Üzüyorsun traduction Français
188 traduction parallèle
Carlo'yu üzüyorsun!
Tu fais de la peine à Carlo.
Carlo'yu üzmüştün, şimdi de Irene'i üzüyorsun.
Tu as fait de la peine à Carlo, et maintenant à Irène.
Beni üzüyorsun.
Tu me fais de la peine.
Beni üzüyorsun.
C'est extrêmement déprimant.
Bazen bu şekilde dırdır ederek beni gerçekten üzüyorsun. İlk gördüğün yerde çenesine yumruk atacağın bir adam için $ 300! Ben...
Ce genre de remarques finit par me fatiguer... 300 dollars... pour un type qui devait prendre ton poing dans la figure...
Zavallı kaptanı üzüyorsun. Bugün sana yemek yok.
T'auras rien à croquer aujourd'hui.
Beni üzüyorsun.
Tu me fais mal.
Neden bunun için kendini üzüyorsun?
N'en faites pas un drame.
Kıpırdanmayı kes, Archie. Beni üzüyorsun.
Vos caprices me nuisent.
Onu üzüyorsun.
Vous lui faites beaucoup de peine.
Modi, beni çok üzüyorsun.
Tu me fais beaucoup de peine.
- Beni niçin böyle üzüyorsun?
- Pourquoi me faire tant de peine?
Ama yine de üzüyorsun.
Mais tu en fais, Alfie. Tu en fais.
Beni üzüyorsun.
Tu m'inquiètes.
Beni hep üzüyorsun Thomas.
Vous me causez de grands regrets, Thomas.
Her gün çalışıyorum, Cumartesi akşamları içmeye çıkacağım, beni üzüyorsun. - Böyle devam edemez.
Je me tue au travail et quand je veux sortir, le samedi...
- Çocuğu hep böyle üzüyorsun.
S'en prendre à ce gamin!
Yok yere hep kendini üzüyorsun.
Je veux téléphoner! Où est-il?
Neyse, bence insanları üzüyorsun.
Cependant, je crois que vous causez du tort aux gens.
Niye üzüyorsun babanı!
Pourquoi fais-tu du mal à ton pére?
- Onu üzüyorsun, Manny.
Tu l'énerves, Manny.
Bu durumda bana laf düşmez ama kendini çok üzüyorsun.
Ça ne me regarde pas mais tu t'inquiètes trop.
Tamam. Bu şekilde babanı üzüyorsun.
OK, ça fera chier ton père.
- Böyle yapmamalısın, üzüyorsun beni.
- Ce n'est pas grave.
Beni üzüyorsun, Cameron.
Oh, ça fait mal, Cameron.
Neden beni üzüyorsun Ciro?
Pourquoi me fais-tu souffrir, Ciro?
- Beni üzüyorsun, Ray.
- Tu me fais de la peine, Ray.
- Beni üzüyorsun.
- Vous me décevez.
- Beni üzüyorsun!
- Tu me déprimes.
Beni üzüyorsun Peg.
Peg, tu nous fais de la peine.
Kendi kendini üzüyorsun. Bunlar olur.
Ne te tracasse pas.
Kaptanı üzüyorsun.
Tu déprimes le capitaine.
Onu hâla üzüyorsun!
Tu l'as encore traumatisée!
Neden benden habersiz evden ayrılıp beni üzüyorsun?
Pourquoi est-ce que tu t'es donné tant de mal à me mettre en colère?
- Onu daha da üzüyorsun.
– Tu l'énerves encore plus.
Onu üzüyorsun!
Tu la mets mal à l'aise!
- Dur. Beni üzüyorsun.
- Stop, tu me donnes mal au crâne.
Kendini kendini üzüyorsun.
Tu t'apitoies sur ton sort, c'est tout.
Beni üzüyorsun.
Tu me fais du mal.
Quark, kardeşini üzüyorsun.
Tu fais de la peine à ton frère.
Onu rahat bırak. Onu üzüyorsun.
Laisse-la tranquille, tu la scandalises.
Ama bugün beni üzüyorsun.
mais aujourd'hui tu m'as rendu folle.
Ben babanım ve şu an beni çok üzüyorsun!
Je suis ton père et je suis très fâché contre toi!
Jeong-Min, büyükbabanı çok üzüyorsun.
Jeong-Min, ton grand-père est juste inquièt.
Gitsene artık! Karımı üzüyorsun!
Tirez-vous, vous contrariez ma femme!
Beni üzüyorsun!
Tu me rends nerveuse!
Onu üzüyorsun. lan'ı da üzüyorsun.
Tu la mines. Et lui avec.
- Sen benim ölmemi istiyorsun! - Komutan, Sen anneyi üzüyorsun.
Tu fais pleurer Carmella.
Neden kendini bu kadar üzüyorsun?
Pourquoi alors se mettre dans cet état-là?
Jack, bak anneni üzüyorsun.
Jack, t'as contrarié ta mêre.
Onu da üzüyorsun.
Tu l'as contrariêe.