Atma traduction Portugais
2,072 traduction parallèle
Şimdi zarları atma sırası bende.
Agora é a minha vez de rolar os dados.
Kimseye mesaj da atma lütfen. Michael.
Por favor não envies mensagens a ninguém agora.
Barney kaybedince, Marshall Barney'e beş kez vurabildiğince tokat atma hakkı kazanmıştı.
Quando o Barney perdeu, o Marshall ganhou o direito de dar ao Barney cinco estalos com toda a sua força.
Şunu gördün mü? Ben ve ailem hastanenin temel atma törenindeyiz.
Ali estou eu com o meu velhote na inauguração do hospital.
Konuşma özgürlüğümüz var ama hükümetin de dilmizi kesip atma özgürlüğü var.
Nós temos liberdade de expressão, mas o governo tem liberdade para nos cortar as nossas línguas.
Pizzamın içine atma.
Não ponhas isso na minha pizza.
Ana çeviklik tekniklerini gözden geçirelim : Atlama, takla atma, yere düşme.
Vamos rever as principais técnicas de agilidade : saltar, virar, pousar.
Efendiler, can atma ise hepsidir.
Bons senhores, a preparação é tudo.
Yapman gereken işler var. İşini benim için tehlikeye atma.
Tens um trabalho que não podes pôr em risco por mim.
Acını içine atma, Jenny.
Desabafe sua dor, Jenny.
Acını içine atma.
Desafa sua dor.
Korkuyu, içimizden söküp atma cesaretimiz için.
Por mostrar uma lição ao medo.
- Bana tokat atma!
- Não me toques!
Atma bana.
Por favor!
Danny, temiz sicilimi tehlikeye atma pahasına da olsa seni o partiye sokacağım.
Danny, vou levar-te àquela festa de aniversário, pondo em perigo o meu registo criminal limpinho.
Izdırabını anlıyorum, Yüzbaşı, ama bana nutuk atma.
Eu entendo a tua dor, Capitão. Mas não me dês lições.
Düşünüyordum da, daha önce istediğin savunma sistemine göz atma talebin hakkında yardımcı olabilirim belki.
Sou capaz de poder ajudá-la, afinal. Com aquilo... que me pediu. Dar uma vista de olhos ao computador central de defesa.
Bunun anlamı birkaç tek atma zamanı.
O que significa... está na hora dos'shots'!
Ne yaparsan yap, çığlık atma.
O que quer que faças...
Sakın adım atma.
Sei lá! - Estou a chegar.
- Tavuğa o şeyi atma.
Não atires isso à galinha. - Não.
Yandan şöyle bir göz atma dışında sorun yok.
Para além de um ligeiro problema com a visão periférica, estou bem.
Muhalefet, Ted Johnson, çamur atma uzmanıdır.
O candidato da oposição, o Ted Johnson, é um intriguista de primeira.
Sakın buraya bir daha adımını atma.
Nunca mais metas os pés aqui.
Okuma konusunda iyiyim, ama en çok beden eğitimini özellikle de depar atma yarışını seviyorum.
Sou boa em leitura, mas gosto mais de EF, especialmente das corridas de velocidade.
- Depar atma yarışı mı?
Das corridas de velocidade?
Dünyaya sunabileceğim en fazla şey iyi niyetlerim ve az da olsa gelişmiş bir tekme atma tekniğimdir.
Tudo o que tinha para dar ao mundo eram as minhas boas intenções e uma resistência à dor ligeiramente acima da média.
Sakın suçu bana atma.
Não te atrevas a fazer o mesmo comigo.
Asla, dildoların ve üçIü düzüşmenin iyileştirici güçlerini yabana atma.
Nunca subestimes os poderes curativos - do Dildo com 3 aplicações possíveis.
Suçu bana atma, onu hiç sevmedin.
Não me queiras enganar.
- Şimdi suçu ona atma.
- Não o chames assim!
Benim için kendini tehlikeye atma!
Não te arrisques por minha causa.
Bu sefer doğru adımları atma fırsatı.
Uma possibilidade de o fazeres bem desta vez.
Artık bana mesaj da atma.
Não me mandes mais mensagens.
Bir adım daha atma Axle!
Não dês nem mais um passo, Axle!
Bir adım daha atma aynasız Sakin ol koca adam
- Nem um passo. - Calma, calmeirão.
Suçu bana atma
Não me venhas com essas tretas!
Güzel arabalara, güzel giysilere, kadınlara veda eder, turuncu tulumunu giyer, soyadınla çok ilgilenecek mafya üyeleriyle duvara bozuk para atma oyunu oynarsın.
Sem bons carros, roupas boas, mulheres, só tu de macacão cor-de-laranja a lançar moedas contra a parede com uma data de bandidos que vão mostrar-se muito interessados no teu apelido.
Hollandı devirebiliriz Ama Kolunu yabana atma.
Poderia sair se o Holland espirrar nele.
Belki bir gün seninle top atma işini çalışırız.
Talvez, um dia, possamos fazer uns passes.
Ben de sonraki sahnemin çekimine kadar biraz egzersiz yapayım dedim o yüzden ben de orta bölümdeki stres atma yerine geldim.
Por isso quero fazer um pouco de exercício antes de filmar a minha seguinte cena isto alivia um pouco a tensão aqui no Middeck.
Bana nutuk atma!
Não fale!
Sana bahşedilen bu mükafatı çöpe atma.
Não desperdices o dom que fizeste.
Birkaç tek atma vakti. Gel hadi.
As Jager bombs imediatamente.
Bir yarıyıl gitme sakın hayatının son 10 yılını çöpe atma.
Tira um semestre, passeia um pouco. Não deites à rua os últimos 10 anos da tua vida.
Bize atma şansı tanımayacak mısın?
Não aceitas desforra?
Bu boku benim üstüme atma.
Por isso não me culpes.
Kaltağın biri için her şeyi riske atma!
Não arrisques tudo por uma puta.
Sabah saatlerinde konuştuğumuz bir BM yetkilisi Bayan Hassan'ın barış antlaşmasına Kamistan adına imza atma yetkisinin olduğunu doğruladı.
Falámos com um oficial das N.U. que confirmou que, segundo a constituição da IRK, Mrs. Hassan teria a autoridade...
Zarları atma vakti geldi.
Hora de atirar os dados.
- Suçu bana atma.
- Não me culpes.