Icınde traduction Français
888 traduction parallèle
Virginia Kulübü'nde çalışmaktan canım çıkıyordu. Ama ağabeyimin işleri açılınca, anlarsınız ya işi bırakmamı sağladı, beni Londra ve Paris'e gönderdi.
Je travaillais au "Virginia Club", mais quand il a été tiré d'affaire, il m'a fait quitter ma place et m'a offert un voyage à Londres et à Paris.
Kanatlı Zafer Heykeli'nin bir kopyası. Gerçek olanı Paris'te Louvre Müzesi'nde.
C'est une copie de la Victoire de Samothrace qui est au Louvre.
"Nazi U-Gemisi Hudson Körfezi'nde batırıldı." Bu haber başlığı.
"Un sous-marin nazi coulé". C'est le titre.
Eski Sanatlar Merkezi'nde bir atölyesi var. Bazı resimlerini bizim için açık artırmaya çıkardı.
Elle a vendu des toiles pour nous.
Hava Kuvvetleri'nde size ne veriyorlar?
C'est pour un régiment!
Seçme şansım olsa, Washington D.C.'deki... Ulusal Basın Kulübü'nde yumuşak bir iskemlede oturup... büyük, soğuk bir burbon sodayı kavrardım.
Je préférerais un bon fauteuil... à mon Club à Washington... et un whisky avec des glaçons.
Bu açık, bayım. Tabii Apache Kalesi'nde ikinci sınıf teğmenlere ulaşım sağlayıp birinci sınıf subayları yürümeye bırakmak gelenek değilse.
C'est évident... à moins que Fort Apache transporte les sous-lieutenants et laisse leur chef aller à pied.
Gene de Ateşin Kalbi'nde kimsenin utanmasına gerek olmayan bölümler var.
Il y a dans "Cœur de Feu" des passages dont personne n'a à avoir honte.
Çocukken, yazın San Joaquin Vadisi'nde şeftali toplayıcılığı yapmıştım.
J'en ai ramassé quand j'étais gosse, l'été, à San Joaquin.
Sana Yale Hukuk Fakültesi'nde bunu mu öğrettiler?
C'est ça qu'on t'a appris à Yale?
Gerçek bir casusluk olayını anlattığını iddia eden ve eski bir Alman askeri ataşesi tarafından yazılan bu kitap şaşırtıcı bir vakanın detaylarını ortaya koyuyor ve 1944 yılında Majestelerinin Türkiye Büyükelçiliği'nde Normandiya Çıkartması'nın planları da dahil yüzlerce gizli sırrın çalınarak Almanlara iletildiğini anlatıyor.
Ce document prétend être une réelle description de l'espionage écrit par un ancien attaché militaire allemand il révèle des détails fracassants sur un cas qui eu lieu à l'ambassade Turque de sa Majesté, en 1944 et dans lequel une centaine de documents top secrets de la Normandie furent volés et transmis aux allemands.
- Karıcığı da Broadway Çiçek Evi'nde buketler yapıyor olacak.
... et sa femme travaillera chez un fleuriste de Broadway.
Thorwald bizi Doğu Nehri'nde bir gezintiye çıkarmaya hazır.
Thorwald est prêt à nous faire visiter l'East River.
New York Üniversitesi'nde size öğrettikleri şey bu.
C'est ce qu'ils vous apprennent à l'Universitè de New York.
Caddeye çık ve Kanal Caddesi'nde bir erkek ayarla. Benim evimin penceresinden değil.
Allez racoler les hommes dans Canal Street, mais pas depuis les fenêtres de ma maison.
- Şişeler ses çıkardığınde kendimi tutamıyorum.
Je n'y peux rien si les bouteilles...
Shaftesbury Bulvarı'ndan sola dönün. Great Windmill Caddesi'nde tam karşınızda olacak.
Tournez à gauche et c'est en face, sur Great Windmill Street.
Wiley'nin Oteli'nde. Ringo çıkıp geldi.
A l'hôtel de Wally.
