Aileler traduction Portugais
1,726 traduction parallèle
Teorim aileler boşandığı zaman, bir tür öğüt veriyorlar.
A minha teoria é que quando os pais se divorciam, estão a dar-nos um tipo de esmola.
Ölümden bahsetmişken, zengin ölmüş aileler yani,
Bem, já que mencionaste... Pais ricos e mortos.
30 yılı aşkın bir zamandır aileler sünnet edilmeyen kızlarının temiz olmadığına gerçekten inanıyor.
Há mais de três mil anos que a família acredita sinceramente que uma filha que não é circuncidada não é limpa,
Aileler bunu içindir, değil mi?
É para isso que serve a família, verdade?
Aileler affetme konusunda daha yeteneklidir.
As famílias têm a capacidade de perdoar.
Yani, aileler ellerinde ne var ne yoksa dökerler. İşte sana skor.
Os pais gastam o que for preciso, por inútil que seja, e é essa a grande vantagem.
Aileler bizi izliyor.
Há famílias a ver.
Aileler orada...
Os nossos pais estão mesmo além...
Şu an bir grup insanın yanındayım. Aileler, yaşlılar ve kumarbazlardan oluşan bir topluluk çok tuhaf ve şok edici bir olaya şahit oldular.
Estou com um grupo de pessoas, famílias, idosos e apostadores comuns que estão chocados com o que testemunharam hoje.
Bu insanlar, bu aileler.
Aqueles homens, todas aquelas famílias.
Sanırım aileler arasında bazen böyle şeyler olabiliyor. Sürekli nesilden nesle, gidiş gelişler yaşıyorsun ve ters yöne giriyorsun, hata ediyorsun.
Acho que às vezes, acontece com algumas famílias ou... vai e vem de geração para geração, sempre entendendo tudo errado, indo na direcção oposta.
Aileler her zaman affeder.
A família perdoa sempre.
Ben büyürken aileler çocuklarıyla nadiren bu tür ilişkiler yaşardı.
Quando estava a crescer, os pais raramente tinham esse tipo de relação com os filhos.
Neden aileler bu kadar karmaşık olmak zorunda?
Porque é que esta família tem que ser tão complicada?
Aileler yani.
Famílias.
Onlar, 35 yıl önce farklı aileler tarafından Milwaukee'de alındı.
Foram adoptadas por famílias diferentes há 35 anos em Milwaukee.
Sayın misafirler, aileler, dostlar, size Princesa Rosalinda Marie Montoya Fiore'yi sunuyorum, Costa Luna tahtının varisi.
Honrados convidados, família, amigos, apresento-vos a Princesa Rosalinda Marie Montoya Fiore, herdeira do trono de Costa Luna.
Aileler olmadan her şey daha kolay oluyor.
É sempre mais fácil, quando a família não está presente.
Evet aileler.
Pois, pais.
Aileler bunun içindir değil mi?
É para isso que serve a família, certo?
insanlar, aileler bunlar gerçek.
Pessoas, famílias...
Yaşasın lanet olası mutlu aileler.
À saúde da porra das famílias felizes.
Bütün bu Çiftçiler, bu Aileler...
E estes fazendeiros, estas famílias...
Bazen aileler uyguladıkları baskının farkına varamıyorlar.
Às vezes, os pais não se apercebem da pressão que estão a fazer.
Bütün aileler böyle düşünür, biliyorum ama Greg için, bu doğruydu.
Sei que todos os pais pensam assim, mas no caso do Greg, é verdade.
Aileler böyle şeyleri halletmek için bir çözüm yolu bulurlar.
As famílias encontram formas de resolverem as coisas.
Aileler eski kafa mı yani?
As famílias são antiquadas?
O aileler için üzgünüm.
Sinto muita pena dos pais.
Ben polisken, aileler çocuk kaçırma ile ilgili günde 10 kez ararlardı.
Quando eu era tira, recebia umas 10 chamadas por dia de pais que tiveram filhos raptados.
Bu takım bir aile gibi ve aileler liderlerinin izini takip ederler.
Esta equipe é como uma família. E as famílias seguem os passos de seu líder.
Başka aileler ve onların sevdikleri hakkında.
Trata-se de outras famílias e dos seus entes queridos.
Aileler bu sürede yeni TV almışlar mı?
Alguma das famílias comprou uma TV nova?
Aileler dolabındaki oyuncakları teşhis etti.
Isso significa que os pais identificaram os brinquedos que encontrámos no seu armário.
Aileler güvenilir olamaz.
Os pais não têm credibilidade.
Aileler ve arkadaşlara bunu sorduğumda, Ne kadar çok arkadaşımız olduğunu tahmin edememiştim.
Convidámos a família e amigos e eu nunca tinha percebido quantos amigos temos.
Koruyucu aileler oldu ve bitiremediğim okullar,
Houve orfanatos e escolas que não consegui acabar,
Aileler, hayvanlarını öldürttüklerinde çocuklarına öyle söylerler.
Isso é o que os pais dizem aos seus filhos quando mandam abater os seus animais de estimação.
Susan, bu aileler, çocuklarını burada okutmak için yılda $ 22.000 ödüyorlar.
Susan, estes pais pagam 22.000 dólares por ano para os filhos andarem aqui.
İnanması zor olabilir, ama onlar da tıpkı diğer aileler gibiler kaynaklarını hayatın tadını çıkarmak için kullanıyorlar dünya'yı daha iyi bir yer kılmak için.
Pode ser difícil de acreditar, mas eles são uma família como qualquer outra, usando os recursos que têm para tentar aproveitar a vida, e tornar o mundo um lugar melhor.
O, çocuklarını cezadan koruyan zengin aileler hakkında atıp tutuyorsun.
Sabes, referes-te a estes pais de Park Avenue que protegem os filhos dos castigos.
Zavallı aileler.
Pobres famílias.
Özgür irade, 12 savaş, 3 yıldız, ve içinde yaşadığımız sayısız vücutlar,... ikisi de kusursuz kopyalardaki aileler ve sonsuz çocuklar.
Live arbítrio, 12 batalhas, 3 estrelas, e mesmo assim somos incontáveis como os corpos em que residimos, somos ambos pais e crianças infinitas em cópias perfeitas.
Evet, ama o aileler, o çocuklar...
Sim, mas essas famílias e essas crianças.
Dikkat ebeveynler, çocuklar ve çocuksuz aileler! Oğlum ve ben şey yapacağız...
O meu filho e eu vamos construir... a Abadia de Westminster!
Hayır, hayır, aileler önemli.
Não, a família é importante.
Aileler ve küresel ısınma.
Famílias e aquecimento global.
Savaşçı aileler de asker sağlayacak.
As famílias militares contribuem com homens.
Uyuşturucu toplantılarına aileler de davet ediliyor.
Os pais podem ir aos seminários sobre droga.
Birkaç gün içinde aileler için bir yemek düzenleyeceğim.
Vou organizar um jantar para as nossas famílias, daqui a poucos dias.
Burası Los Angeles. Her köşe başında eşcinsel aileler var.
Estamos em Los Angeles, há famílias homoparentais em todas as merdas de cantos.
Sana aileler rezildir demiştim.
Eu disse-te que os pais...