Üzerinden traduction Français
7,290 traduction parallèle
Ben yüksek ilkeleri tutan biri değilim, ama ne zaman bir adam Elimi sallar ve diyor o bir olacak bir şey yapmak, Onu üzerinden takip etmesini bekliyoruz.
Je n'ai pas de grands principes, mais quand un homme me serre la main et dit qu'il va faire quelque chose, je m'attends à ce qu'il tienne parole.
Little Rock üzerinden geçiyordum. Uğramak istedim.
Je ne faisais que passer par Little Rock et j'ai pensé arrêter te voir.
Ben de ayağının üzerinden geçtim. Üç parmağını kaybetti.
Alors j'ai foncé avec la tondeuse... et elle a perdu trois orteils.
Sanki üzerinden yıllar geçmiş gibi.
J'ai l'impression que ça fait plus d'un an.
Benji Dunn ile Ethan Hunt hakkında görüşmemizin üzerinden 24 saat geçmeden cebinde opera biletiyle uçağa binip Viyana'ya gidiyor.
Moins de 24 heures après avoir interrogé Benji Dunn sur Ethan Hnut. Il était dans un avion pour Vienne avec des billets pour l'opéra.
Arabanın üzerinden atlamak istiyorsan arabaya bakma, arabanın bittiği yere bak.
Pour sauter par dessus une caisse, il faut pas la regarder. - Faut regarder à côté.
Krissi? 1-70 üzerinden batıya doğru gidin, Columbia'yı geç tikten sonra soldaki striptiz kulüplerini deneyin.
Pour trouver Krissi, prenez la route l-70 vers l'ouest à la sortie de Columbia.
Çekil üzerinden.
Laisse-la tranquille.
Beni en son aramaya çalışmasının üzerinden bir ay geçti.
Un mois s'est écoulé depuis la fois où elle a essayé d'appeler.
Gözünü üzerinden ayırmıyorsun değil mi?
Tu dois y jeter un œil tout le temps, d'accord?
Gözünü eski damadımın üzerinden ayırma sana zahmet.
Gardez un œil sur mon ex-futur gendre.
- Yani on üzerinden dört gibi.
- Genre, un quatre.
Bu taklayla sınırın üzerinden atlayarak tekrar Meksika'ya gidebilir.
Elle pourra retourner au Mexique avec ce salto arrière.
O ağırlığı al üzerinden.
Enlève-lui les poids.
Çim biçme makinesiyle fıskiyenin üzerinden geçip duruyor.
Il passe sur les têtes d'arroseur avec la tondeuse.
Dosyalarının üzerinden geçiyordum da.
J'ai parcouru votre dossier.
İlişkilerin üzerinden çalışman gerektiği kesin.
Tu devrais travailler tes habiletés relationnelles.
9.000 adet üretildi. Şimdi, son arabanın üretimi üzerinden 33 yıl geçti ve muhtemelen 6500 tanesi hala ortalıkta.
Sur les 9 000 modèles qui ont été construits, et 33 ans après la production de la dernière voiture,
Büyürken kesinlikle "Geleceğe Dönüş" gibi filmlerden ve Delorean'ın havalanması, herkesin üzerinden uçması görüntülerinden ilham aldım.
En grandissant, j'ai été très inspiré par Retour vers le futur, en voyant la DeLorean s'élever du sol et être propulsée au-dessus des gens.
Kardeşim, 10 üzerinden 5 fena değil.
Cinq sur dix, c'est pas mal.
14 üzerinden.
C'est sur 14.
Bunları senin üzerinden yaşamam gerekiyor.
J'ai besoin de vivre par procuration.
Evet, ama üzerinden çok zaman geçti.
- Oui, on a un peu de pratique.
Hafıza henüz tazeyken görgü tanıklarıyla her şeyin üzerinden geçmek istiyoruz.
Nous voulons revoir tous les détails avec les témoins tant que leur mémoire est encore fraîche.
Kral dışarıda akan nehirin üzerinden yükselir de gelir.
La rivière la longeant a transporté le Roi en ses eaux.
Silas, ilk gösterim üzerinden bize anlatır mısın?
Silas, décrivez-nous l'illustration principale.
Doğrudan Yarımada'nın üzerinden geçmezdik, ama biraz uzaktan da olsa görmüştüm.