Aslında sana anlatmak istediğim şu, bu konuda çok ciddiyim, Lloyd eğer bütün istediğin babalarımızınki gibi bir hayatsa Hava Kuvvetleri'nde yüksek bir rütbeyse annelerimizin sahip olduğu gibi sosyetede bir pozisyonsa benimle sadece güzel ve akıllı olduğum, cesur olduğum için evlenmekse benimle evlenmek istediğini sanmıyorum, Lloyd.
Ce que j'essaie de te dire, et crois-moi, je ne dis pas ça en l'air, c'est que si ce que tu veux, c'est vivre comme nos pères, grimper dans la hiérarchie, t'élever dans la société, comme nos mères, et m'épouser simplement parce que je suis jolie, futée et courageuse... alors, je doute que tu veuilles réellement m'épouser.
Yarın Ejder Saati'nde size Shogun'un huzuruna çıkmak üzere eşlik edeceğim.
Demain à l ´ heure du Dragon je vous escorterai jusque devant le Shogun.
Sen C Bölgesi'nde görevlisin, doğru mu?
Vous ętes muté au camp C?
Sevgililer Günü'nde çıkarttığı büyük gürültü halkla ilişkiler açısından pek iyi olmadı.
Le grand bruit qu'il a fait à la St Valentin n'était pas três bon pour les relations publiques.
Oedipus Kompleksi'nde olan : Çocuğun karşıt cinsteki ebeveynine aşırı düşkünlüğü bebeklik erotizminin doruk noktasına çıkar.
Le complexe d'œdipe, la fixation de l'enfant sur le parent du sexe opposé, l'érotisme infantile atteint son paroxysme.
Bu arada Casey, evlat... Genelkurmay Başkanlığı, Personel İdaresi'nde iyi iş çıkardığını duyuyorum.
Je sais que vous faites du bon boulot... à l'Etat-Major.
Coal Hill Lisesi'nde kullandığım kravatımdı.
C'était ma cravate du lycée de Coal Hill!
Onun Hilton Oteli'nde bir grup Amerikalıyla kaldığını biliyorum.
Je vois qui c'est. Il y a un groupe d'Américains au Hilton.
Benim nişanlım olması ve İngiltere Elçiliği'nde protokol vekilinin ikinci katibi olmam bir felakete neden olabilir!
Elle est ma fiancée et je travaille à l'ambassade britannique. C'est une situation délicate. Nous allons à la catastrophe!
Martha bana Tarih Bölümü'nde olduğumu söyler. ... Tarih Bölümü olmasına karşı çıkarak, bölümü işletme anlamında.
Martha dit que je suis en section d'Histoire... et non pas la section d'Histoire que je ne dirige pas.
Bu, Sherman Gezegeni'nde yetişecek tek Dünya tahılı.
C'est la seule céréale terrestre capable de pousser sur Sherman.
Claridge Oteli'nde yaşayıp kortejle dolaşabilirim... düşeslere dilediğim gibi el sallayabilirim... yeni hayatıma çabuk alışırım iyi günler Yargıç Bey!
J'aurai une suite au Claridge Et une flotte de calèches Je connaîtrai les duchesses Comme il siéra À ma nouvelle position Bonjour, M. le Juge!
Eğer öldürebildiğim kadar adam öldürüp Yeni Dünya Düzeni'nde bir kahraman olduğumda erişebileceğim bir mükâfat olabilir belki.
Mais je suis capable de tuer des centaines de gens... C'est-à-dire que je serai un héros dans le monde à venir. Elle me sera peut-être accessible.
Monastery Çiftliği'nde.
- Où c'est? À la ferme du monastère.
İngiliz Diş Derneği'nde bir erkeğin hayatı.
C'est une vie d'homme dans l'Association Dentaire Britannique
Kurt Kuyruğu Vadisi'nde, Çılgın Kadın'ın öcünü alan büyük savaşçı olup olmadığını soruyor?
Il demande si vous êtes le grand guerrier... qui venge la femme folle de la vallée de la Queue-du-Loup.
