Alırım traduction Portugais
16,936 traduction parallèle
Ben alırım.
Eu levo.
Ön taraftan alırım seni.
Encontramo-nos na entrada.
Senin adına konuşabilirim. İstediğini alırım.
Posso falar por si e conseguir o que quer.
Emirleri şeften alırım.
Eu recebo ordens do comissário.
Cumartesi günü seni alırım.
Vou-te buscar no sábado, está bem? É quando saires daqui?
Ben ücretimi alırım.
Eu tenho de ser pago.
Belki bir ara seni Anthony'yle oynaman için alırım. Olur.
Talvez te leve a ti e ao Anthony a um jogo qualquer dia.
Laramie'deki tüm tapuları yarım hektarını rayicin 10 sent üzerinden geri satın alırım.
Eu, pessoalmente, comprarei novamente todas os títulos de terra de Laramie por 10 centavos acima do valor atual de cada hectare.
- Ben alırım.
- Vou buscá-la.
Ben alırım.
Eu dou-te.
Bir parça alırım.
Sou todo ouvidos.
- Bak, Bill'in tanıklarını ben alırım.
- Não. Eu fico com qualquer testemunha do Bill.
Ben alırım.
Eu fico com ele.
- Ben alırım.
Permite-me.
Atlarını kendi başıma alırım
Fico-lhes com os cavalos para mim.
- Alırım.
- Posso.
- Emredersiniz. Nehirova'dan vazgeçmeden kelleni alırım.
Terei a tua cabeça antes de entregar Correrrio.
Sonra alırım.
Levo-a mais tarde.
- Tamam, ben alırım.
Muito bem, eu trato disso.
- İşte, onu ben alırım.
- Aqui, eu fico com isso.
- Bayan Kimbale. - 10 bin Şilinimi alırım yoksa bu kapı açılmaz.
Sra. Kimbale. Quero os meus 10.000 shillings, ou a porta não será aberta.
Atım için gelirsen şahına saldırırım ve kaleni alırım.
Se você ataca o meu cavalo, ataco o seu rei e apanho a sua torre.
- Dua ederlerken seni içeri alırım.
Todas as irmãs estarão no Ofício, deixá-la-ei entrar.
Alırım dediğim bilgiyi aldım işte.
Consegui-te a informação, tal como eu disse.
- Ben alırım. Kaydetmem lazım. Kaydetmem lazım!
Tenho de gravar.
Birincisi, ben işimi ciddiye alırım.
Em primeiro lugar, eu levo o meu trabalho a sério.
Evet, çay alırım.
Pode ser, chá.
Sanırım biraz alındı.
Ela ficou sentida.
Ağır silahlarımızı alıyorsunuz.
Vamos buscar as armas pesadas.
Nöbeti ben alırım.
Eu substituo-te.
Claire'i geri alır almaz sizinle Keswick'te buluşacağım.
Encontramo-nos em Keswick, quando recuperar a Claire.
Gün geçtikçe acım daha da usandırıcı bir hâl alıyor.
As minhas dores tornam-se mais incómodas a cada dia que passa.
- Şampanya alır mısınız?
- Champanhe?
Payımızı alır, Ekvador'a gider, elçiliğe kapağı atarız serbest bırakıldık deriz, sen de fidyeyi ödedim dersin para da sende kalır.
Levamos a nossa parte, vamos para o Equador, aparecemos na embaixada, dizemos que fomos libertados. Tu dizes que pagaste o resgate. - Ficas com o dinheiro.
Peki... Tamam dostum, Mesajımı alır almaz, ya da...
Então... assim que ouvires isto, ou...
Biraz mısır gevreği yiyeyim bari. - Al bakalım.
- Aqui está.
Siyah çay alır mısınız Bay Bohannon?
Quer Hong tea, sr. Bohannon?
Lisansımı alır almaz kendime yeni bir araba alacağım.
Vou comprar um novo quando tirar a minha licença.
Kardeşimle Kuzey'i kendi başımıza geri alırız.
O meu irmão e eu recuperaremos o Norte.
- Ben Demir Taht'ı alırım.
- Não podeis.
Dinleyin dualarımı zalim tanrılar, alın benim canımı. Güzel oğlum olmadan bir güne daha nasıl dayanırım?
Ouvi a minha oração, deuses cruéis, levai a minha vida em vez da dele, pois não consigo enfrentar outro dia sem o meu doce menino nele.
Torunlarımı alıp hücreye götürürlerken bana nasıl sırıttığını hatırlıyor musun?
Lembrai-vos do vosso sorrisinho quando o meu neto e a minha neta eram arrastados para as suas celas?
Yeni araba alır, seni serbest bıraktırırım ve benim için çalışırsın.
Dou-te outro carro, fazes o que quiseres com ele e fazes uns trabalhinhos para mim.
Bak, piyonumu B-5'e koydum, piyonumu alırsan atım, vezirine saldırır vezirleri değiştiririz.
Olha! Eu coloco o meu peão na B-5, tu comes o meu peão, o meu cavalo come a tua rainha, trocamos de rainhas, cavalo ataca rei, e apanho a tua torre.
Lina, kardeşinin eşyalarını odasından alır mısın? Hayır.
Lina, podes ir buscar as coisas ao quarto da tua irmã?
- Alır mıydın?
- Aceitá-la-ia?
İzini süremeyecekleri parayla alınmış varlıklar yeniden satılacak... -... ve o gelirle tekrar yatırım yapılıp para aklanacak.
Ativos comprados com rendimentos não detetáveis, depois revendidos e os lucros reinvestidos para assegurar a limpeza total da operação.
- İçki alır mısınız Bay Shelby?
Bebida, Sr. Shelby?
- İçki alır mısın?
Uma bebida?
Çay alır mısınız?
Gostaria de beber um chá?
Süt ve şeker de alır mısı...
- Também quer leite e açúcar?