Argos traduction Portugais
74 traduction parallèle
Argo Uydusu'nun elektronik işlerini Bay Knapp'ın firması yaptı.
A empresa do Sr. Knapp fez o equipamento electrónico do satélite Argos.
Onun suçu ve günahı Argos'a utanç getirdi.
A sua culpa e o seu pecado cobriram Argos de vergonha.
Argos kralı Acrisius kızını ve torununu denize bıraktı.
O Rei Acrísio, de Argos, abandonou a filha e o filho dela no mar.
Argos'u yok et!
Destrua Argos!
Onun kurtulup Argos'un yok olacak olmasının nedeni bu.
É por isso que deve ser salvo e Argos está condenada.
- Argos krallığının varisiyim.
- Sou herdeiro do reino de Argos.
Demek adın Perseus ve Argos krallığının varisisin, öyle mi?
Dizes que te chamas Perseu e que és herdeiro do reino de Argos?
Bir gün kral olarak Argos'a döneceğim.
Um dia, regressarei para reclamar Argos.
Güzel prenses ve kıskanç zorba annenle senin denize bırakılmanız ve Argos'un yok edilmesi.
A bela princesa e o tirano ciumento, tu e a tua mãe foram lançados ao mar, e a destruição de Argos.
Prens Perseus, Argos krallığının varisi.
Perseu, príncipe e herdeiro do reino de Argos.
Kraken Argos'u yok ettiği gibi Joppa'yı da yok etsin!
Que o Kraken destrua Joppa, tal como destruiu Argos!
Hey, Argos!
Ei, Argos!
Ve Kartaca'da güzel Io ( Nehir Tanrısı Argos'un kızı ) ile tanıştı.
Ele conheceu a bela Ío em Cartago.
Argos şehrinin yurttaşları... çok görkemli bir güne geldik... ülkemizde kanun düzenini yeniden sağlayabileceğimiz bir güne... kanuna itaat eden yurttaşlarımız hayatlarını daha fazla korku içinde yaşamak zorunda değiller... isyankar hareketlerin dehşetinden dolayı.
Cidadãos de Argos chegámos a um dia glorioso. O dia em que restauraremos a ordem da lei na nossa terra em que os cidadãos seguidores da lei não tenham que temer as suas vidas por causa de actos rebeldes de terror.
Hayır, hayır... Argos'da bizim böyle bir zaman sayacımız yok.
Não, não... não contamos o tempo dessa maneira aqui em Argos.
Öyleyse Argos'daki yaşlanmayı nasıl sağlıyorlar?
Então, como é que estão a causar o envelhecimento em Argos?
Belki de Argos'da onların başka bir iş yapmalarını sağlayan birşey daha vardır,... havada ya da yiyeceklerde.
Talvez haja alguma coisa em Argos de que precisem para realizar a tarefa,... alguma coisa no ar ou, uh, na comida.
- Argos projesi üzerine çalışmalar durduruldu.
- O trabalho no projecto Argos acaba agora.
General Argos'a geçit yolculuğu kesin olarak yasaklandı, önümüzdeki birkaç bin yıl için ama birşeyler gönderebiliriz... ihtiyacın olursa sadece aray.
O General diz que viagens pelo portal a Argos é estritamente proibida nos próximos, uh, milénios mas podemos mandar objectos, por isso se precisar de alguma coisa...
Öyleyse Argos'daki yaşlanmayı nasıl sağlıyorlar?
Como é que causam o envelhecimento em Argos?
Belki de Argos'da onların başka bir iş yapmalarını sağlayan birşey daha vardır, havada ya da yiyeceklerde.
Há algo em Argos de que precisam para desempenhar outras funções, algo no ar ou nos alimentos.
General diyor ki, Argos'a geçit yolculuğu kesin olarak yasaklandı, önümüzdeki birkaç bin yıl için.
O general diz que viajar para Argos pelo portal está fora de questão.
"Sessiz-av, Yerliler tarafından mükemmelleştirilmiş bir sanattır, " çocukluklarından bir gölge gibi hareket etmeyi öğrenmişlerdir, " hareketleri yağ gibidir, duyguları her an tetikte ;
"A caça silenciosa, arte praticada pelos índios, que aprendeu a andar como uma sombra... com movimentos suaves como o azeite... e todos os sentidos em alerta,... porque a floresta tem olhos Argos."
Bu bir Goa'uld tablet aygıtı, Argos'da bulduğumuza benzer.
Um dispositivo goa'uid, do tipo dos que encontrámos em Argos.
Argos'takine benziyorlar.
São parecidos com os de Argos.
İki D'Argo var artık, eş ve özgün.
Dois D'Argos, iguais e originais.
Argos P3X-8596'da SG-1'in bulduğu bir değişik dilin cihazın üzerinde bulunduğunu gösteren fotğraflar.
Fotos do dispositivo que mostram um dialeto obscuro..... que o SG-1 encontrou no planeta Argos, P3X-8596.
Pelops adındaki Goa'uld Argos'taki insanları hızlı bir şekilde yaşlandırmak için nanoteknoloji kullanmıştı.
O Goa'uid Pelops usou nanotecnologia para envelhecer as pessoas em Argos rapidamente.
Yani Argos'ta boyle çalışıyorlardı.
Bem, era assim que eles funcionavam em Argos.
Caldon ve Argos ve...
como Caldon e Argos e...
Argo şehir müzesi içindeki modern sanatlar bölümünü açıp kapatmak mı?
Cobrir a inauguração do Museu de Arte Moderna da Cidade de Argos?
Bölge'de Argos'tan alınmış bir Goa'uld nanoteknoloji örneği var.
A Área 51 tem uma amostra da nanotecnologia Goa'uid do planeta Argos.
Argos adlı bir gezegeni ziyaret ettin ve kanındaki nanitler senin yapay olarak yaşlamana neden oldu.
Você uma vez visitou um planeta chamado Argos e os nanites em seu sangue causaram seu envelhecimento artificialmente.
Tabii Argo'nun hazinesini iki kere satıp kendini mükemmel bir göt durumuna düşürmediğin sürece.
A não ser que tenhas vendido o tesouro de Argos duas vezes... e isso seria uma parvoíce.
Argos marketinde.
- Não, isto aconteceu em Argos.
Argos mu?
Argos?
Ve takıların, bilirsin, Argos'un kötü bir ünü var.
E as tua jóias, sabes... Argos causa uma má impressão.
Argoslu askerler.
Soldados de Argos.
Argos yeryüzünden silinecek. Hepinizle birlikte.
Argos será varrida da face da Terra e todos vós com ela.
Cezanı seç, Argos.
Escolhei a vossa penitência Argos.
Argos'ta bir yarıtanrı var.
Existe um semi-deus em Argos.
Şimdi de, Perseus beni yok etmek için Argos'tan yola çıktı.
Agora, Perseus prometeu a Argos que me iria destruir.
Argos'ta uzun süre Zeus'a tapındık.
Há muito que adoramos Zeus em Argos.
Argos düştüğünde buna benzeyecek.
Será como Argos vai ficar quando falharmos.
Yolculuğuna devam edersen öleceksin. Argos yine de düşecek.
Se continuares com esta jornada vais morrer e Argos vai cair na mesma.
Argos'u pek sevmezdim zaten.
Eu também não gosto assim tanto de Argos.
Ama Argos'un kaderi hala senin ellerinde.
Mas o destino de Argos ainda está nas tuas mãos.
Argos düştü.
Argos caiu.
Argos?
Argos?
Sparta ve...
Talvez Esparta e Argos.
Argos da olabilir.
Estás a ver?