English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ A ] / Anneler

Anneler traduction Portugais

1,365 traduction parallèle
Anneler adımlarını hızlandırır acil durumu anlarmışçasına.
A mãe acelera o ritmo, sentindo a urgência.
Geri dnen anneler dolaşırlarken, gürültülü sesler çıkarırlar ve eşlerinin cevap vermesini beklerler.
Enquanto circulam, as mães Iançam apelos vibrantes... na esperança que o seu companheiro Ihes responda.
Her yıl bazı anneler, kayıplarının ızdırabına tepkiyi akla gelmedik şekilde gösterir.
Todos os anos há mães que respondem à dor de formas inimagináveis.
- Anneler hakkında kötü konuşulmaz!
- Não se fala sobre as mães!
Genç anneler için özel okullar da var.
Mas há outras escolas hoje em dia para jovens mães.
Anneler grubuna katılmak için gelmedin mi?
- Não está aqui para o grupo das mães?
Ama bana denilmişti, anneler buna aldırmaz.
Mas disseram-me que as mães não se importam.
- Bütün anneler bebeklerini severler.
- Empurra! - Todas as mães adoram os seus bebés.
Anneler günü hediyesi olarak alınmıştı.
Foi uma prenda pelo Dia da Mãe.
Sütü olmayan anneler için.
Para mães que não podem amamentar.
Anneler gününde herhangi bir planın var mı?
Tem planos para o Dia da Mãe?
Eski kocam. Anneler günümü kutlamak istiyormuş.
O meu ex, provavelmente a desejar-me um bom Dia da Mãe.
Anneler günün kutlu olsun.
FELIZ DIA DA MÃE!
Anneler tam bir baş belası, ha?
Que seca! As mães são um empecilho, não?
Jet, orada insanlar yaşıyor. Anneler, babalar ve çocuklar.
Há gente a viver lá, mães, pais e filhos.
İnsan ırkının nesli tükenmek üzere. Gerçeği söylemek gerekirse, potansiyel anneler koca bir Viper pilotu birliğinden çok daha değerli şu anda.
A raça humana está à beira da extinção e, para ser muito sincero, as futuras mães são mais preciosas do que um esquadrão de pilotos.
Bebeklerine özenen tüm anneler için.
Todas essas mães a mimar os seus bebés.
Çünkü polise oğlunun aç-aç gösterisine gittiğini öten anneler ihityacımız olan son şey.
Não queremos mães-galinhas a queixarem-se à Polícia de que o pequeno Johnny viu maminhas ao léu.
Diğer anneler orada tatlı kıyafetler yaparken, benim burnum bu kitaptaydı.
Enquanto aquelas outras mães andavam por aí a fazer fotos fofinhos, eu estava de nariz enfiado neste Livro.
Anneler için "oyun günleri" de bu şekilde ortaya çıkmıştır. Böylece ara sıra biraz boş zamanları olur.
Foi assim que as mães inventaram os "dias de brincar", para que ocasionalmente pudessem ter para elas mesmas.
Ama bu buluşlardan faydalanamayan bazı anneler vardır.
Mas há mães que não se aproveitam dessa inovação maternal.
İkizleri artık oyun günlerine davet edilmediği için hafta sonları artık dinlenemeyen Lynette Scavo gibi anneler.
Mães como... Lynette Scavo, que não podiam descansar nos fins de semana porque os seus gémeos já não recebiam convites para brincar, desde que tinham convencido o filho da Sasha Eden que um par de asas mágicas o faziam voar ;
Diğer anneler erken geliyor.
É uma aula popular. E as outras mães vêm mais cedo.
Ama kuralları senin için bozarsam, onları diğer anneler içinde bozmam gerekir.
Mas se quebrar a regra consigo, terei de fazer o mesmo com as outras.
ve sonra kurallara gerçekten uyan diğer anneler bana çok kızarlar, ve bende onlara karşı tekrar sinirlenirim, ve böylelikle dergimi okumaya vaktim kalmaz.
E daí as mães que seguem as regras ficariam todas chateadas comigo e depois eu vou ter de ficar chateada consigo. E antes que o saiba, não vou ter tempo para ler a minha revista.