Baltic Caddesi'nde tombalacıydı.
C'était un petit arnaqueur quand je l'ai rencontré.
Majeste Kral bana, gidip genç oyuncu Kainz'i görmemi ve ona bir hediye götürüp Linderhof Kalesi'nde üç gün geçirmek için davet etmemi söyledi.
C'est mérité. Sa Majesté m'avait chargé d'aller remettre au jeune Kainz un cadeau et une invitation à passer 3 jours au château de Linderhof.
Belasco Malikânesi'nde olan tüm olağanüstü olayların listesini çıkardım. Elektrik tesisatını onarttım eşyanızın nakliyatını hallettim.
Liste complète des phénomènes constatés dans la maison... branchement électrique, transport de votre matériel.
Böylece Oğlak Dönencesi üzerinde, Güneybatı Afrika'da bulunan ve bu dünyaya ait değilmiş gibi görünen Kızıl Namibya Çölü'nde kimileri ölür, kimileri hayatta kalır.
Certains meurent et d'autres survivent au cœur du désert du Namib rouge... dans l'Afrique du sud-ouest, au niveau du tropique du Capricorne.
Yazmakla ilgili mesele şu ki, İngilizce Bölümü'nde bundan söz etmem caizse hepimiz ara sıra bunu yaparız, yazarız.
Le problème avec l'écriture, si je peux me permettre ici, en lettres c'est qu'on est tous capables d'écrire un peu.
Bağımsızlık Günü'nde plajları açmak akşam yemeğine davetiye çıkarmak demek olur!
Si vous ouvrez les plages le 4 juillet, ce sera comme si vous sonniez la cloche du dîner.
Bu, Kiklops Projesi'nde yaşanan son şanssız durum.
C'est le dernier événement funeste en date du Projet Cyclope.
Missouri Tepeleri'nde her türden kovboy görebilirsin. Minneapolis'ten berberler, işleri kötü giden çiftçiler, İskandinav melezler, hayvan avcıları ve oduncular, üçkağıtçı çıraklar, salcılar, zehir tüccarları...
Ces gars à longue corde du Missouri font un beau mélange. des marins et des empoisonneurs.
Moral Hizmetler, saat 19.00'da C Bölüğü'nde bir gösteri sunacak.
Un spectacle sera donné à 19 h dans le mess de la Compagnie C.
1945'te, evet Japon savaşından sonra Başkanınız Roosevelt Fransızlar'ın Hindi-Çini'nde kalmasını istemedi.
En... 1945... c'est ça... après la guerre du Japon, le président Roosevelt ne voulait pas que la France reste en Indochine.
Kyoto Üniversitesi'nde mikroanalitik kimya dersi veriyorum.
Inventez-m'en un. Mais c'est le règlement.
Birkaç saat önce Güneş Şehri'nde, adam çıldırır.
Il y a quelques heures, à Sun City, il a flippé.
Sneeden İskelesi'nde Emily ve ailesiyle oturuyorum.
Écoute, je sais que c'est terrible, mais je suis là, avec les parents d'Emily et je l'aime!
Burada, İngiltere'deki Cambridge Üniversitesi'nde atomun doğasının anlaşılması için atomlar birbirleriyle çarpıştırıldı ve nasıl sektikleri gözlemlendi.
C'est ici, à l'université de Cambridge, en Angleterre... qu'on a compris la nature des atomes... en les bombardant avec des fragments d'atomes... et en observant comment ils rebondissaient.
Nötron, elektron ve proton gibi burada Cambridge Üniversitesi'nde keşfedilmişti.
Comme l'électron et le proton, c'est ici qu'il a été découvert... à l'université de Cambridge.
Bu adam, Finney, benim Millfield Koleji'nde felsefe öğretmenimdi
Ce type, Finney, c'était mon prof de philo à Millfield.
Postacılık Anneler Günü'nde bir anlam kazanıyor.
Le meilleur moment, c'est la fête des Mères.