Amenadiel traduction Portugais
48 traduction parallèle
Sanırım bunların hiçbiri Amenadiel cehennemi izlemeye devam etse olmazdı. Yapması gerek de oydu.
Nada disso teria acontecido se Amenadiel vigiasse o Inferno como ele deveria.
Amenadiel.
Amenadiel.
Amenadiel, hayır!
Amenadiel, não!
Amenadiel sakatken kaçtı. Ve sen...
Ela escapou com Amenadiel ferido e você...
Amenadiel'le konuştu demek, öyle mi?
Amenadiel falou com você?
Amenadiel. Ne var ne yok koca adam?
Amenadiel, como vão as coisas?
Beni tehdit etme Amenadiel.
Não me ameace, Amenadiel.
Sana yardım etmeyeceğim Amenadiel.
Não te vou ajudar, Amenadiel.
Sanırım bunların hiçbiri Amenadiel cehennemi izlemeye devam etse olmazdı. Yapması gerek de oydu.
Suponho que nada disto teria acontecido se Amenadiel tivesse vigiado bem o Inferno como ele era suposto de vigiar.
Amenadiel sakatken kaçtı.
Ela escapou de lá enquanto o Amenadiel estava ferido.
Amenadiel'le konuştu demek, öyle mi?
O Amenadiel falou contigo?
Ortaya çık Amenadiel.
Aparece, Amenadiel.
Müsaadenle Amenadiel'i tanıştırayım, kendisi kardeşim olur.
Permite-me apresentar-te o Amenadiel. Meu irmão.
Spoiler alarmı, Amenadiel Dr. Linda'yı bulmuş.
Alerta de Spoiler, o Amenadiel achou a dra. Linda.
Chloe'yi silah haline getirenin Amenadiel olduğunu da sanmıyorum.
E não acho que seja o Amenadiel que está a usar a Chloe como arma.
Cehennemin Efendisi'sin sen. Amenadiel haklıymış.
Amenadiel está certo,
Sanırım Amenadiel gerektiği gibi cehennemin başında dursaydı bunların hiçbiri olmazdı.
Suponho que nada disto teria acontecido se Amenadiel tivesse vigiado bem o Inferno como ele era suposto de vigiar.
Amenadiel, yapma!
Amenadiel, não!
Amenadiel yaralıyken kaçmış.
Um timing engraçado, não é? Ela escapou de lá enquanto o Amenadiel estava ferido.
- Amenadiel seninle konuştu, öyle mi?
O Amenadiel falou contigo?
- Amenadiel'i çağırıyorum.
A chamar o Amenadiel.
Hadi ama Amenadiel, neredesin?
Vamos, Amenadiel, onde estás?
- Amenadiel'ı görmek istiyorum.
- Quero ver o Amenadiel.
Amenadiel içeride olduğunu biliyorum.
Amenadiel, sei que estás aqui!
Beni geri götür hadi, Amenadiel.
Por isso envia-me de volta, Amenadiel.
Benimle konuşabilirsin, Amenadiel.
Podes falar comigo, Amenadiel.
Bu eksik bir erkek olduğun anlamına gelmiyor, Amenadiel.
Isso não te tornará menos homem, Amenadiel. Nem sequer um pouco.
- Amenadiel.
Amenadiel.
Ben Amenadiel'im.
Eu sou Amenadiel.
Tam gücündeki Amenadiel'i asla bu kadar kolay yenemezdim.
Ao Amenadiel, na máxima força, nunca conseguiria bater assim tão facilmente.
İlk geldiğinde Amenadiel de bildiğini sanıyordu, şimdi de Uriel öyle sanıyor.
O Amenadiel sabia quando veio para cá da primeira vez. Agora o Uriel sabe.
Amenadiel niye benim gibi bu şehri kabullenemiyor?
Porque Amenadiel não abraça esta cidade como eu abracei?
Amenadiel'le birlikte Silver City'e dönmek istiyorlar ama orası benim evim değil. Evet, her neyse. Hiç olmadı.
Bom, de qualquer modo, ela e Amenadiel querem voltar para a Cidade Prateada, mas ela não é o meu lar.
Ben Chloe'yi havaya uçuracaktım ama Amenadiel beni vazgeçirdi.
Eu ia explodir a Chloe, mas o Amenadiel convenceu-me a não o fazer.
35 yıl önce Amenadiel bu bara gönderilmiş. Penelope Decker'la konuştuktan sonra kocasıyla bir çocuk sahibi olabilmesi için onu kutsamış.
Há 35 anos atrás, Amenadiel foi mandado a um bar, onde se sentou, teve uma conversa, e depois abençoou a Penelope Decker para que ela e o seu marido pudesse ter uma criança.
Amenadiel, Penelope'nin kukusunu mu kutsamış yani?
Então o quê, Amenadiel abençoou as partes femininas da Penelope?
Yoksa Chloe Decker'ın babası Amenadiel mi?
Esper, o Amenadiel é o papá da Chloe Decker?
Amenadiel'in Chloe'nin annesiyle ne işi var?
O que faz o Amenadiel com a mãe da Chloe?
Amenadiel dedektife olanlar anlattı.
Amenadiel contou-me sobre a tua detective.
Amenadiel, geliyor musun?
Amenadiel? Tu vens?
- Ben Amenadiel.
Eu sou Amenadiel.
Amenadiel seninle konuşmam gerektiğini söyledi.
Amenadiel parece pensar que eu te devo uma conversa.