Araştırın traduction Portugais
2,758 traduction parallèle
Diğer odaları araştırın.
Procurem nos outros quartos.
- Biraz araştırın.
Olhe para ele.
Mitch Larsen'ın orada olduğunu anımsamıyorum. Elbette siz yine de araştırın.
Não me lembro de a Mitch Larsen estar lá, mas comprometo-me a verificá-lo, por todos os meios.
Telsizde durun ve araştırın diyen.
A chamada para para a ação.
Araştırın tamam.
Investigar. Escuto.
Huck, Harrison, restoranda görgü tanığı var mıymış bir araştırın.
Huck, Harrison, vejam se havia testemunhas no restaurante.
Başka şeyler araştırın.
Deixa isso para trás.
Komiserim.. Lütfen bu konuyu iyice araştırın.
Inspetor... por favor, faça uma investigação minuciosa.
Aslına bulduğum sonuçların bazıları zayıf ancak biraz dikkatli araştırınca...
Obviamente, algumas das minhas deduções ainda são um pouco ténues, mas se reparares por um momento...
Bir Polcom etiketi, ve bir ismin araştırılmasını istiyorum, Mace.
Quero um comunicador rastreando um nome. Mace.
İmkanlarını araştır. Bir yıldızın doğmasını sağla
Vasculha pelos nossos aposentos, e que nasça uma estrela.
Yeni kitabın için mi araştırıyorsun?
Isto é pesquisa para algum livro novo?
Anthony Jones ismini araştırırmısınız lütfen
Preciso que pesquise um nome para mim... Anthony Jones.
Biliyorum çıldırdığımı düşünyorsunuz ama lütfen ismi araştırıp beni ararmısınız.
Sei que vai pensa que estou louca, mas pesquise o nome e ligue-me de volta.
Amy ile ilgili ipuçlarını araştırıyor olmalıydı.
Deveria estar a procurar a Amy.
Ne olur ne olmaz, videonun kaynağını araştır.
Como começou, sabes, vê de onde veio.
Kızın neyi araştırıyormuş?
Que andava ela a pesquisar?
Basın muhtemelen geçmişinizi araştırcak bu yüzden sorulara hazır cevaplar bulmalıyız.
A imprensa vai "escavar" até ao fundo o seu passado, por isso precisamos de preparar respostas sobre o seu percurso de vida.
Bu kış biraz para biriktiririz, karlar eriyince de seni Greenville'e kendim götürürüm, birlikte karını araştırırız.
Para que façamos algum dinheiro neste Inverno e quando a neve derreter, levo-te a Greenville, e descobriremos para onde levaram a tua mulher.
Bu bu parça sonunda arızalanmıştır. Araştırmacılarımız, bu vidanın arıza yaparak elevatör'un sıkışmasına neden olduğu sonucuna varmıştır
A conclusão da nossa pesquisa é... que o parafuso se partiu e o elevador ficou preso.
Müdür yardımcısı soruşturmaları araştırırken gereğinden fazla olayın dışına çıkma gibi bir eğilimim olduğunu söyledi.
O Director-adjunto disse que eu tinha tendências de ir além das minhas investigações.
Karakterin için Blair'i mi araştırıyorsun yoksa gizli planın için Charlie'ye mi bakıyorsun?
Então estás a pesquisar a Blair para a tua personagem ou a Charlie para o teu plano secreto?
Müvekkilimi suçlamayın. Bir gün geri dönüşü olacağını düşünen, araştırmalarına yatırım yapan hissedarlarını suçlamayın.
Não castigue o meu cliente, não castigue os seus accionistas, que deram dinheiro à sua pesquisa com a esperança de ver rendimento um dia.
Doktor Alan Grant'ın ortadan kaybolmasını araştırıyorum.
Investigo o desaparecimento do Dr. Allan Grant.
Yangın hâlâ araştırılmakla birlikte çıkış noktası...
O incêndio continua ainda a ser investigado, mas...
Kızı Rosie Larsen'ın cinayetini araştırıyoruz.
Estamos a investigar o homicídio da filha, a Rosie Larsen.
Sizin eski karınızın ölüm hikayesini araştırıyorum.
Estamos verificando uma possível história sobre a morte de sua ex-esposa.
