Ao traduction Portugais
420,148 traduction parallèle
Bu işi sonuna kadar götürme fırsatı verdiğiniz için teşekkürler.
Agradeço a oportunidade de levar isto até ao fim.
Hammerschmidt'e dediklerini söyleyecektir.
Vai dizer o que disse ao Hammerschmidt.
Söylediklerin doğruysa Doug Stamper eşimin hayatını kurtarmış.
Se o que diz for verdade, o Doug Stamper salvou a vida ao meu marido.
Sayın Kongre Üyesi, sözcüye ve diğer komite üyelerine dediğim gibi, müvekkilime, Birleşik Devletler başkanı olduğu dönemle ilgili sorulara cevap vermeme hakkını kullanmasını tavsiye ediyorum.
- Sr. congressista. Como disse ao presidente do comité e aos outros membros distintos, aconselho o meu cliente a invocar a Quinta Emenda nesta altura para todas as questões relacionadas com o seu mandato como Presidente dos Estados Unidos da América.
Meclis'te itham edilmeyeceğim ve bu iş Senato'ya intikal etmeyecek.
Mark, não serei impugnado na Câmara e isto nunca chegará ao Senado.
Hangi ilacı aldığını bilmiyoruz.
Não sabemos ao certo o que ele tomava.
Slugline'a ver.
Dá-a ao Slugline.
Şimdi işe dönebilir miyim lütfen?
Agora por favor, posso voltar ao trabalho?
Sadece Bay Stamper ile bana özel bir ofis kurarız.
Vamos montar um gabinete-satélite limitado ao Sr. Stamper e a mim.
- Doug'dan şüpheleniyor musun?
Estás com dúvidas quanto ao Doug?
- Namlu gözüne doğrultulmuş.
O cano da arma foi-lhe encostado ao olho, portanto...
İşi sonuna kadar götürmek istiyor. Hedefi benim.
Se quer levar isto até ao fim, virá atrás de mim na mesma.
Hemen konuya gireceğim Frank.
Bom, vou direto ao assunto, Frank.
Bunları döndüğünde Francis'e ver.
Dá isto ao Francis quando ele voltar.
Spor salonuna gidiyorum.
Vou ao ginásio.
Macallan'ın Petrov'a ne dediğini öğrenemedin mi?
Nunca descobriu o que o MacAllan disse ao Petrov?
Yates'in gözetlenmesine ne tepki verdi?
Como reagiu à vigilância ao Yates?
Gece daha bitmedi.
Só ao final da noite. Melhor dizendo, ao final da manhã.
- Para ve telefonlar geliyor.
Devido ao dinheiro e aos telefonemas.
Bugünkü Yargı Komitesi duruşmasını canlı olarak yayınlayacaktık.
Contávamos fazer a transmissão ao vivo da sessão judicial de hoje.
Ayrıca Asker İyileştirme Projesi'ne geri dönmemiz gerektiğini hatırlatayım.
E lembro-lhe de que temos de voltar ao Projeto de Recuperação de Soldados.
Oylama asla Senato'ya çıkmayacaktır.
Antes de mais, a votação nunca chegará ao Senado.
Başkan'a Albay İsmet'le görüşmesi için izin verelim.
Vamos deixar ao Presidente falar com o coronel Ismat.
Hazır olduklarında onu komitenin huzuruna çıkar.
Vamos levá-la ao comité quando estiverem prontos.
Ya diğer mesele?
E quanto ao outro assunto?
Hasar görmüş ama öldüğü güne kadar olan verilere erişebiliyorlar.
Estava danificado, mas existe tecnologia que lhes permite aceder aos dados até ao dia da morte dela.
Cep telefonuma, mesajlarıma erişiyor olabilirlermiş.
Talvez tenham acesso ao meu telemóvel e às minhas mensagens.
Yargı Komitesi, Bakan Durant'in iyileşmesini umuyor olabilir. Fakat dünyanın geri kalanı, Suriye Başkanı'nın Başkan Underwood'un ültimatomuna ne yanıt vereceğini bekliyor.
