English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ A ] / Anüs

Anüs traduction Portugais

69 traduction parallèle
Doktor, cerrah, anüs uzmanı ve insan acılarının özverili savaşçısının kapı zili, bu akşamki kahramanımızınkinin üzerindeydi. Tuğamiral Humphrey De Vere.
Médico, cirurgião, proctologista que luta altruisticamente contra o sofrimento humano, cuja campainha ficava por cima da do herói da nossa história, o Contra-Almirante Humphrey De Vere.
Ona anüs denir.
Chama-se "anus".
"Anüs!"
"Anûs!"
Bize "anüs" dedi.
Ele disse ânus.
Eğlendir bizi. Anüs. Oh, evet.
Anos... ânus...pois.
Bana yeni bir anüs takacaklar.
Vão dar-me um novo cu.
Dışkı kültürü al, salmonellayı kontrol et ve anüs testi yap.
Quero uma cultura das fezes e rectal, para ver se há salmonelas.
Olabilecek yan etkiler ; mide bulantısı, uykusuzluk, baş ağrısı kafa derisinin dökülmesi, bağırsak sancıları kabız, anüs yanması, anüs kaşınması anüs genişlemesi ve sersemlik.
O seus efeitos secundários podem incluir náuseas... insónias, enxaquecas, escamação do couro cabeludo, cólicas... prisão de ventre, ardor rectal, comichão rectal... inchaço rectal... e tonturas.
Top! Anüs!
Tomates!
Yaptığı sayısız faaliyetin vermiş olduğu esneklik sayesinde anüs kontrolü yapılsa bile fark ettirmeden çok miktarda malı rektumunun derinliklerinde taşıma kabiliyetine sahip olan o ender taşıyıcılardan biriydi.
era uma das transportadoras que, graças a uma actividade constante, podia inserir enormes volumes nas profundezas do seu recto, indetectâveis mesmo durante um exame rectal.
Şimdi "Sherry ve Anüs" e dönüyoruz.
agora voltamos ao "Sherry and the Anus".
- Anüs, hala orada mısın?
- Anus, ainda estás ai?
Anüs, ciddiyim.
Anus, estou a falar a sério.
Bir dahakine Meg'i de alalım ; Patron Hogg olur. Chris de Anüs olur.
Da próxima vez, a Meg pode ser o Boss Hogg e o Chris, Anus.
Anüs.
"Anus."
Anüs ve vajina arasında yırtık var.
Rasgão na forquilha vulvar.
"İyi ki... bir anüs uzmanı değilmiş."
Ainda bem que não era proctologista.
Aynen. veya Anüs.
- Exacto. - Ou ânus.
Kasık ve anüs çevresini tercih ederler. Çünkü bacakları, geniş aralıklı kıllara tutunmaya elverişlidir.
Preferem a zona púbica e anal, porque as suas patas agarram-se bem a cabelos espaçados.
- Vajina, anüs ve ağzında meni bulundu.
Encontrámos sémen nas cavidades vaginal, anal e oral.
Bayan Covello, tomografinizde küçük bir anüs tümörü gözüküyor, bu yüzden bir ön-alt rezeksiyon için tarih alacağım.
Bem, Sra. Covello, o seu TAC mostrou um pequeno tumor rectal por isso quero marcar-lhe uma Recessão Anterior.
Testis ve anüs yiyerek mutlu olamaz mıyım?
Não disfrutar a minha comida de testículos e rabo?
Sen Anüs müsün?
Tu és o Ânus?
- New Yorker'da kimsede anüs yoktur.
- Ninguém tem anûs no "New Yorker".
" Ben bir proktoloğum *, o yüzden bende kahverengi sonda sürerim. ( Anüs ile ilgilenen tıp adamı )
"Sou proctologista, por isso tenho um Probe castanho".
Yo, yo, anüs uzmanı oğlan. Seni almaya geliyorum.
Não, não, proctologista, vais apanhar.
Konumuz anüs copulüs.
O tema é o ânus copulus.
Aynı zamanda anüs açıcı.
Também abrirá ânus, mano.
Anüs yırtığın nasıl oldu?
Então, como está essa fissura anal?
Bunun için gerçek bir anüs olacağım.
Vou ser mesmo anal com isto.
- Bunun "anüs" le kafiyeli olduğunu söyleme.
- Não fale-me, rima com "ânus".
Vater sendromu omur, anüs, trake, yemek borusu ve renal sistemi etkileyen bir genetik durumdur.
- Associação Vater é... Uma doença genética que afecta as vértebras, o ânus, a traqueia, o esófago e o sistema renal.
- Anüs.
- Do ânus.
Yeri değişmiş anüs
Ânus deslocado
Anüs ile ağız dairesel biçimde birleştirilecek.
Para ligar as peças circulares da mucosa e da pele ao ânus e boca.
Görüyorsunuz ya, kıkırdama bir domuzun anüs ve kuyruğu arasındaki parçadır.
A "Chuckle" é a parte do porco entre a cauda e o ânus.
Temizlenmeye önce anüs bölgesinden başlayalım.
Por falar em rectos, vamos lá pô-lo limpinho.
Yıldızlar, ay, gökyüzü, beyaz kan hücreleri, kalp kapakçıkları, kara delikler ya da anüs ya da vücut içindeki milyon tane farklı geçit ve babası.
Estelas, Lua, Céu, glóbulos brancos, válvulas cardíacas, buracos negros ou ânus, ou um milhão de outras passagens circulares dentro do seu corpo e a sua cabeça.
Soldaki koridordan... "Doğrudan anüs çatlağına uygulayınız." Kötü!
Fim do corredor a esquerda. "Aplique diretamente nas fissuras retais"? Nada bom!
Anüs dediğin için komik.
Tem piada, porque disseste "ânus".
Anüs etrafında bir şey yok.
Nada em redor do ânus.
Penis şeklinde bir roketimiz var, bunu fırlatacağımız yer ise Bam'ın götü namıdiğer Ur "anüs".
Temos um foguete em forma de pila, e vamos lançá-lo no rabo do Bam, Urânus.
Anüs var bir tane mesela... Bir de "gizli seks" diye bir şey var... Onun ne olduğunu da artık sen anlatırsın bana.
Há um ânus, e um que se chama "reserva", que vais ter de me explicar.
Penny, parazit var mı diye Raj'ın anüs bölgesini kontrol etmiş olabilir.
A Penny podia estar a examinar a região anal do Raj, à procura de parasitas.
Poposuna Aquaphor sürerken sadece yanaklarına sürme anüs etrafına da sürmelisin.
Quando passares a pomada, não podes por apenas no rabo. Tens que passar à volta do ânus.
Anüs etrafına, tamam.
Em todo o ânus. Percebi.
Evet. Anüs turtası!
Sim, à toda humanidade.
- Evet, "anüs".
Sim... ânus.
- Evet, anüs kaşıntısı. Sorun yok.
- Comichão rectal, tudo bem.
Eğer mideniz çabuk bulanıyorsa uzakta durmak isteyebilirsiniz. İşte anüs...
Agora corta-se por aqui...
Anüs.
Anus.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]