Başbakanı duymuş olmalısınız patolojist Dr Ashcroft'un ölümünü araştırıyoruz.
Deve ter ouvido o Primeiro-Ministro que íamos investigar a morte do Dr. Ashcroft, o patologista.
Ama ortada kanıtlar var, basın araştırıyor burada ve Amerika'da.
Mas há provas, e a imprensa está a cavar, aqui e nos EUA.
Kara büyüyü arkadaşın için mi araştırıyorsun?
Estás a estudar magia negra para um amigo?
Vergi bilgilerini tıbbi kayıtlarını ve ölüm ilanını araştır.
Procura informações fiscais, registos clínicos, um obituário.
"Frank gidip Richard Roman'ın pisliklerini araştır."
"Hei, Frank, vê o que consegues saber sobre o Richard Roman."
Frank gidip Richard Roman'ın pisliklerini araştır.
"Frank, investiga uns podres sobre o Richard Roman".
Robin'in, mide yıkandıktan sonra, 6 ay boyunca eğlenemeyeceğimi söylerken abartıp, abartmadığını araştırıyorum.
- Estou a ver se a Robin estava a exagerar sobre não abusar durante seis meses após limpar o estômago.
Moz ile etrafı bir kolaçan ederiz. Peter'ın öğrenmesi gereken bir şeyler var mı diye araştırırız.
O Moz e eu vamos dar uma vista de olhos, a ver se há algo que o Peter deva saber.
- Anlaşıldı. - Ofisinde. - Başka hangi çalışanların o gece Philly'de olduğunu araştır.
Vê quem da tripulação estava de passagem por Filadélfia.
Annem için iyi olacağını düşündüğüm bazı programlar araştırıyorum.
Estive a ver alguns programas que acho que poderiam ser bons para ela.
Evet, bu bölgedeki inşaat alanlarını araştırıyoruz.
Estamos à procura de obras nas imediações.
Bazı insanların şüpheli ölümlerini araştırıyordum Senator Ted Paulson,..
Eu investigava as mortes suspeitas do... Senador Ted Paulson,
Cep telefonlarını dinlediğine dair bir suçlamayı araştırıyoruz ve kurbanın siz olduğunuza inanıyoruz.
Investigamos alegações de que ele hackeava telemóveis, e acreditamos que possa ter sido vítima.
Melissa Waxman'ın ölümünü araştırıyoruz.
Estamos a investigar a morte da Melissa Waxman.
ClearBec'in çoğunluk hissedarı olarak Ekvador'da olanların araştırılacağına söz veriyorum.
Como accionista maioritária da ClearBec, prometo uma investigação exaustiva ao que ocorreu no Equador.
- Vakasını araştırıyoruz.
- Estamos a rever o caso dele.
Sanırım sen Alcatraz için bunun iki katı araştırma yaptın.
Imagino que passaste o dobro desse tempo a estudar Alcatraz.
Dev araba markasını ve modelini araştırıyor.
Então o Dev está a procurar a marca e o modelo do veículo.
Kişisel bilgisayarın gelişiminde Steve'in ilk kez 1979'da ziyaret ettiği Xerox Palo Alto Araştırma Merkezi'nde yapılan öncü niteliğindeki çalışmalar hayati önem taşır.
Crucial para o desenvolvimento do computador pessoal, foi o trabalho pioneiro feito no Centro de Investigação de Palo Alto da Xerox, que Steve visitou pela primeira vez em 1979.
Ailelerin alkol veya uyuşturucu kullanıp kullanmadıklarını araştırıyor musunuz?
Então, verificas todas as famílias para, sei lá... alcoolismo e vício em drogas?
Düzgün aileler olup olmadıklarını araştırıyor musunuz?
Tens a certeza que vão ser bons pais?
Ashley'e söylerim o fotoğrafçının numarasını araştırır.
Vou pedir à Ashley que arranje o contacto do fotógrafo.
Son iki günde kiralanan tüm daireleri ve otel odalarını araştır.
Todos os apartamentos e hotéis alugados nos últimos 2 dias.
Takip etme imkanı yok ama ben araştırıyorum- - Nereden satın alındığını araştırıyorum.
Não há forma de rastreá-lo, mas estou a procurar... estou a procurar onde foi comprado.