Aldım traduction Portugais
63,184 traduction parallèle
Berbat bir geceydi ve ben de hıncımı senden aldım.
Foi uma noite horrível e descarreguei a minha raiva em ti.
Kendi başıma değil. Caitlin'in annesinden yardım aldım.
Não sozinho, com a ajuda da mãe da Caitlin.
Beyler, sizi farklı bir kanala aldım.
Rapazes, coloquei-vos noutro canal.
Üniversitede birçok hatalı karar aldım. Kim soruyor?
Fiz más escolhas na faculdade.
Bu akşam anonim bir kaynaktan NSA'in, Walker'a karşı yaptığı dosyayı aldım. - Anonim mi?
Esta noite, recebi um arquivo da NSA contra o Walker de uma fonte anónima.
- İşlerimi hallettim. Pastayı aldım.
- Tratei de umas coisas e trouxe o bolo.
Piñata için de fazladan şeker ve oyuncaklar aldım.
E trouxe mais doces para pôr na piñata.
Var ama kafa izni aldım.
Sim, e tirei um dia para saúde mental.
Ondan borç aldım çünkü er geç işleri batıracağımı biliyorum.
Acho que lhe pedi dinheiro emprestado porque sei que lixarei tudo, mais cedo ou mais tarde.
" Adım Erika. Daha yeni bir karavan aldım.
Acabei de comprar uma caravana.
Öyle hissediyorum ki birçok önemli karar aldım ve belki de bunlar çok kötü kararlardı.
Sinto que tomei muitas decisões importantes na vida e se calhar, foram muito más.
Baba, işte terfi aldım.
Pai, promoveram-me no trabalho.
Şu çekmeceden aldım.
Tirei-o daquela gaveta.
Gidip onun yemek kitaplarını aldım.
Fui comprar livros de receitas dela.
Sana uçak bileti aldım.
Comprei-te um bilhete de avião.
Demin Lyla'dan, Argus'un, Walker ile bir grup Markov bölücüsü arasındaki bır yığın şifreli e-posta bulduğuna dair haber aldım.
A Lyla disse que a ARGUS descobriu e-mails codificados do Walker e um grupo separatista Markoviano.
Walker'ın yerini saptamak için gereken şeyi aldım.
Tenho tudo para localizarmos o Walker.
Zoe'yi aldığım son sefer yanıma aldım tabancayı.
Levei-te na última vez que fui com a Zoe.
Başkomiser Pike, bu konuda Green Arrow'un sorumlu olmadığına dair güvenilir bir yerden bilgi aldım.
Capitão Pike, sei por fontes de confiança que não foi ele.
Bir konuda haber aldım ve bence bu önüne geçmen gereken bir şey.
Acabei de receber um aviso. É qualquer coisa em que precisa de se adiantar.
İşimi geri aldım.
Consegui o meu emprego de volta.
Palmer Tek, gelişmiş bir termal görüntüleme prototipi üzerinde çalışıyordu ki onlardan ödünç aldım, oynama yaptım ve geliştirerek şunu buldum...
A Palmer Tech está a trabalhar num protótipo de imagem térmica que apanhei, alterei e desenvolvi para encontrar...
İyi bir haber aldım, seninle paylaşmak istedim.
Recebi boas notícias, quis compartilhar.
Acil durum çağrını aldım.
Recebi o teu aviso.
Seni hayatıma, aileme aldım ve sen bana ihanet ettin.
Deixei-te entrar na minha vida, na minha família e traíste-me.
- İlginç bir rapor aldım...
- Recebi um relatório marado...
İstasyonu onlarla aramıza aldım. Ne kadar dayanırım bilmiyorum ama bunu yapmaya devam edeceğim.
Meti a estação entre nós e eles, mas não sei quanto tempo a consigo manter assim.
Ne zamandır terapisine katılmam için ısrar ediyordu, ben de hayatıma dair çok büyük kararlar aldım.
Bem, ela insiste há tanto tempo que eu entre na terapia dela, e tomei decisões importantes sobre a minha vida.
LSD mi aldım?
- Meu Deus.
Sanırım neden yenilmez gibi görünen bir hızcının yanına ortak aldığını buldum.
Malta, acho que já descobri. O porquê de um aparentemente invencivel velocista necessitar de ter parceiros.
Seni kurtardığım için böyle bir teşekkür aldığıma inanmıyorum.
Este é o agradecimento que recebo por salvar-te?
Partiden aldığınla mı?
Que recolheste da festa?
Arkadaşına yardım etmen için gereken her şey dahil 8 petabayt veriyi aldık.
Apanhamos 8 Petabytes de dados, incluindo tudo o que precisas para ajudar o teu amigo.
Chase onu da mı aldı?
O Chase também o apanhou?
Sen de aldın mı?
E tu aceitaste?
Biriyle çıkıyordum, ona pahalı giysiler aldırırdım.
Namorei com um tipo, convencia-o a comprar-me roupa cara.
Senden borç aldığım için mi?
É porque te pedi dinheiro emprestado?
Lyla'dan haber aldın mı?
Ouviste falar sobre a Lyla?
Baş ağrın için aspirinden daha güçlü bir şey aldın mı?
- Estás? Tens usado alguma coisa mais forte do que Aspirinas para as dores?
Olayın üzerini örtmeyle ilgili tüm sorumluluğu aldığım istifa mektubum.
A minha carta de demissão, nela assumo a responsabilidade
Prometheus'un annesinin evinden aldığım verileri çıkarmada ne durumdayız?
Como é que vamos com os dados apanhados na casa da mãe do Prometheus?
Felicity'den haber aldın mı?
Sabes da Felicity?
- Chase beni esir aldığında yaptıklarımı bir kahraman olmak için yapmadığımı gösterdi. O şeyleri yapmamın sebebi...
- O Chase, ele mostrou-me quando me manteve preso que não fiz o que fiz para ser um herói.
- En son vedalaştığımızda birbirimizi tekrar görmemiz yıllar aldı.
Da última vez que nos despedimos, demoramos anos para nos reencontrarmos.
- Keke bayıldım ya, nereden aldın?
- Adorei o bolo. Onde o compraste?
Chase işkence yapmadan önce ona ekibimden güç aldığımı söylemiştim.
- Antes do Chase me torturar, disse-lhe que a equipa era a minha força.
Ama haberin olsun o nakil helikopterine bindiğim an dostlarım seninkileri öldürme emri aldı.
Mas só porque estamos a ser claros... No momento em que eu entrar naquele helicóptero, os meus amigos têm ordens para matar os teus.
Bence Burkhardt biraz yardım aldı.
O meu palpite é que Burkhardt teve alguma ajuda.
Transfer için Magnus'u korumaya aldın mı?
Tens o Magnus para a transferência?
Guy Molinari, savaş gereçleri iskelede gerekli konumu aldı. Parıldak yardımı ile izleme açık.
Guy Molinari, armamento em posição nos corredores e sinalizadores activados.
Nefes aldığımıza göre her şey yolunda olmalı.
Estamos a respirar, deve estar bom.