Öööö traduction Français
110 traduction parallèle
Gördüğüm şeyi kabullenemiyorum bile.
Oooo ça m'énerve!
OOOÖ klübünün onur ve gururunu lekeleyeceksin.
Tu souillerais la réputation de notre organisation.
Adım Takuan OOOÖ klübünün başıyım.
Je suis le chef du groupe OSMS. Je me nomme Takuwan.
OOOÖ mü?
OSMS?
Madem ki OOÖO grubunun ikinci adamı oldum grubun yükselmesi için elimden ne geliyorsa yapacağım.
Je suis maintenant le sous-chef des OSMS. Je me battrai corps et âme pour le bien de notre groupe.
Bizim gibi gerçek erkeklerin bir grup hanım evladı gibi görünmesi ayıp olacağından OOÖO grubu için kuralları yazdım.
Nous sommes des hommes virils. Il serait honteux de passer pour des mauviettes. Nous avons établi notre propre règlement.
- En kötü düşmanım nasıl bakalım?
Comment va mon pire ennemi? Oooo..
Oooo, delikanlı.
Oh, là là.
- Oooo, kahretsin!
- Oh, merde!
Oooo. Limbo.
Super, on danse le limbo.
Kim "Oooo, Bundy," yapacak bakalım?
Allez, topez là, les Bundy!
Hayır. Kahane'nin öldürüldüğü gece ilk defa konuştuk. - Oooo.
Non, je lui ai parlé la nuit où Kahane a été tué.
Oooo, Nakano. Seni tekrar görmek ne güzel.
Nakano, quelle joie de te revoir.
Telefonu "Chandler Bing" diye açınca " Oooo!
Lui, je sais pas trop. Quand j'ai dit au téléphone :
Oooo! Hadi!
C'est ma maison!
Oooo resimsiz bir kitap.
Montre ton livre. Oh, il y a pas d'image.
Oooo.
Dis donc.
Oooo piti piti, karamela sepeti, terazi, lastik jimnastik, öğretmenimiz oto-ma-tik. Evet.
Amstramgram, pique et pique et colégram, bourre et bourre et ratatam, ce sera toi qui le feras.
Oooo piti piti...
Amstramgram...
- Oooo. Adamım! Ben buradan gidiyorum!
Bordel, moi, je me casse.
- Oooo!
- Ah bon?
- Delirip gitme, sadece git. - Oooo.
T'es pas obligée de rester.
HATA Dosya yada dizin bulunamıyor : ) oooo.... eheheh
Fichier ou répertoire absent
Oooo Çocuklar nihayet Harika, gelin bakim.
En voilà des enfants! C'est merveilleux. Approchez.
Oooo...
Oooo...
Oooo bir hologramdan yüksek bir övgü.
Des compliments de la part d'un hologramme.
Dört saat, belki daha az. Oooo... parlak.
Espérons, qu'ils mûrissent seul en un peuple que nous pourrions inclure à la République un jour.
ve sonra gittiler "Oooo, Linux zamanı".
Et ensuite ils vont dire "Oh, le temps de Linux".
Oooo, açıkçası, Tess'i hamile bırakmak dışında bir performans problemin yoktu
Tu n'as apparemment pas eu de problème côté performance.
- Aah! Oooo!
ouille!
- Aaa, oooo!
Whoa-oh!
- Oooo!
Ohh!
Uuu... oooo!
Uhh... Ohh!
Oooo, hayır, hayır...
Oh, non, non, non.
Oooo.Artık veletlerin içimi pislikle doldurmasına izin vermeyeceğim.
Et comment vas-tu joindre les deux bouts, maintenant que tu ne soignes plus mon trou dans le bras?
- Oooo!
- Mon Dieu!
Oooo Doğruu!
Je comprends!
Oooo. Bu işten sıkılmaya başladım.
C'est malin, je suis énervé maintenant.
Oooo, patatesler.
C'est les pommes de terre.
Bizi öldürme- - oooo- - Bizi öldürme.
Ne nous tuez pas, je vous en prie!
Oooo, beş!
5!
Oooo, Harrisonlar olmalı!
C'est sûrement les Harrison.
Oooo, çok güzel. Hayır!
- Oh, c'est pas mal.
Uh, Dünya? Oooo, O programı her zaman izliyorum.
Je n'en manque pas un numéro.
Oooo, açlıktan ölüyorum.
Vous avez harglaré?
Eğer programımızı yayından kaldırmazsanız biz de kimseye söylemeyiz! Oooo, bunu bekliyordum işte.
Je le sentais venir.
OOOO, buna bayılıyorum!
J'adore!
Oooo, Timmy.
Oh, Timmy!
Oooo, harika fikir! Bu kirli ve ölmüş elbiselerinden kurtulman için yardım edebilirler sana.
Tu aurais besoin d'être relooké.
Hatırlayın, bir şeylere kızmıştık, o yüzden burada toplandık, fakat Tanrı aşkına hiçbir şey... Oooo.
On avait tous les boules, mais pourquoi on a fait cette réunion pour ça, mais je n'arrive pas à me souvenir...
Oooo dünya parası.
C'est de la monnaie terrestre.