O Comité Judiciário pode esperar que a secretária Durant recupere, mas o resto do mundo aguarda para ver como o presidente sírio responde ao limite traçado pelo Presidente Underwood.
LeAnn... Başkan'a ne olursa olsun suç sende de değil, bende de.
- O que acontecer ao presidente não é culpa tua, nem minha.
Karaciğerimi nasıl aldığımı komiteye ya da ona söylemek ne sana ne de hükûmete yarar sağlar.
Contar-lhe a ela ou ao comité como consegui o meu fígado não vai ajudar nem este executivo, nem a ti.
Francis'e "Bağırışları duydum ama sözleri duymadım" dedim. Ama... sen katil olduğunuzu söylemiştin.
Disse ao Francis que ouvi gritos, não as palavras, mas disseste que vocês são assassinos.
" Başkan'a, Dışışleri Bakanlığı'nın aradığı aynı isimde dört kişi olduğunu söyledim.
"Disse ao Presidente que havia quatro homens com o nome que o Departamento de Estado vigiava. Dois nos Estados Unidos."
Doug Stamper ile hükûmetin geri kalanını da idari imtiyazın ardına saklanmamaya çağırıyorum.
Peço a Doug Stamper e ao resto do executivo que parem de se esconder atrás do privilégio executivo.
En azından dekana öyle demiş.
Ou pelo menos, foi o que disse ao reitor.
Komite Başkanı'na söyle, çıkmaya hazırım.
Diga ao presidente do comité que estou pronto para aparecer.
Saltanatınız buraya kadar.
Por isso acabou a festa, a viagem chegou ao fim.
Doug'ın yardımıyla Hammerschmidt'e bilgi sızdırıyorum.
Ando a dar informações ao Tom Hammerschmidt há meses com a ajuda do Doug.
Tamam ama önce beni affetmelisin. Doğru zamanda da Doug'ı.
Mas tens de me conceder o indulto primeiro e, na altura certa, ao Doug.
Grayson soyunun 16. yüzyıla kadar izini sürdü.
Investigou a nossa linhagem dos Grayson até ao século XVI.
Şu anda Doug'la ikinizin Francis'le olan bağlantınız göz ardı edilemez.
E não há como evitar a ligação que o Seth e o Doug têm ao Francis neste momento.
Peki o zaman başkanlığının geri kalanı nasıl geçer?
E o que faria isso ao resto da tua presidência? O que restaria dela?
Şimdi hedefine bu kadar yaklaşmışken gözün sadece ihaneti mi görüyor?
Agora o teu objetivo está ao teu alcance e tu só vês traição? Não me convences.
Bugün ülkenin ilk kez bir kadın başkanı olacak.
Ao final do dia, o país terá a primeira mulher presidente.
Seni güzelleştirdiğin yuvana daha da sevecen ve güçlü bir şekilde kenetleyecek bağlar.
Não demorará muito tempo até que novos laços se formem à sua volta, laços que a unirão ainda com mais força e amor ao lar que tanto adorna.
Eşinizi affedin ya da affetmeyin, her durumda size yük olacak.
Dê ou não dê o indulto ao seu marido, de qualquer forma, ele é um risco.
- Amiral Dale'ı aradım.
- Já liguei ao almirante Dale.
Önerilerimi Mark'a ilettim.
Tenho sugestões, já as passei ao Mark.
Aynen öyle. Ama sana destek çıkabilirim.
Exato, mas poderia estar ao seu lado.
Amerikan halkına ve dünyaya, bu sabah erken saatlerde Özel Kuvvetler'in ICO teröristi Ahmed el Ahmedi'yi öldürdüğünü duyurmak isterim.
Estou aqui para informar ao povo americano e ao mundo que esta manhã as Forças Especiais mataram o terrorista da ICO, Ahmed al Ahmadi.
Yakınlarda, Suriye rejimiyle birlikte savaşarak Suriye ulusunun yok edilmesine yardımcı olacak askerler gönderdiğini öğrendik.
Recentemente, soubemos que ele enviou tropas para combaterem ao lado do regime sírio, ajudando-os na destruição da nação síria.
Konumuza dönelim.
Agora voltemos ao tema em mãos.