English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Ş ] / Şarkılar

Şarkılar traduction Français

4,624 traduction parallèle
Ailemle konuşan sen olsan da ben de muhteşem şarkılar çalsam nasıl olur?
Pourquoi tu ne serais pas celle qui parle à mes parents, et moi celui qui diffuse des chansons géniales?
Her neyse, şarkılarında kendimden geçiyorum.
En tout cas, je rocke.
Yol boyunca Edith Piaf şarkıları dinleyip Antep fıstığı yedi.
Pendant tout le chemin elle a fredonné des chansons d'Edith Piaf et mangé.
Mısır, dünyanın anası, memleketim kalpten gelen kahkahanın ve şarkıların duyulduğu yer.
Six mois sont passés depuis que nous avons commencé la révolution L'Armée avait dit qu'elle rendrait le pouvoir dans les six mois.
90'larda doğdum o şarkıları bilmem.
Je suis né dans les années 90, je ne connais aucune de ces chansons.
Albümündeki şarkılar köpekler için yazılmış tatil şarkılarıydı.
Son dernier album se consacre aux chiens.
Şarkılar, danslar.
Chanter, danser.
Bütün şarkılarınızı biliyor.
Elle connais toutes vos chansons.
Üç yıldır kendi şarkılarımı yazıyorum. Sevdiğim şeyi üretiyorum.
J'ai écrit mes propres chansons pendant trois ans, en produisant des choses que j'aimais.
Ama bir başkasının şarkısını söylemek bana kendi şarkılarımızı söylerken ne kadar eğlendiğimi düşündürttü.
Mais... chanter les chansons de quelqu'un d'autre me fait juste penser à la joie que j'ai eu de chanter les nôtres.
Duştayken Bon Jovi şarkılarını harika söylerim.
Euh, je chante de plutôt bonnes reprises de tout Bon Jovi sous la douche.
Ben zor bir zaman geçirirken şarkılar yazıyorum.
J'écris des chansons quand je passe un dur moment
Sana o kadar düşmanca şarkılar yazmamalıydım.
Je n'aurais pas du t'envoyer de si horribles chansons.
Tüm şarkıları biliyorum aslında.
Bon, je connais toutes les chansons
Artık aklıma gelen saçma sapan şarkıları dinleyip kendimi mutlu edebilirim demek.
Je peux écouter n'importe quelle chanson débile et ça me rend heureuse.
Bu gece yeni şarkılar deneyebilirim.
Je vais essayer des nouvelles chansons.
"Not : Bütün bu şarkılar hayal ürünüdür ve... " gerçek suçu yansıtmamaktadır.
" Toutes les chansons sont fictives et ne relatent pas de vraies crimes et ne sont admissibles dans aucun tribunal, surtout celle sur le magasin de ski
Ku Klax Klan tarafından yazılmış nefret söylemi içeren şarkıları seviyor musun?
Toutes? Donc les chansons racistes écrites par le Ku Klux Klan, aussi?
Sam'i küçük bir İtalyan restoranına götüreceğim. Tüm garsonların Bobby Darin şarkılarını söylediği bir yer keşfettim.
J'emmène Sam dans un petit resto italien que j'ai découvert où tous les serveurs chantent les titres de Bobby Darrin.
Ed, o şarkılar korkunç derecede ırkçı ve saldırgan.
Ed, ces titres ont l'air affreusement racistes et offensantes.
Gerçek Amerikan şarkıları.
C'est l'amérique profonde.
Denizci şarkıları mı?
Des chansons de marins?
Gönlümüzce gülüp, şarkılar söyleyip, uyuyacağımız bir yere gidelim.
Totalement à l'écoute de nos envies, rions, chantons et dormons.
İlk şarkılarını geçenlerde beklemeye aldılar, yanılıyor muyum?
Leur première chanson a été enregistrée, pas vrai?
Bütün şarkıların senin kadar güzelse...
Si toutes tes chansons sont aussi belles que toi...
Sıradaki şarkı... Yeni bir şarkı ve bu yeni şarkıların bazılarını yazmamda bana yardım eden adamı alkışlamanızı istiyorum.
La prochaine chanson qu'on va faire est... est une nouvelle, et je voudrais que vous fassiez un chaleureux accueil à l'homme qui m'a aidé à écrire quelques-unes de ces nouvelles chansons.
