Ürünler traduction Français
463 traduction parallèle
Uzak doğu bölgelerindeki ürünler de dahil mi?
Inclut-il les provinces de l'est?
"Dans edecekler, şarkı söyleyecekler ve ziyafet verecekler." "Kutsal av alanları, verimli ürünler için pulluklarla ezilmeyecek."
On dansera, on festoiera et on chantera dans ces villages car les terrains de chasse sacrés ne l'ont pas cédé aux cultures.
Açıkçası hanımefendi, bu fiyata bulabileceğimiz ürünler gerçekten sınırlı.
Honnêtement, madame, dans cette fourchette de prix, la gamme d'articles proposée est plutôt limitée.
Tatlı çocuklarınız tarafından imzalanmış el yazılı ürünler.
Signées à la main par vos idoles!
Kum bazı ürünler için mükemmel olmalı.
Le sable est peut-être cultivable.
Ama her zaman çok dikkatli olmuşlar çünkü ürünler her zaman tehlikedeymiş.
Mais ils ont toujours dû être très, très prudents, parce que les cultures étaient toujours en danger.
Zamandan tasarruf etmek için denenmiş ürünler olmasını istedim.
Pour gagner du temps, je voulais un produit connu.
Medikal ürünler pek satılmıyor bu günlerde.
Le matériel médical, ça ne marche plus.
Evet, medikal ürünler satıyor.
Oui, il vend du matériel médical.
Spash gibi, örneğin, veya benzer ürünler... sabun tozu aralarında en hafifidir.
En re vanche, avec Spash, pour donner un exemple, ou avec d'autres produits identiques, les poudres détergentes ne détruisent rien du tout.
Yeni, gelişmiş ürünler çıkar sen yaşlı olana kadar ve solmuş. Şişman. Sarkık göğüslü.
Ils auront de meilleurs produits quand tu seras vieille... et fanée... et grosse... avec des seins tombants... des marques sur tes cuisses bleues... et un gros derrière.
O andan itibaren şehir bir bereket, bolluk merkezi haline geldi ve İnkalar buraya geldiğinde, bu iklime göre lüks sayılabilecek sadece İnka aristokratlarının çiğnemesine izin verilen koka gibi ürünler buldular.
Et puisque c'était une ville cérémonieuse d'une certaine sorte, quand l'Inca est venu pour la visiter, il n ´ y a aucun doute qu ´ ils ont développé pour lui les luxes tropicale de ce climat, comme la coca, qui est une herbe intoxiquante que seulement l'aristocratie des Incas avait la permission de mâcher.
Plastik ürünler nasıl?
Et les plastiques?
Yüksek kazançlı ürünler geliştirmek için hastalıklara dirençli tahıllar yetiştirmeliyiz.
Développer de nouvelles cultures résistantes et à haut rendement.
Bu ilk kimyasal ürünler okyanuslarda daha kompleks yapılar meydana getirmek üzere çözünerek, bir çeşit organik bir çorba oluşturdular.
Les produits de ces réactions se sont dissous dans l'océan... formant une sorte de soupe organique... d'une complexité croissante.
Su ısıtıcı ürünler % 1,5 arttı.
Rappelez-vous nos garçons sur le front de Malabar. Pensez juste ce qu'ils doivent endurer.
Şimdikiler yapay ürünler kullanıyor.
.. celles d'aujourd'hui dans l'eau de Javel.
Şimdi, ürünler nelerdir?
Que sont les marchandises?
Sonra, başka ürünler de var... donmuş portakal suyu... ve altın gibi.
Il y a d'autres marchandises, comme le jus d'orange congelé et l'or.
Bitkisel ürünler tüketiyor musun?
As-tu pris ta levure de bière?
Önce kansere karşı bir aşıyla başlayacağız... sonra haşereye karşı dayanıklı ürünler... hava kirliliği oluşturmayacak yakıt, rekombinan DNA örnekleri geliştireceğiz.
Nous commencerons par le vaccin contre le cancer, puis nous passerons aux plantes capables de résister aux intempéries, au mazout non polluant et ensuite au duplicateur d'ADN.
Su ısıtıcı ürünler % 1,5 arttı.
Production de chauffe-eau augmentée de 1,5 %.
Bir markette çalışırdım, ya da çeşitli ürünler satan... bir pazarlamacı olurdum.
Je suppose que je travaillerais dans un magasin quelconque... ou je vendrais à mon compte... quelque sorte de produit. - Vendeur?
- Kozmetik ürünler satarak mı?
