English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ A ] / Age

Age traduction Portugais

1,760 traduction parallèle
Age of Conan'a cidden bağımlı oldu.
Está viciada no "Age of Conan".
Bence, kendinden emin ve ukalâca hareket ediyorsunuz ama içinizde derin suçluluk duygusuyla kendinizden nefret ediyorsunuz.
Acho que age com segurança e arrogância, mas no interior está atormentado por uma grande culpa e auto-aversão.
Betsy Daniel'i new age müzikle....
Música New Age para a Betsy Daniel.
Çünkü artık Tripp Darling'in nasıl yaşadığını, çalıştığını, yönettiğini tamamen biliyorum.
Porque agora estou a perceber como vive Tripp Darling... Trabalha, age... Completamente.
Daha önce annenin, kusursuz bir insan olmaktan uzakta biri olduğu halde, kusursuz biri gibi davrandığına şahit oldun mu?
Já alguma vez pensaste que a tua mãe age como se fosse perfeita porque ela... tem demasiada vergonha para admitir que está bem longe disso?
Garip davranır ve işler değişir.
Ela age estranhamente, as coisas ficam diferentes.
Ama bazen senden hoşlanıyor gibi davranan iyi çocuklar... belki de gerçekten senden hoşlanıyorlardır.
Mas, às vezes, um rapaz decente que age como se gostasse de ti é apenas um rapaz decente que gosta de ti.
Bu kablo yüzünden elektrik akımına yakalandı.
A New Age é aqui - Tudo bem, vá.
Ama dikkatli hareket et, eğer bu iş için Amerikalıları suçlarsak ve yanılırsak Tanrı yardımcımız olsun.
Mas age com cuidado. Se acusarmos americanos erroneamente, que Deus nos ajude.
- Biliyormuş gibi davran öyleyse!
- Então age como sabes.
Bilirsin, yanlış insanla birlikte olur ve bunu saklarlar. Ama bana sorarsan, önemli olan sonrasında her şeyi tekrar yoluna koyduğun kısımdır.
Vão para a cama com a pessoa errada e, depois, escondem-no, mas, na minha opinião, o que vem a seguir é que importa, a parte em que age correctamente.
Volkanmış gibi davran!
Age como um vulcão!
Ailesi çok kötü bir boşanma evresi geçiriyor ve o yüzden öyle davranıyor.
E acontece que os pais dele estão a passar por um mau divórcio e é por isso que ele age assim.
İvedi de neyse artık? Herhalde, "sevimli ol, kalın derili harika hayvan" dır.
Seja lá o que isso significa. "Age Suavemente, Admirável Paquiderme."
Normal davran, orada olacağım.
Age normalmente, estarei aí a tempo.
Çünkü deliler gibi davranıyorsun.
Por que age e fala como um louco.
Zarif davran.
Age graciosamente.
Herkes beni bir tür New Age çılgını gibi görüyor. Hayır.
Todos pensam que estou obcecada com espíritos.
- Barut gibisin.
- Age como se tivesse o rabo preso.
Mike da elinde sihirli değnek taşıyor havalarında.
E o Mike age como se tivesse o toque de Midas.
Normal davran.
- Age normalmente.
Kibar ve yavaş oyna olur mu? Peki, annen biliyor mu?
Age devagar Mas a tua mãe saberá que vieste sair?
O böyle davranmıyor.
Ela não age assim.
- Böyle oynamıyordu.
- Ela não age assim.
Kelly Kellencoff önünü kesmeye çalışıyor.
- Kelly Kellengoff age e bloqueia-o.
- Normal davran.
- Age naturalmente.
Geleceğe inanmıyor, çünkü Çinliler gibi,
Ela não acredita no futuro. Age como os chineses.
- Öyleyse böyle saçma davranma.
Então age como tal
Yirmi yaşındaymış gibi davranmıyor.
Pelo menos ela não age como se tivesse 20 anos.
Burada, W Şirketinde askerlerle iş birliği içinde çalışan bilim adamaları, Birleşik Devletler ordusundaki asker sıkıntısına karşı, ölü dokuyu tekrar canlandıran bir toksin, kolaylıkla transfer edilebilen bir kimyasal virüs geliştiriyorlar.
Aqui nas indústrias W, cientistas de topo em colaboração com as forças militares dos Estados Unidos e devido à escassez das tropas americanas estão a desenvolver um vírus químico, tóxico e facilmente transmissível, que age reanimando tecido morto.
Burrell buraya gelip bu rakamları kabullenirse onu kendi haline bırakmak durumundayım en azından para sorunlarını çözene kadar.
O Burrell chega aqui e age como se fosse dono disto tudo. Tenho que ignorar, pelo menos até tratar da situação financeira.
Belki şehir merkezinde farklı davranıyordur.
Se calhar age de maneira diferente quando está a ser interrogado.
Şalterler ve devrelerden yapılmışım gibi davranıyorsun.
Você age como se pensasse que sou feita de interruptores e resistências.
Ve ve "Sen gördüğüm en harika yazarsın" veya "ben de senin gibi olmak istiyorum" falan.
E age como : "Acho que és a melhor argumentista de sempre" e : "Quero ser como tu"
Normal davran.
Age naturalmente.
Hepimiz şartlanmışız hatta programlanmış gibiyiz. ... bir erkek ahmakça davrandığında bizden hoşlandığına inanıyoruz.
Que somos todas encorajadas, não, programadas para acreditar que se um gajo age como um idiota, quer dizer que ele gosta de ti.
Önce harekete geç, sonra düşün!
Age primeiro e pensa depois!
Tetikçi eski kız arkadaş...
Uma ex-namorada que age sem pensar. Alvejamo-los?
Tetikçi eski kız arkadaş...
Uma ex-namorada que age sem pensar.
Tanrinin islerine akil ermez.
Deus age de formas misteriosas.
Normal hareket et.
Tenta e age normalmente.
Dantay-West bünyesinde pek çok dergi barındıran bir aile gibidir.
A Dantay-West é uma família de revistas que age como tal.
Jung, yeni neslin gözdesi psikolog.
Jung, o psicólogo preferido da malta New Age.
- Uyarıcı. Garip davranmasının ve hiç uyumamasının da sebebi bu.
Por isso é que ela nunca dorme e age sempre de forma esquisita.
Annem garip davranmıyor ki.
A mãe não age de forma esquisita.
Bu şekilde devam... Aynı şekilde.
Age normalmente.
Bir ay önce beni öldürmeye çalıştı, şimdiyse en iyi dostummuş gibi davranıyor.
Há um mês atrás, tentou matar-me, e agora age como se fosse a minha melhor amiga.
Yap.
Age!
Karanlık ve infrared büyümeyi durduruyor. Oksijen de aynı şekilde.
Nitrogênio não age.
Neden burada olduğumu biliyorsun, ve hala umurundaymış gibi davranıyorsun.
Sabe exactamente porque estou aquí e mesmo assim age como não se importasse.
Temkinli ol.
Age com determinação.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]