Anneler de aynı.
As mães também são assim.
Ne yazık ki aynı şey çalışan anneler için söz konusu değildi.
Infelizmente, o mesmo não podia ser aplicado às mães empregadas.
Süper anneler daima ilk şüpheyi çekerler.
A "super-mãe" é sempre a primeira a passar-se.
- Anneler en iyisini bilir.
- As mães têm sempre razão.
Yani... söylemek istedik... her anneler gününde, babalar gününde her doğum gününde ama... zamanlama...
Bem, tínhamos intenções disso. Todos os dias da mãe e do pai.
Anne, Anneler Günü'nü kahvaltı yerine akşam yemeğinde kutlasak olur mu?
Mãe, podemos celebrar o Dia da Mãe - ao jantar e não ao pequeno-almoço?
Sadece anneler günü hafta sonu olduğunu hatırlatıp nasıl olduğunu sormak istedim.
Eu queria apenas relembrar-te... que é o fim-de-semana do Dia da Mãe... ver como te sentias.
Anneler günü programımız şöyle ;
Aqui está o itinerário para o Dia da Mãe.
Ariel... Anneler ve babalar birbirlerini öldürmezler.
Ariel... os pais e as mães não se matam uns aos outros.
Bazen sinirli olurlar, Ama genellikle, anneler ve babalar birbirlerini öldürmezler.
Às vezes ficam chateados... mas é claro que mães e pais não se matam uns aos outros.
Anneler Günü hediyesi. Aslında 40 Anneler Gününün hediyesi.
Na verdade, são 40 prendas do Dia da Mãe.
Öncelikle anneler.
Mães, principalmente. Mães de família, mães solteiras, mães de NASCAR...
Futbolcu anneler, yalnız anneler, NASCAR anneler, her çeşit anne.
Qualquer tipo de mãe, na verdade. - Que nojo!
Birkaç aylığına gidiyorsun, ortaya çılgın anneler çıkıyor. Bu arada olmuş ama benim bilmediğim o kadar şey var ki.
Vamo-nos embora por dois meses e começam a aparecer mães malucas... e há uma série de coisas que não sabemos.
- İdam edilmiş ağabeyler, yaşlı anneler.
- Garanhões, mães velhas.
Biyolojik anneler binlerce heteroseksüel kişinin... -... fotoğrafına bakmak zorunda.
As mães biológicas têm que olhar para milhares de fotos de heterossexuais brancos.
Alex götünün bokundan haberi olmayan anneler gibi zaten.
Ele sempre foi descuidado.
Okul Aile Birliğindeki öfkeli Hristiyan anneler çok incinmişti.
Aliás, as mães cristãs fulas que ouvi na reunião de pais ficaram muito ofendidas.
Anneler yalnız değildir!
As mães não são solitárias.
Ailesiyle birlikte buna benzer bir şekilde nakledilerek Auschwitz'e gelen Alice anneler ve çocuklarla kalmaya karar verdi.
Alice, que tinha chegado a Auschwitz com a família num vagão como este, decidira ficar com as mães e as crianças.
Alice, hemen katledilmek üzere seçilen anneler ve çocukların grubundan alınarak köle işçi olarak seçilen sağlıklı genç kadınların olduğu gruba yerleştirildi.
Alice foi retirada do grupo das mães e das crianças, que tinham sido todos selecionados para serem imediatamente mortos, e foi colocada num grupo de mulheres jovens e saudáveis, que tinham sido escolhidas para trabalho escravo.
Anneler yeterli miktarda süt üretemediler çünkü temel av kaynakları olan sardalyalarda çok büyük kıtlık vardı.
As mães não foram capazes de produzir leite suficiente devido à grande diminuição de suas principais presas, sardinhas.
Ve anneler böyle şeyleri bilir.
E as mães sabem estas coisas.
Bazıları iyi anneler, bazıları değil.
Algumas são boas mães, outras não.
- Anneler sayılmaz.
- Mães não contam.
Yalnız anneler en zoru.
As mães solteiras são as mais duras.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]