Je fais dans le ravalement de façade!
- Willie bu ürünler kendi kendilerini satıyorlar. Senin hiçbir şey yapmana gerek yok.
Ma carrière te fait peur, pas vrai, Willie?
- Ürünler hakkında... - Willie sen bize satmak zorunda değilsin, ürünler kendi kendilerini satıyorlar.
Votre rôle au sein de la famille Terry Faith, c'est de recevoir mes clientes!
Beyler, kaliteli insanların kaliteli ürünler sattığı kaliteli bir şirkette çalışıyorsunuz.
Messieurs, vous travaillez pour une entreprise de qualité... qui fabrique un produit de qualité vendu par des hommes de qualité.
Kendi ihtiyacımızın dışında, geri kalan bütün ürünler dinimizi genişletmek için satılacaktır.
A part nos réserves personnelles, les recettes liées à l'export sont consacrés à notre fondation, et à l'extension de notre prédication.
Kırmızı bölge sadece magnesium ve silikarbür... geri dönüştürülebilir ürünler içindir.
La zone rouge est pour les produits recyclables... en magnésium et en silocarbure seulement.
Diyet ürünler ha!
Weight Watchers?
- Bu satar. - Biz bu tarz ürünler satmıyoruz.
Elles applaudissent. ça va se vendre.
Elledikleri yan ürünler çok aşındırıcıdır.
Ils manipulent un sous-produit très corrosif.
Özel ürünler mi? Ben de öyle düşünmüştüm.
- Des spécialités cachées, je m'en doutais.
Geçen hafta, British Council'in Moskova'daki sesli ürünler....... fuarını ziyaret etmiş.
Elle était au salon de l'audio du British Council de Moscou il y a une semaine.
Sesli ürünler mi?
Le salon de l'audio?
Gemi, çeşitli dengesiz atık ürünler taşıyor.
Le vaisseau transporte des déchets radioactifs instables.
Pahalı ürünler, müşteriyle ilişki.
Des produits chers, des clients difficiles...
Hepimizin güvendiği ve yıllardır kendini kanıtlamış ürünler.
J'ai aussi apporté une sélection de tes produits préférés, ceux qui ont fait leurs preuves et dont on ne peut plus se passer.
Carla, Martin Harvey'i hatırlarsın, yeni ürünler?
Car la, vous connaissez Martin Harvey du département "Nouveaux Produits"?
- Merhaba Bay Silvio. Oh, Antonietta! Bana yeni ürünler için modellik yapabilir misin?
Antonietta, je viens de recevoir de nouveaux modèles.
Artık kâr etmek önemli. Kanıtlanmış ürünler, peşin satışlar önemli.
On parle tirages, ventes prévisionnelles
Lateks satışı ve lateks ile ilgili ürünler.
La vente de latex et de ses produits dérivés.
Aralarında taranmamış ikincil ürünler içerenler var mı?
Des dérivés de ces composants pourraient avoir été ignorés.
- Üstelik yan ürünler de...
- En plus de la marchandise...
Yalnız en modern donanımın kullanıldığı DEF'in... son derece yetenekli ve tecrübeli... zanaatçı ve ustalardan oluşan personeli... eşsiz bir kaliteye sahip ürünler yaratmakta... ve bana mutlak bir güven ve gururla... rakiplerimin hiçbir alanda erişemeyeceği bir... komple sahra ve mutfak eşyaları portföyü sunma imkânı sağlamaktadır.
N'utilisant que l'outillage le plus moderne... l'équipe DEF d'artisans et de compagnons hautement qualifiés... livre un produit d'une qualité incomparable... qui me permet d'offrir avec fierté et entière confiance... toute une ligne de batteries de cuisine et de cantine... insurpassable, sauf le respect que je dois à mes concurrents.
Ne alacağınıda bilemiyorum, farklı yerlerde farklı ürünler oluyor.
Je peux pas te dire laquelle, aucun a la même.
- Ve diğer ürünler?
- Et les autres articles, combien?
Çok çeşitli ürünler.
Al est le responsable du tourisme de New York.
Van Rijn yapıtı çok sayıda çizim ve eskiz ev eşyaları, mobilya ve kendisine ait sanatsal ufak tefek ürünler.
de même que le mobilier et les objets d'art lui appartenant.
- Bayanlar, Alf'in size bu ürünler hakkında ne dediğini bilmiyorum ama...
À part accueillir des étrangers chez moi.
" Bahçeden taze ürünler...
" Le Géant danse dans le jardin...