On ne survolait pas la Péninsule mais je la voyais de loin.
Fred Çakmaktaş'ı dinozorun üzerinden indirirsen geriye Wilma'yla birlikte şişko bir adam kalır.
Si tu fais descendre Fred Flinstone de son brontosaure, c'est juste Wilma avec un ensemble de plombier.
Steelers'ın önde gelen oyuncularından Justin Strzelczyk'in yanarak ölümünün üzerinden daha birkaç ay geçmeden diğer bir Steelers oyuncusu Terry Long da intihar ederek 45 yaşında hayatına son verdi.
Quelques mois après que Justin Strzelczyk, la star des Steelers, a été tué dans cet accident, une autre star des Steelers, Terry Long, s'est apparemment suicidée à l'âge de 45 ans. Terry.
Bay Farnum'ın kefaletini normal kanallar üzerinden hallettik.
Les dispositions habituelles ont été prises pour la caution de M. Farnum.
Herşey telefon üzerinden gerçekleşti.
Tout se faisait par téléphone
Merhaba Anne, son konuşmamızın üzerinden uzun zaman geçtiğini biliyorum.
Maman, ça fait trop longtemps.
- Bunun üzerinden geçmen gerek.
- Il faut qu'il corrige ça.
Kaybolmasının üzerinden 2 saatten fazla geçmeden hiçbir şey yapmayacaklarmış.
Ils ne feront rien, il n'a disparu que depuis 2 h.
Kayıtları üzerinden gidiyoruz.
J'ai relu son dossier.
Bakın, o bir yetişkin, kaybolmasının üzerinden 24 saat geçmeden bir kayıp dosyası oluşturamayız.
Comme c'est une adulte, on fait pas de rapport de disparition avant 24 heures.
Bu durumun istisnalarından biri de Afrika yassı kaplumbağasıdır. Düz, esnek bir kabuğa sahip olan bu hayvan, kayalardaki yarıklara saklanabilir. Broken Bow bölgesindeki hafif kar yağışı Kearney, Hastings ve Grand Island üzerinden bizim istikametimizde geliyor.
... parmi les exceptions, la tortue crêpe, dont la carapace plate et flexible lui permet de se cacher des éclaircies et un peu de neige de Broken Bow à Kearney, Hastings, Grand Island.
Para senin üzerinden giderse daha iyi olur diye düşündüm.
J'ai pensé qu'il valait mieux passer par toi.
Bunu mantıklı sonuç üzerinden ele alalım.
Venons-en à la conclusion logique.
Ellerini karımın üzerinden çekersen minnettar olurum.
Je vous remercierais d'enlever vos mains de ma femme.
Ellerini karımın üzerinden çekersen minnettar olurum.
Je vous remercierai d'enlever vos mains de ma femme.
Bir gün kardeşim başın omuzlarının üzerinden sökülüp bir mızrağın tepesinde duracak!
Un jour, frère, Tu retrouveras ta tête pas sur tes épaules, mais sur une lance.
Yani okyanus üzerinden geçmişe doğru gitmeliyiz.
Nous devons remonter dans le temps à travers la mer.
Bu küçük gölün üzerinden. Daha çok bataklık gibiydi.
- Au cours d'un petit lac comme plutôt un marécage.
Virtual Slumber üzerinden kiraladım.
Je l'ai loué sur Virtual Slumber.
Kalçalarla vals kısmının üzerinden biraz geçebilir miyiz?
On peut juste refaire le mouvement de valse, avec le déhanché?
Az kalsın o şeyin üzerinden geçiyordum.
J'ai pratiquement percuté cette chose.
Önceden sana bahsetmiş olmalıyım ama üzerinden uzun zaman geçti, yanılıyor da olabilirim.
Je suis sûr de te l'avoir déjà dit, mais c'était il y a longtemps, alors j'ai pu me tromper.
Bay Heineken, serbest kalmanızın üzerinden 2 aydan fazla zaman geçti.
- Monsieur Heineken, voilà plus de deux mois que vous avez été relâché.
İzleyiciler çiftlik üzerinden geliyorlar. Marty'nin gelişi gibi.
Le public arrive par cette ferme, comme Marty dans le film.
Daireyi internet üzerinden kiraladılar.
Ils ont réservé l'appartement en ligne.