Hatırlıyorum da ben çocukken ; ben, annem onun annesi, bir de onun annesi sonra onun annesi, sonra bir de onun annesi bir de küçük kuzenim Peanut. Hepimiz o yanan çöp tenekesinin etrafında toplanıp şarkılar mırıldanırdık.
Je me souviens quand j'étais enfant, moi, ma mère, et sa mère, et aussi, sa mère, et sa mère, et bien sûr sa mère, et mon petit cousin, Peanut, ils se rassemblaient tous autour de cette poubelle en feu,
Bay Bruno şarkılarını çalabilecek kişileri arıyor.
M. Bruno cherche des gens qui savent faire chanter leur instrument.
Birlikte şarkılar söyledik.
On a chanté en duo.
Böyle şarkılar yazmaya devam edersek kaybetmezsin.
Pas si on continue à écrire des chansons comme ça, non.
Sana o şarkıları mı gönderdi.
Il... il vous a envoyé ces morceaux?
O şarkılar dinletilmek için henüz hazır değildi.
Ces morceaux n'étaient pas prêts à sortir.
Sizin şarkılarınız, bizim ritim bölümümüz.
Vos chansons, notre section rythmique.
Ama hemen arabaya binmezsen, Tanrı şahidim olsun... -... müzikallerden şarkılar söylemeye başlayacağım.
Mais si tu montes pas de suite dans la voiture, je jure devant Dieu que je me mets à chanter des tubes.
Hayır, tüm şarkılarım başkaları tarafından yazıldı.
- Non, pas une seule.
Göz Bantlı'nın seni terk ettiğini biliyorum ama geceyi ofisinde, sarhoş bir şekilde,... küçük piyanonda garip Bruce Sprinsteen şarkıları çalarak geçiremezsin.
Je sais que cache-oeil t'a rejeté. Mais tu ne peux pas passer tes soirées dans ton bureau, bourré, à jouer des chansons bizarres de Bruce Springsteen, au piano.
Sonunda anlıyorsun ki, mutlu bir melodisi olduğunu sandığın o şarkıların hepsi aslında çok acıklıymış.
Et on réalise finalement que toutes ces chansons qu'on pensait joyeuses sont en réalité très tristes.
İşim bittiğinde, benim için şarkılar söylüyor olacaklar, onun o alçak kalıntıları ateşler içinde yanarken.
Quand j'en aurais fini, ils chanteront mes louanges, sur ses restes fumants.
Dinlemek için çok para verdiğiniz popüler şarkıları da çalacağım.
Je vais jouer tous les morceaux pour lesquels vous avez payé.
Herkesin verdiği tepkinin bu kadar iyi olmasına sevindim, ama... Dinle, albümdeki şarkılara geri dönmeli "Consider Me" "Undermine" gibi şarkıları o albüme koymalıyız.
Je suis content que le monde ait tant aimé, mais... écoute, nous devons reprendre l'album, nous devons mettre "Pense à moi", "Ebranler", des chansons comme ça dedans.
Ve sen Tony Curtis'sin, çünkü o ortalıkta gezer şarkılar söyler ve insanlara banyo süngeri dağıtırdı.
Et tu es Tony Curtis, parce qu'il a juste haché aux alentours, chantant des chansons et donnant aux gens des bains d'éponge.
Bütün şarkılarım bunlar.
Ce sont toutes mes chansons.
- Tek sorum, hangi şarkıları söyleyeceğim?
Quelle chanson je dois chanter?
- Şarkılar iyiyse bir sorunumuz yok.
Si les chansons sont bonnes, on a nos chances.
- Şarkılar iyi. - Şarkılar olağanüstü.
Les chansons sont bonnes.
Oynayacağız, şarkılar söyleyeceğiz, başka çocuklar olacak.
Il y a des jeux pour les enfants.
En ünlü şarkıları her ne ise onu kaçırmak istemeyiz.
On ne veut pas louper leurs tubes, quels qu'ils soient.
... diye sözleri olan, dandik aşk şarkıları söylüyor...
"Personne me connaît, mais tous veulent être moi."
Ama diğer şarkılarınızı kendiniz yazmıştınız, değil mi?
- Mais vous avez écrit les autres, non?
Dört yıldır aynı şarkıları söylüyor,
# Kuşların ve arıların ağaçlarda şarkı söylemesi gibi. #
♪ like the birds and all the bees ♪ ♪ singing in the trees ♪

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]