel olmuyorum ya?
J'interromps votre travail?
Ama umarım sizden karıma ondan sizin yaptığınız gibi yapıp buraya gelmesini yazmanızı istemekle çok olmuyorum.
Pourriez-vous écrire ŕ ma femme pour lui demander de venir me voir comme vous l'avez fait?
Ben teslim olmuyorum.
Je ne me rendrai pas.
Ben sizin hakkınızda şikayetçi olmuyorum.
Je ne me plains pas de vos histoires.
Aylardır Jack'le birlikte olmuyorum.
Jack et moi n'avons rien fait depuis des mois.
Farkında bile olmuyorum. Eğer kendimi aldattığımı hissedersem de nereden yardım alacağımı biliyorum.
Et si je m'illusionne, je sais où trouver du réconfort.
Ben her zaman onunla beraber olmuyorum.
On ne s'entend pas bien du tout.
- Geliyorsun ama, rahatsız oluyorsun. - Hayır, olmuyorum.
- Et ça ne t'écœure pas?
Hayır, akşam saat 9 : 00'dan sonra evden uzakta olmuyorum.
Je ne sors plus le soir.
- Sakin olmuyorum! Neden sakin olayım ki!
- Pourquoi je devrais me calmer?
Rahatsız olmuyorum çünkü açıkçası o kadın San Francisco'da değildi.
Ça ne me dérange pas car je dois te dire que cette fille n'était pas à San Francisco. Je vois.
Aslında, âşık olduğum zaman mutlu olmuyorum. Nefret ediyorum.
- Au fond, je n'aime pas être amoureuse.
Şafaktan önce bozkırda olmuyorum.
Je ne suis pas dans la steppe avant l'aurore.
Cinsel nesne gibi davranılmaktan da rahatsız olmuyorum.
Ça ne me gêne pas d'être traitée comme un objet sexuel.
Rahatsız olmuyorum.
Ça ne me dégoûte pas.
Ona göz kulak olmuyorum.
En tout cas je ne le surveille pas.
Şey, hayır, sen... Umarım ben engel olmuyorum.
Euh... non, emportez...
Tabii ki, halen tıraş olmamış olmanız mide bulandırıcı... ama anlaşılabilir. Yani, bazen ben de tıraş olmuyorum... ve o da mide bulandırıcı oluyor.
C'est dégoûtant de ne pas se raser, mais ça m'arrive à moi aussi, et c'est dégoûtant aussi.
Bazen ne yaptığımın farkında olmuyorum.
Parfois, je ne sais plus.
Neden iyi adamlara hiç âşık olmuyorum ben?
Pourquoi ça marche jamais avec les types bien?
"Ben niye aşık olmuyorum?"
"Comment puis-je tomber amoureux?"
Yapmamıza izin verecek misiniz? Ben işinizi yapmanıza engel olmuyorum.
Je ne vous en empêche nullement.
- Sana engel olmuyorum, değil mi?
- Je ne vous dérange pas?
Kıçım tutuşurken pek formumda olmuyorum.
Pas avec le cul qui me brûle.
Hiçbir kıza aşık olacak kadar uzun beraber olmuyorum. Beni tanıyorsun.
Je ne reste pas assez longtemps pour tomber amoureux.
Engel olmuyorum umarım, değil mi?
Je ne vous gêne pas, là comme ça?
- Olmuyorum!
- Pas du tout!
- Olmuyorum!
- Non!
Muhatap olmuyorum.
Je ne suis pas obligé d'écouter ces insultes.
Orada pek olmuyorum ama sen yine de al.
J'y suis pas souvent, mais on sait jamais.
Hep burada olmuyorum, çünkü çift vardiya çalışıyoruz.
Je ne suis pas souvent là, on travaille double.
Stella'ya çok hasta olmuyorum.
Elle ne m'attire pas tant que ça.
Üç gündür tıraş olmuyorum.
Je me rase plus depuis 3 jours.
Bu akşam bir çocukla takılmana engel olmuyorum, eminsin değil mi?
Je ne vais pas contrecarrer tes plans avec un gars ce soir?
- Nezle oluyorsun. - Hayır, olmuyorum.
- T'es enrhumée.
Yani her zaman haklı olmuyorum.
J'aurai peut-être jamais plus raison.
- Teslim oluyorum - Ben olmuyorum!
Je me rends!
Tamam, bir gün olmuyorum ve siz çocuklar bunu yapıyorsunuz.
J'étais absent le jour où vous avez fait ça.
4 ya da 5 aydır olmuyorum.
Je ne les ai plus depuis 4, 5 mois.