Alakalı traduction Portugais
6,081 traduction parallèle
Eğer bu işin arkasında o varsa, bu durumun seninle bir alakası yok, aileler arası rekabetle alakalı.
Se ele está por trás disso, não tem a ver com você e tudo a ver com a rivalidade de nossas famílias.
Yani bu durumla alakalı.
Sobre a situação, é claro.
Bu sabah kayıp bir NSA analistiyle alakalı ihbar aldık.
Recebemos a denúncia sobre um analista desaparecido.
Bu direk işle alakalı.
Vamos falar de negócios.
- Muhtemelen Max Rager'dan gelen parayı çete arkadaşlarıyla paylaşmak istememesiyle alakalı bir şeydir.
Provavelmente em todo o dinheiro da Max Rager que não teria de dividir com o resto do bando.
Liam'la mi alakalı?
Algo relacionado com o Liam?
Kirsten Clark'la alakalı doğru olmayan bir şey var.
Há algo que não bate certo com a Kirsten Clark.
Ev bilgisayarındakilerin yüzde 90'ı okuldaki işiyle alakalıydı.
90 % do que havia no computador de casa era dedicado ao trabalho no colégio.
Vakayla alakalı bir şey buldunuz mu?
Descobriu alguma coisa pertinente para o caso?
Bu onunla alakalı bile değil.
Não tem nada a ver com isso.
Ve bu röportaj sadece senin kariyerini kurtarmakla alakalı da değil.
E a entrevista não é só para salvar a tua carreira.
Olay 18 numarayla alakalı değil. Olay 81 numaraya alakalı.
Não é por causa do número 18, é pelo número 81.
Efendim, bu akşamki programınızla alakalı olarak öncelikle kırmızı halı var ardından yabancı konuklarla kokteylde tanışma.
Senhor, sobre o programa desta noite. Vai haver o tapete vermelho e depois coquetéis.
Bree, bu akşam sadece çok yakın arkadaşım Carolyn Decker ve onun saf su projesi ile alakalı.
Bree, esta noite é tudo sobre a minha boa amiga Carolyn Decker e o seu projecto de água potável.
Sen devletle alakalı büyük bir komplonun odağında olan bir kişi değilsin.
Não é o foco de uma grande conspiração do governo.
- Bu adam mı? Brandy'nin telefonundan Keatinglerle alakalı bir sürü araştırma yapmış.
A Brandy fez muita pesquisa pelo telemóvel, tudo relacionado aos Keatings.
Alakalı değiller.
Não estão.
Restoranlarla alakalı.
- Não posso prometo nada do género. - É sobre restaurantes.
Bu benim babamla ve onun masumluğunu kanıtlamakla alakalı.
Isto trata-se do meu pai e da inocência dele.
Hayır, övgüyle alakası yok, bizimle alakalı.
Não tem nada a ver com os louros. Tem a ver connosco.
Peki sekreterlikle alakalı işleri de yapacak mısın?
E também fazes trabalho de secretariado?
Tamamen platonik ve işle alakalı bir ilişki.
É o tipo de relacionamento estritamente platônico.
E yani. Mülayim bir sosyal atmosferde işle alakalı şeyler tartışan iki iş arkadaşıyız sadece.
Sim, quer dizer, vá lá Somos apenas uns colegas de trabalho a divertir-nos numa inocente atmosfera social enquanto discutimos ocasionalmente assuntos relacionados com trabalho.
İfadenle alakalı tüm suçlara yönelik gelecekteki tüm soruşturmalardan tam koruma.
Protecção de processos futuros e por quaisquer crimes referidos no teu testemunho.
Bunları ilk çalışmaya başladığımız zaman savunma bakanlığını, futboldaki savunmayla alakalı sanıyordun.
Quando começámos a estudar, achavas que o Secretário da Defesa era uma posição de futebol.
Adı da "Bay Koyun Jambon Alır" dı. Ama aslında Yahudi soykırımıyla alakalıydı.
Mas na verdade, retratava o Holocausto.
Bu, neden ölmek istediğimle alakalı değil.
Não tem a ver com a razão de querer morrer.
Bu, neden yaşamaya devam etmekle alakalı.
Tem a ver com a razão de querer continuar viva.
Çünkü büyüklük tasavvurla alakalıdır.
Porque a grandeza tem a ver com a visão.
Şarapnelin ivmesini göz önüne alırsak bu hatalı hava yastıklarıyla alakalı olmalı.
Dada a velocidade do estilhaços, isso deve estar relacionado com um defeito nos airbags.
Artık içki içmiyor olmanla alakalı bir şey mi bu?
Isto tem a ver com o facto de estares sóbria?
- Biraz kemiklerle alakalı.
Tem relação com ossos.
Konuyla alakalı değil.
Não é relevante.
Ne Dread Doctors'la alakalı ne de ameliyattaki adamlarla alakalı.
Não sobre os Médicos do Pavor. Nada sobre eles ou da cirurgia.
Her şey bağlar ile alakalı.
Tem tudo a ver com ligação.
Onunla alakalı bir şey bulabilecek misiniz bir bakın.
Veja se consegue encontrar algo relacionado a ele.
- Tehditle alakalı olmalı.
- É sobre a ameaça.
- Tehditle alakalı olmalı.
- É sobre as ameaças, suponho.
Mezarlıktaki görüşmenle alakalı e-postanın da takibini yaptık.
Rastreamos o e-mail de quem a convidou para ir até ao cemitério.
Öncelikle, sizinle alakalı ellerinde bir şey var mı bilmeliyiz. Hayır, yok.
Primeiro, precisamos saber se eles têm algo contra si.
Bu, Holst'la alakalı tüm durumu açıklar.
Isso explicaria tudo em relação ao Holst.
Hayvan davranışlarıyla alakalı bir sürü teorisi vardı.
Ele tinha toda estas teorias sobre o comportamento animal.
Söyleyin bakalım Şef, 51'le alakalı bir şey sorabilir miyim?
Comandante, posso perguntar-lhe uma coisa relacionada com o 51º?
NOPD çete ile alakalı olduğunu söyledi, ama raporlarında Lester'ın banyosunda ucuz saç boyası buldukları yazıyordu.
A polícia disse que foi um crime relacionado com bandos, mas... o relatório deles indicava tinta barata para cabelo encontrada no quarto de banho do Lester.
Oğlum, bütün öğleden sonrasını Freddy'nin SD kartı ile alakalı yardım edebilmek için harcadım.
Passei a tarde a mexer no cartão SD do Freddy.
Balık Yemi ile alakalı bir şey var mı?
Alguma pista sobre o Baitfish?
Beynimle alakalı.
Com o meu cérebro.
Bu bilimle alakalı değil, Roger.
Isto não é sobre a ciência, Roger.
Bu tamamen, ölümün senin altında olduğuna inanmanla alakalı.
Isto é sobre tu pensares que a morte não é para ti.
Ona davalarından biriyle mi alakalı olduğunu sordum o da hayır dedi, bana endişelenmememi ve bütün bunların çok yakında biteceğini söyledi. Bu konuda konuşmadı.
- Ele não quis falar sobre o assunto.
Annika Melander'le alakalı bir şey yok.
Não há nada para a Annika.