English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ A ] / Altıda

Altıda traduction Portugais

17,627 traduction parallèle
Hım, kardeşim yoğun bir baskı altıda.
O meu irmão está sob muita pressão.
İki alt komşularınız.
Eles vivem a duas casas da sua.
Kısacası aranızdan herhangi biri beni alt etmeye çalışırsa onu da yanımda götürürüm.
- Resumindo... Se algum de vocês tentar derrubar-me... eu levo-o comigo.
Sıfır Madde'nin etkisi altındaydın.
Estás sob influência da Matéria Zero.
Bunun nedeni ise, ruhaniliğin ve teosofinin etkisi altında olmasıydı.
Esse facto deve-se à influência do espiritualismo e da teosofia.
Sıradaki altı bölüm Arya üzerine kurulu.
Os próximos seis episódios estão feitos à volta da Arya.
Yani, öğretmenlikle ilgisi yok da daha ziyade kızda öğrenme güçlüğü var ve büyük baskı altında.
Não está bem relacionado com ensinar, é mais por ela ter dificuldade na aprendizagem e estar sob muita pressão.
Ana Merkezin altında bomba var.
Há uma bomba em baixo da Estação Central.
Ana Merkezin altında bomba var.
Há uma bomba em baixo da Estação Central
Beyaz Saraydan davayı kapatın baskısı altında.
Ele está sob muita pressão da Casa Branca para fechar este caso.
Yatağının altında daha bir sürü var.
Tem muitos sacos com ela debaixo da cama.
Cennet annelerin ayakları altındadır.
- O Paraíso está aos pés da tua mãe.
Odana döndüğünde yatağının altında bir bıçak bulacaksın.
Vais encontrar uma faca debaixo da tua cama, quando voltares ao quarto.
Önder'in koruması altındayız.
Estamos sob a protecção da Comandante.
Eğer Kral'ın oğlu ölürse, Danimarka'nın boyunduruğu altına gireriz.
Se o filho do Rei morre, tornaremos num Estado fantoche da Dinamarca.
Yakında tüm Norveç kilisemizin hakimiyeti altına girecek.
Em breve a igreja terá poder por todo o Reino da Noruega.
Kitabınız olsa, yastığımın altına koyup uyurdum.
Se tivesse um livro, eu dormiria com ele debaixo da almofada.
Bu sabah paydostan sonra birisi kapımın altından atmış.
Alguém meteu-a por baixo da minha porta depois de termos chegado esta manhã.
Ve eğer Lobos sıkı gözlem altında tutulmazsa hücresinden dışarı adım bile atmadan intikam amaçlı suikast emri verebilir.
E se a situação do Lobos não permanecer secreta, ele pode encomendar um ataque antes. Dar ordens para uma retaliação a partir da cela.
- Masa altından muamele lazım...
- Só com um broche debaixo da mesa...
Fakat onların içgüdüleri kuvvetlidir ve nedenini bilmeden huzursuzlanacaklar bu da onları tedirginliğe ve durumu kontrol altına alamazsak da kargaşaya sürükleyecek.
Mas são criaturas de instintos e sem saberem porquê, estão impacientes, o que faz com que estejam inquietos. O que leva à anarquia, se não controlarmos isto.
Zeminin altından yürüyüp, duvara geçmiş.
Ele passou de debaixo do chão para dentro da parede.
Yatağın altı ya da dolabın içi.
Debaixo da cama ou no armário.
Dil altında çalışacak bu küçük zımbırtı her şeyi değiştirecek.
Este pequeno dispositivo, que se coloca debaixo da língua, vai mudar tudo.
Carol da buradaki durumu böyle kontrol altına almıştı.
Foi como a Carol acabou com as coisas aqui.
Altıncı Madde, Karşılaşma Fıkrası.
A cláusula da 6ª Emenda.
Tişörtünün altındaki!
Isso! Aqui por baixo da tua camisa!
Hayır, ama Axe Capital'dan kaçan yetenekler yeni bir bayrak altında toplanıyor gibi bir algıya izin veremeyiz.
Não, mas não podem pensar que o talento da Axe Capital voa sob nova bandeira.
Üç ya da dört ay daha, belki altı.
Mais três ou quatro meses, seis...
Kıyıda, altı düz kayığın yanında güneşte yayılmış bir suret vardı.
Na margem oposta, apareceu uma grande sombra ao Sol... Era o seu barco de fundo liso.
