English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Ö ] / Öğretmenim

Öğretmenim traduction Français

1,458 traduction parallèle
İzin verir misiniz öğretmenim?
Vous permettez, maîtresse?
Söyleyebilir miyim, öğretmenim?
Je peux le dire, maîtresse?
Bu sene benim öğretmenim o.
Je l'ai cette année.
Lise fen öğretmenim, ince ve kalın bağırsaklarını çeksen Brooklyn Köprüsü kadar uzar, derdi.
Selon mon ancien prof de sciences, nos intestins font la largeur du pont de Brooklyn.
Rehber öğretmenim bile bunu hoş bulmuyor. Bu kadar yeter!
Même mon conseiller d'orientation dit que c'est trop.
- Merhaba öğretmenim.
- Salut, Rory!
- İyi ki özel öğretmenim var.
Pas de souci, j'ai la chance de prendre des cours particuliers le soir.
- Sonra görüşürüz öğretmenim.
- À plus.
Lise öğretmenim, Bay Peter, ölmüş.
M. Peters, mon prof de lycée, est mort.
Öğretmenim, denemekten sıkıldığını söylüyor.
La maîtresse dit qu'elle en a marre d'essayer.
Gazetecilik öğretmenim demişti ki : "Eğer Goliath'ı yenmek istiyorsan Achilles topuğunu bilmelisin." Seninki de egon.
Un de mes profs disait que pour avoir Goliath... il faut trouver sa faiblesse.
- Sadece öğretmenim söylemiyor. - Gerçek bu.
C'est pas juste lui, c'est la vérité.
Öğretmenim, eşcinsel kitabı olduğunu söylüyor.
- Mon prof dit que c'est un livre gay.
12 yaşıma geldiğimde, öğretmenim bırakmamı söyledi.
A 12 ans, mon prof m'a fait arrêter.
Endişelenmemize gerek yok çünkü bugün matematik öğretmenim değil o.
Ne te fais aucun souci.
İşte, Müzik öğretmenim de geliyor, Bay Wilkinson.
Ayy, voici mon prof de musique, M.Wilkinson.
Eski beden eğitimi öğretmenim bir yerlerde "ben demiştim" diyordur.
Mon vieux prof de gym me l'avait bien dit.
Ben iyi bir öğretmenim.
Je suis un bon prof.
Oyunculuk derslerimden geldim ve öğretmenim Z'li Zandra ve tek kişilik oyunumun gördüğü en kötü ikinci oyun olduğunu söyledi.
Je reviens de mon cours de théâtre et ma prof, Zandra avec un Z, m'a dit que mon monologue était le deuxième plus mauvais qu'elle ait jamais vu.
40 yıllık öğretmenim, ve sen en kötü öğrencimin eline su bile dökemezsin.
En 40 ans de carrière, tu es, de loin, le pire élève que j'aie jamais eu.
Ben Helsinki Sibelous akademisinde misafir öğretmenim,
"Tu l'ignores peut-être " mais j'enseigne actuellement à l'Académie Sibelius à Helsinki,
- Bir öğretmenim.
J'enseigne.
Fakat, öğretmenim, ben...
Mais, M. Le Professeur...
Öğretmenim Katherine Watson kendi bildiği gibi yaşıyordu ve bundan ödün vermedi. Wellesley için olsa bile.
Mon professeur, Katherine Watson, a vécu selon son propre concept... et a refusé tout compromis... même pour Wellesley.
Mr.Deslon ben öğretmenim.
- M. Tisserand? C'est l'institutrice.
Ben öğretmenim.
Je suis professeur.
Geçici sekreter değilim, yedek öğretmenim.
Je ne suis pas intérimaire, je suis suppléant.
Bu kolye acııyor, öğretmenim.
Les colliers font mal, professeur
İtalyanca öğretmenim.
Le prof de littérature italienne.
- Öğretmenim Franco Basaglia.
- Mon maître, Franco Basaglia.
Afiyet olsun öğretmenim.
Bon appétit, professeur.
Senden öncede birçok öğretmenim oldu.
J'ai eu des tonnes de profs particuliers avant toi.
Öğretmenim, okulun parasını ödersem geri dönebileceğimi söyledi.
Mon professeur a dit que si je pouvais payer, je pourrais y retourner.
Yalan, benim öğretmenim de öyle söylemişti.
Mon professeur me l'avait dit aussi.
"Öğretmenim, Bay Kim"
MY TEACHER, MR KIM.
Konu ise'Öğretmenim için ne yapmak istiyorum'
Le sujet est : "Qu'est-ce que je veux faire pour mon professeur?".
Hey, nereye gidersem gideyim ben bir öğretmenim.
Hé, je suis un professeur quelque soit l'endroit où je vais. Bien sûr.
Öğretmenim, Bay Kim.
Mon professeur, M. Kim.
Benim harika bir öğretmenim var.
J'ai vraiment un super professeur.
Öğretmenim için ne yapabilirim?
Que puis-je faire pour mon professeur?
Çocukken, öğretmenim beni çok döverdi.
Quand j'étais enfant, je me suis fait frapper par beaucoup de professeur.
Ve elveda öğretmenim.
Et adieu à mon professeur.
"Öğretmenim, lütfen sizi dışarı alabilirmiyiz?"
" Madame, voulez-vous quitter cette pièce, s.v.p.?
Öğretmenim de öldü.
Et mon professeur est mort.
Öğretmenim, kısa kılıcın hem saldırıda, hem de savunmada daha kullanışlı olduğunu savunurdu.
Mon professeur soutenait que c'était utile pour l'attaque comme pour la défense.
Öğretmenim konuşabilir miyim?
Maîtresse, je peux parler?
Evet, öğretmenim Bn.
Tu es en CE2?
İyi bir öğretmenim vardı.
J'ai eu un bon prof.
- Herkabe seni öğretmenim yaparak aşağılıyor beni.
- Dans ton cerveau.
Öğretmenim işaretledi.
Mon instituteur me l'a marqué.
Öğretmenim durun bekleyin.
Ne t'avance pas trop, professeur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]