Şeyden traduction Français
17,513 traduction parallèle
Bunca şeyden sonra, onu öldüreceğim.
Après tout... Je vais le tuer.
Ama sen hiç bir şeyden korkmazsın, değil mi?
Mais vous n'avez peur de rien, n'est-ce pas?
En sonundaysa her şeyden çok sevdiği o berbat altın sandalyesini.
Et enfin, cet affreux fauteuil doré qu'il adore par-dessus tout.
O da benim olan her şeyden tiksinen ama yardımımı isteyen bir adam.
Et là, c'est un homme qui exècre tout ce que je suis, mais qui me demande mon aide.
Dönebilesin diye her şeyden vazgeçtim.
J'ai porté la tradition. J'ai tout abandonné pour que tu puisses revenir.
Her şeyden vazgeçmeye hiç hevesli olmadın sen.
Tu n'as jamais été prêt à tout abandonner.
- Aman Tanrım. Hiçbir şeyden haberin yok, değil mi?
- Vous préférez un escroc à quoi?
Yeni bir başlangıç yapmaya karar verdik. Bankada olan onca şeyden sonra az kalsın Nina gibi bir kadını kaybediyordum.
- Nous avons décidé de nous donner une seconde chance.
Hayır ama İlçede bir kız bir şeyden bahsetti.
Mais j'ai eu vent de quelque chose.
Onu pusu kurup öldüren, bir şeyden ziyade birisi de olabilirdi.
Il a pu être tué par un humain qui l'attendait dans les bois.
Babam bunu eğlenceli bulurdu. Kardeşin bana şeyden bahsetti, Kaplandan.
Même maman, ce dont papa s'est beaucoup amusé.
Hepiniz Dan Jesse'yi gammazlamaz gibi davranıyorsunuz, onu bir şeyden koruyormuş gibi.
Vous réagissez comme si Dan ne voulait pas dénoncer Jesse. Comme s'il le protégeait, mais de quoi?
Ama ayağa kalkıp beni yaptığım her şeyden daha fazla gururlandıracak bir şekilde atını sakinleştirdi.
Mais elle s'est relevée et... a calmé ce cheval d'une manière qui m'a rendu plus fier que tout ce que j'ai pu faire.
Her şeyden dolayı endişeliyim, Emily.
Tout m'inquiète, Emily.
Her şeyden!
Tout!
Bu durumdayken barda birlikte çalıştığım kızlardan biri şeyden bahsetti...
C'est pourquoi quand une fille avec qui je bossais m'en a parlé...
Bazen... İşinde değil ama diğer her şeyden ödün verirsin.
Parfois... ce n'est pas le boulot mais tout ce qu'il y a autour qui vous compromet.
- Şeyden beri?
- Pas depuis...
Geç olduğumu biliyorum ve gördüğümüz şeyden sonra eminim ki herkes muhtemelen eve gitmek için gergindir.
Je sais qu'il est tard, et après ce que nous venons de voir... je suis certain que vous voulez tous rentrer à la maison.
Dedim ki " Hayır. Bir şeyden fazlası.
J'ai dit : " non, encore mieux que ça.
Bi de beyaz bir kadın, bir araya gelme gibi bir şeyden bahsetti.
Et une Blanche a appelé pour une petite réunion.
Hiçbir şeyden.
Rien du tout.
Bir öpücükle her şeyden kurtulacaksın.
Un baiser, et tu seras libérée de tout ceci.
Her şeyden öte, çok iyi bir taktikçidir.
Plus que tout, il est stratège.
Ama başınıza gelen onca şeyden sonra yapabileceğimin en iyisi bu.
Mais... après la privation que vous avez enduré... c'est le moins que je puisse faire.
Onu kimse şeyden beri görmedi...
Personne ne l'a vu depuis...
Bundan sonra olacak bir şeyden bahsediyorum.
Je parle de quelque chose qui va arriver.
Şeyden alamaz mıydın... Ne diyorsunuz ona?
Tu ne peux pas t'en acheter un à...
Ben başka bir şeyden bahsediyorum Zoom'u hızını çalabileceğimiz bir yol.
Je parle de quelque chose d'autre... une façon de voler la vitesse de Zoom.
Hiç... hiçbir şeyden dolayı sorumluluk hissetmeni istemiyorum.
Je ne veux pas que tu te sentes accablé.
Herhangi bir şey hiçbir şeyden iyidir.
Tout est mieux que rien.
Mardon'dan önce, babamdan önce her şeyden önce...
Avant Mardon, et avant mon père... avant tout...
Sana söylemediğim her şeyden mutlu ol yeter.
Sois heureuse à propos de tout ce que je ne te dis pas.
Eğer içinizde bir kötülük yoksa gösterilecek şeyden korkmamalısınız.
Si vos intentions sont pures, vous ne devriez pas craindre ce qu'elle montre.
Her şeyden çok Davina Claire ama bu büyü ne kadar tehlikeli biliyor musun?
Plus que tout, Davina Claire, mais as-tu une quelconque idée de la dangerosité de ce sort?
Bana her şeyden daha çok değer verdiğim kişiye yardım etmek için gereken büyüyü verdi.
Elle m'a donné le sort pour aider la personne qui me tient le plus à cœur.
Sanırım şeyden dolayı... Arkamdan iş çevirmenizden.
J'imagine que c'était juste toutes ces cachotteries.
Bunca şeyden sonra söylediklerimi ciddiye alacağını düşünmüştüm.
Je pensais qu'après tout ce qui est arrivé, vous prendriez à sérieux ce que je dis.
Kimse Charlotte'ın sana yaptırdığı şeyden seni suçlamıyor ama şimdi yaptıkların sana ait.
Personne ne te blâme pour ce que Charlotte t'a fait faire mais ce que tu fais maintenant, c'est tout à toi.
Başımıza gelen onca şeyden sonra çok da delice bir olasılıkmış gibi bakmayın.
Ne faites pas comme si c'était une possibilité complètement folle après tout ce qu'on a vu.
Bıktım artık her şeyden.
Je ne veux plus faire ça.
- Dünyadaki her şeyden fazla.
Plus que n'importe quoi d'autre sur terre.
Şeyden sonra...
Après la...
Yaptığı onca şeyden sonra yerimde duramadım.
Je n'ai pas pu attendre, pas après ce qu'il a fait.
Gördüğümüz onca şeyden sonra belki bebeğim, benim biricik kızım da tamamen ölmemiştir.
Toutes les choses insensées qu'on a vues. Peut-être que mon bébé n'est pas parti.
Gördüğümüz, hepimizin gördüğü onca şeyden sonra Laurel'ın dönmüş olmasına hiç mi ihtimal vermiyorsunuz?
Tu ne penses pas qu'avec tout ce qu'on a vu, ce que tout le monde a vu, il y ait une possibilité que Laurel soit de retour?
Her şeyden.
Tout.
- İşinizle alakalı bir şeyden olabilir mi?
- A cause du travail?
Benim yapacağım bir şeyden.
Quelque chose que je vais faire.
Artik hiçbir seyden tamamen emin degilim.
Je ne suis plus sûre de rien.
Şu anda birkaç espri harika olurdu. Aklımı şeyden tutmaya yarardı...
J'ai besoin de blagues, n'importe quoi qui pourrait garder ma tête loin de...