Archer traduction Portugais
1,972 traduction parallèle
Tamam. Addison'ın abisiyle yattığını öğrendiğinden mi endişelisin? yoksa herkesin Archer'in aşağı katta iş bulduğunu bir sır olarak sakladığını öğrendiği için mi endişelisin?
Portanto, estás preocupada por a Addison descobrir que andas a dormir com o irmão dela, ou com o facto de toda a gente descobrir que mantiveste o segredo do Archer arranjar um emprego lá em baixo?
Buraya niye geldin, Archer?
Porque estás aqui, Archer?
Burada bir hayat kurdum, Archer. Bizzy'den uzakta, Derek'ten uzakta.
Construí a minha vida aqui, Archer, longe da Bizzy, longe do Derek.
Archer felci durdurabildi.
O Archer conseguiu parar o AVC.
Henüz konuşamadı, ancak Archer çok ümitli.
Ela ainda não conseguiu falar, mas ele está muito esperançado.
Peki, konu Archer, eğlence adamı ne demek?
É o Archer. O que é um tipo da boa vida?
Onu suçlamıyorum, Kevin'in yanıma taşınmasını istememin bir nedeni de Archer'ın, bana uymayan birisiyle çıktığım için ilişkimizin yürümeyeceği konusunda başımın etini yemesiydi.
Não o estou a culpar, mas a razão de ter convidado o Kevin para vir morar comigo, em parte foi por causa do Archer estar sempre a chatear que a nossa relação não ia funcionar e que eu andava a sair com uma pessoa
- evet. ben bütün bunları geçmişte bırakıyorsak, eminim sen ve Archer'da yapabilirsiniz.
- Sim, e se eu e o Sam conseguimos ultrapassar tudo isso, de certeza que tu e o Archer também conseguem.
Archer.
Archer.
- Burada nörolog kim? - Bana ne olduğunu söylemeyeceksin, ve ben de en kötüsünü düşüneceğim, Archer.
- Não me dizes o que se passa, e eu penso no pior, Archer.
Bu kesinlikle Archer'ı işaret ediyor.
Mas isto cheira-me definitivamente ao Archer.
Archer'ın doktoru olsaydın başvuracağın, ki değilsin. seni hamile bırakmaya çalışmadıkça..
Isso poder-se-ia aplicar se tu fosses médica do Archer, mas não és, a não ser que ele esteja a tentar engravidar.
Archer sana söylememi istemedi.
O Archer pediu-me para não te contar, mas...
Dün gece Archer felç geçirdi.
Ontem à noite, o Archer teve uma convulsão.
- Nai, Archer'ın bunu iyi karşıladığını söylüyor.
- A Nai diz que ele está a aceitar bem.
- New York'taki her hastaneyi 15 defa, her nörologu 10 defa aradıktan, Archer'ın son kitabının ön sözünü yazan doktora attığım çok etkili e-mailden sonra.
Depois de 15 chamadas para todos os hospitais de Nova Iorque, 10 chamadas para todos os neurologistas, e um e-mail muito eficaz para o médico que escreveu o prefácio do último livro do Archer.
- görmeyi istemedim. - Sen abimsin, Archer.
És meu irmão Archer.
Archer, bu olmadığı için ne kadar şanslı olduğunu...
Archer! Sabes a sorte que tiveste ontem em isso não ter acontecido?
- Archer...
És uma cirurgiã.
Archer!
Archer!
Tamam.Bu kadar, Archer.
Está tudo bem, Archer.
Archer'ın beynini uyutacak. Bu da nöbet devresini sonlandıracak.
Pôr o cérebro a dormir, para parar o ciclo das convulsões.
Bu nöbetlerin devam etmesine izin verdikçe, Archer'ı Archer yapan her şeyin yanıp kül olma şansı artıyor.
Quanto mais deixarmos as convulsões continuar, maiores as hipóteses de desaparecer tudo o que faz do Archer, ele mesmo.
Addison, Archer bunu istemiyor.
Addison, o Archer não quer...
Addison, Archer bunu kabul etmedi.
- O Archer disse que não.
Archer emin ellerde.
O Archer está em boas mãos.
Archer'la altı eder.
Com o Archer somos seis.
Archer'i unutmuşum.
Esqueci-me do Archer. Seis.
Archer'in beynindeki solucanları sayarsanız,... 26 kişi sayılırız.
E se contares os vermes no cérebro do Archer, isso faz, uns 26 de nós.
Archer için mi?
É o Archer?
Ya Archer için gidiyorsa, ya oraya koşuşturup gitmemizi ve panik olmamızı istemiyorsa?
E se for o Archer e ele não quiser que vamos a correr para lá em pânico?
Miranda, Ona ve Archer'a göz kulak olmalıyız.
Miranda, temos de ficar de olho nele e no Archer.
Evet, Archer'a tapmanı seyrediyordu.
A ver-te à volta do Archer.
Archer ile birlikteyim.
Eu estou com o Archer.
Archer'in ameliyatı iyi geçmiş.
O Archer saiu da cirurgia, e correu bem.
Her neyse, Archer senin için çalıştığından bilmek isteyeceğini düşündüm.
Pensei que quisesses saber uma vez que o Archer trabalha para ti.
Archer uyanık ve mızmızlanıyor, değil mi?
O Archer está acordado e a queixar-se não é?
Archer, yalnız değilsin.
Archer, não estás sozinho.
Naomi'nin o tüm "Archer, tatlım, iyi misin?" leri... ve sen de iki seksen uzanıyorsun.
E a Naomi estava : "Archer querido estás bem?" E tu foste ao chão.
Bir kadın nasıl olurda senden ayrılıp Archer Montgomery'e gider?
Como é que uma mulher muda de si para o Archer Montgomery?
Archer... eski bir arkadaşım.
O Archer é um velho amigo.
Archer Montgomery'nin ameliyat sonrası tomografisinin çekilmesini istiyorum.
Queria que fizesse um TAC ao Archer Montgomery.
Archer'a bir tomografi daha yapılacak, sadece emin olmak için.
O Archer vai fazer outro TAC. Só para termos a certeza.
Archer bu kadar hızlı başlayacak kadar deli miyim ben?
Estou doida, a andar tão depressa na relação com o Archer?
Alex, sen, Archer, Mark, Sam...
Alex, tu, Archer, Mark, Sam...
Archer'dan bu kadar nefret etmemin tuhaf olduğunu söyleyecektim. Bir şekilde bu sen ve Archer meselesi beni ümitlendiriyor.
Ia dizer que é estranho desgostar do Archer, e de alguma forma esta coisa Tu e o Archer dão-me esperança.
Archer ile mutluluğu yakalarsan, belki umut vardır diye düşünüyorum.
Por isso se encontraste a felicidade com o Archer, penso que haverá esperança.
Sence Archer beni incitir mi?
Achas que o Archer me vai magoar?
Seni ve Archer, hepimiz birlikteydik.
Vi-te com o Archer.
Archer nasıl?
Como está o Archer?
Archer.
Está tudo bem.