Alden traduction Portugais
308 traduction parallèle
Laury Jackson, bu Peggy Van Alden.
Laury Jackson, ela é Peggy Van Alden.
Sen Peggy olmalısın. Vince'le plak şirketi kuran kız.
Você deve ser Peggy Van Alden, a mulher que abriu a companhia de discos.
Alden, bana şu tüfeği ver.
Alden, dá-me essa espingarda.
- Serbestsiniz, Bay Alden. - Anlaşıldı, Bay Mitchell.
Está dispensado, Sr. Alden.
Ben biliyorum niye olduğunu. Çünki rahip Alden dedi ki kiliseye gitmemek günahtır ve tüm günahkârlar cezalandırılır.
Porque o reverendo Alden disse que, quem não vai à Igreja são os pecadores e que os pecadores são castigados.
Muhtemelen Trumbo'ya telsizle ulaşabiliriz. Ve o da bize bir rehber ayarlar. Doktor Alden, telsizi yoktur.
Se calhar podíamos contactar esse Trumbo via rádio, e tentar que nos arranje um guia.
Olsaydı bile, onu aramak birşey kazandırmaz.
- Dr. Alden, ele não tem rádio. Mesmo que tivesse, seria inútil contactá-lo.
Ben Doktor Charles Alden ve bu da ortağım, Bay MacGyver.
Sou o Dr. Charles Alden e este é o meu colega MacGyver.
IKasabamızın en seçkin adamı... yani kadını ya da insanı, Felicia Alden için büyük bir alkış lütfen.
Um aplauso para o nosso distinto concidadäo... ou distinta concidadä, Felicia Alden.
Su samuru Alden Kupferberg mezun bile olamadi.
Otter, nem o acabou.
... kendimi tanitayim, Alden Kupferberg.
Deixe-me apresentar. O meu nome é Otter.
- Alden'in partisine gidiyor musunuz?
- Vais à festa do Alden?
Raymond Alden bir holding değil, o bir milyarder.
O Raymond Alden não é um conglomerado, é um bilionário.
- Bay Alden seni görmek istiyor.
- Mr. Alden quer falar consigo.
Ben Laura Alden.
Sou Laura Alden.
Alden benim babam.
O Alden é meu pai.
Bunu Alden mı dedi?
O Alden disse isso?
Alden iyi bir teklif sunmuş olmalı ama sana söyleyebilirdi.
A proposta do Alden deve ter sido boa, mas ele podia ter-te dito.
Alden'in kararını duydum.
Já soube da decisão do Alden.
- Alden Randall'ın yerine adam almış.
- O Alden substituiu o Randall.
Hukuğu arayıp Alden davası kapandı mı öğren.
Telefona aos jurídicos e pergunta se fecharam o negócio com o Alden.
Alden'ı ara ve bana bu öğleden sonra için randevu al.
Telefona ao Alden e marca uma reunião para a tarde.
Alden'i arayıp doğu Avrupa'yı unutmasını söylemem için iznin.
Que me deixes telefonar ao Alden a dizer que esqueça a Europa de Leste.
Bay Alden sizi 12 : 30'da görecek.
Mr. Alden recebe-o às 12 e 30.
- Bayan Alden'la görüştün mü?
- Contactou Miss Alden?
Danışmanlık işin için Bay Alden'la görüştüm.
Alden sobre o teu lugar de consultor.
Bana senin işini verene kadar Alden'in başının etini yedim.
Massacrei o Alden até que ele me deu o teu lugar.
Charlotte Randall, MacLeish Yayınevi'nin yetkili editörünün eşiydi. Yayınevini yakınlarda RaymondAlden satın almıştı.
Charlotte Randall era a mulher do editor da MacLeish House, recentemente adquirida por Raymond Alden.
Laura Alden.
Chama-se Laura Alden.
- Merhaba Bayan Alden.
- Viva, Miss Alden.
- Laura Alden?
- Laura Alden?
Laura Alden bu gece geliyor.
A Laura Alden vem cá hoje.
- Bay Bridger için Laura Alden.
- Laura Alden para Mr. Bridger.
- Bayan Alden, yerime oturun. - Hayır.
- Miss Alden, sente-se no meu lugar.
Alden'in evinde Bayan Alden'le kalıyor, değil mi?
Ele está em casa do Alden com Miss Alden. Não está?
Laura Alden?
Laura Alden?
- Bayan Alden'i görmek için geldim.
- Venho falar com Miss Alden.
Merhaba Bayan Alden.
Viva. Miss Alden.
Laura Alden bir uçak kiralamış.
A Laura Alden fretou um avião.
Laura Alden'in gittiğini öğrenince o da gitti.
Quando descobriu que a Laura Alden saíra, foi-se embora.
Alden Drive 232'de bir cinayet işlendi.
Houve um homicídio no 232 da Alden Drive.
14 yaşındaki Amy Alden ve 15 Kanada kazı.
Amy Alden, de 14 anos, leva 15 gansos canadenses para o sul...
Güney Ontario'lu 14 yaşındaki Amy Alden New York semalarında görevde.
Amy Alden, 11 anos, de Ontário, está numa missão.
Her haberi kötü sananlar kuşlarla uçan Aldenları duydunuz mu?
Notícias não são sempre más, conhece Amy e Thomas Alden - Voando com os pássaros?
... kuzeydoğuya gidiyor. Aldenlar için iyi bir hava. Ancak yukarı Chesapeake bölgesinde sis ihtimali var.
- Ventos no vale Ohio... indo para nordeste vão ajudar os Alden e seus gansos... exceto uma nebulosidade em Chesapeake, esta tarde.
Çiftler için ayrılmış odalar var.
Alden-Lakeland tem quartos para casais.
- Hayır, bay Olden gelip aldı. - Bay Olden mı?
- Não, o Sr. Alden veio buscá-la.
- Hayır, Bay Aldan'la... birkaç günlüğüne Nesvill'e gitti.
Não, foi passar uns dias fora com o Sr. Alden.
Bu bir Alden ıskunası.
É uma escuna de Alden.
Alison Ashmore, Penny Hardwick Jackie Alden, Charlie ve Sarah Kendrew.
Alison Ashmore, Penny Hardwick, Jackie Alden, Charlie Nicholson e Sarah Kendrew.
Yanında gemiye çıkar.
Óptimo, Alden.