Kafası yukarıda kalsın diye,... yastığının altına kitap yığını koyardım.
Costumava pôr pilhas de livros por baixo do colchão para que ficasse com a cabeça elevada.
Eğer eleman bir yıldır işsizse beş ya da altı bin.
Acho que são cinco ou seis mil, se ele estiver desempregado há um ano.
Ağaç elementi, teknemizi dünyadan ayrılırken... saldırılara karşı güvence altına alıyoruz.
Elemento da madeira onde selamos a nossa embarcação do mundo, tornando-a segura contra ataques.
Şu an yer altındayız. Şehrin bağırsak kısmındayız diyebiliriz.
Estamos no subsolo, agora, entre as entranhas da cidade.
Ama bundan, "Vulpes vulpes" denen tipik kızıl tilkinin ve birçok alt türünün yaygın dağılımının "Canis lupus familiaris" denen evcil köpeklerle aralarında bir akrabalık olduğuna işaret ettiği anlamı çıkmasın.
Não quer isto dizer que a distribuição generalizada da raposa vermelha comum, Vulpes vulpes, com os seus muitos sub-géneros, sugira uma afinidade com o cão doméstico,
Altı adamım, altı da atım var. İki tane bu. Adam başı 11 litre, atlara daha da lazım.
Uns 6, 12 litros para cada homem, mais para os cavalos.
Yani su altında başka kurbanlar da olabilir.
Então, provavelmente temos mais vítimas na água.
Altına işemişti, aşağıya yağmur gibi yağdı ama umursamadım.
Ele mijou as calças, e aquilo escorria da árvore, mas eu não liguei.
Başkan ve yardımcısının herhangi bir şekilde yakın ilişkide olmasını sorun etmeyen seçmen sayısı % 20'nin altında.
Menos de 20 por cento gostam da ideia de um presidente e um vice-presidente da mesma família.
- Masa'nın altına!
Por baixo da mesa.
Astro-X'in vizyon sahibi kurucusu Aston Reynolds sayesinde dünyada barış ve refah hüküm sürdü, ancak gelecek yine tehdit altında....
GRAÇAS AO FUNDADOR DA ASTRO-X, ASTON REYNOLDS, MAS O FUTURO ESTÁ PRESTES A SER AMEAÇADO MAIS UMA VEZ... Tradução :
Kaidu, diyarımızın yasaları altında hükümdarlığına meydan okudu.
O Kaidu desafiou o teu governo segundo as leis da nossa terra.
Taştan ya da altından hapishanede kalsa da halkı özgür kalmasını isteyecek.
O povo dele quererá libertá-lo quer ele fique numa prisão de pedra ou de ouro.
Resepsiyon görevlisinin masasının altında susturuculu Beretta vardı.
A recepcionista tem uma Beretta debaixo da mesa.
Aşağıda en az altı kişi vardır bence. Ne dersin?
Acho que há pelo menos seis tipos lá fora, e tu?
Burun köprüsüne dikkatlice verilen darbeler omuz boyunca uzanan bıçak yaraları ve son olarak da çenenin altına bir adamın gardını düşürmekte uzmanlaştı.
Tornou-se muito bom a vergar pessoas. Golpes cuidadosos no osso do nariz, também ao longo da clavícula e por baixo do queixo.
1986'da tüm hapishanelerdeki yer altı suç dünyasını kontrol etmişlerdir.
Em 1986, dominavam o cenário do crime dentro de todas as prisões.
Yörünge altı uçuşa müsait... ama kapsülün ağırlığını... uzaya itecek gücü yok.
Suporta os voos suborbitais, mas não aguenta o peso da cápsula enquanto a empurra para o espaço.
Sonra da altından kurtulabilmek için kolunu kesmek zorunda kalıyordu değil mi?
Depois tem de cortar o braço, para sair debaixo dela.
Ama şimdi Geronimo saçmalığından ötürü patronlarıma blokumun hâlâ kontrol altında olduğunu kanıtlamam gerek. Eğer kanıtlayamazsam hepimiz için kötü günler kapıda.
Mas agora, por causa das tretas desse Geronimo, tenho de provar aos meus chefes que o meu Bloco continua sob controlo, e se não conseguir, vai trazer mais sofrimento a todos.
Kuzey Amerika'da her taşın altını üstüne getirirken aylarımızı harcadık.
Passamos muitos meses a virar cada pedra da america do norte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]