Atrás traduction Portugais
64,799 traduction parallèle
Arkandan geliyorum Bertie.
Bertie, estou atrás de ti.
Tuğla duvardaki fotoğraflarının birinin arkasında bir delik var... -... içinde de silah var.
Atrás de um dos quadros na parede de tijolo há um buraco com uma arma lá dentro.
O insanların peşimde olmasının sebebi...
Aquelas pessoas andam atrás de mim porque...
Önemli olan gözlerin arkasındaki şeydir.
É o que está atrás dos olhos que conta.
Biralarını içiyolar, boncuklar kovalıyorlar New Orleans'taki vampir yürüyüşüne doğru yola koyuluyorlar.
Estão a beber cerveja, andam atrás de bijuteria... A seguir pelo caminho dos vampiros de Nova Orleães.
Demek Alistar Hayley'nin peşinde...
Então o Alistair vai atrás da Hayley?
- Arkada.
Lá atrás.
Ve senin için gelecekler.
E eles virão atrás de ti.
Onu yakaladım, onu tutsak ettim ve onu durdurabilecek tek kişi benim. Sizin peşinizden gelmesini engellemek için.
Prendi-o, mantenho-o preso e sou o único que o pode impedir de ir atrás de todos vocês.
Ben buradan kaçıp ikinizin peşine düştüğüm zaman da adalet olacak mı?
E será justiça quando eu escapar e for atrás de vocês os dois?
Kral tahtından düşer ve bizi avlarlar.
O rei será derrotado, e eles virão atrás de nós.
Bu bilgiyi yeni zannettim ama bu tür çalışmalar 50 yıldır yapılıyor.
Pensei que isto era informação nova, mas muitos destes estudos já datam de há 50 anos atrás.
Ve maalesef, 10 sene önce bana diyabet teşhisi kondu.
E, infelizmente, foi-me diagnosticado diabetes há 10 anos atrás.
Ve sekiz yıl önce iki stent taktırdım.
Há oito anos atrás coloquei duas redes nas coronárias.
Onu yakından takip eden kaynak yumurta.
Logo atrás seguem-se os ovos.
Geri dönüp sağlık kuruluşlarının finansmanını incelediğimde yine aynı şeyi gördüm.
Voltei atrás e fui mais fundo, até ao financiamento das organizações de saúde e lá estava de novo.
Ellerinizi başınızın arkasına koyun lütfen.
Ponha as mãos atrás da cabeça, por favor.
Sadede dönelim. Bana vurdun.
Voltando atrás, tu bateste-me.
Telefonunu hackliyor ve o insanları onun peşine takıyordun...
Você acedeu ao telemóvel dela e mandou aquelas pessoas atrás dela.
Silahını aldılar. Bize doğru geliyorlar.
Têm a arma dele e vêm atrás de nós!
Evet, neredeyse her şeyi arka tarafta yapacağız.
Muito bem, então vamos fazer tudo lá atrás.
Anlaşmaya dönecek mi?
Sim. - Ela vai voltar atrás quanto ao acordo?
Takım elbiselerin, kapalı kapıların ardında her birimiz aynı arzuların hükmü altındayız.
Sob os fatos e atrás de portas fechadas, somos dominados pelos mesmos desejos.
Outis'i kovalamaktan bıktım, hep gerisinde olmaktan.
Estou a ficar cansada de perseguir o Outis e de ficar sempre atrás dele.
Gelip onun için çalışmazsam senin ve Linc'in peşine düşeceğim ikinizi de hapse attıracağını söyledi.
Disse-me que se não trabalhasse para ele, ele ia atrás de ti e do Linc e punha-vos na prisão.
Önemli olan gözlerin arkasındaki şeydir, Profesör.
É o que está atrás dos olhos que conta... professor.
Birkaç yıl önce çok kötü yaralanmış.
Ele estava horrivelmente desfigurado há uns anos atrás.
Kıç taraftaki alt güverte bölmesi civarında, konteynerin arkasında gözden kaybettik.
Perdemo-lo de vista atrás de um contentor perto da antepara no andar inferior.
Ve umarım sen haklı çıkarsın da yaratık başlığın peşine düşer.
Se tiveres razão, a criatura vai atrás daquilo.
Rusty'i bulur, neler öğrenebileceğime bir bakarım.
Vou atrás do Rusty, verei o que eu consigo dele.
- O geldi bununla.
- Ele veio atrás.
Bununla geldi ve oynatabileceğini söyledi, ben de ona kıyak geçiyordum.
Ele veio atrás e disse que poderia negociar, e eu estava a fazer-lhe um favor.
Kokain mi arıyorsun?
Andas atrás de cocaína?
Kokainini çaldım adamın, dostum, kokainini çaldım.
Eu roubei a cocaína dele, eu estava atrás da cocaína.
- Arkada mekanları yazıyor.
Atrás, é onde eles param.
Polisler peşimize takılmıştı bir gün, kaçmıştık.
A polícia foi atrás de nós um dia e nós corremos.
Biraz. Burada Dolly'nin peşinden koşmayı hayal bile edemiyorum gerçi.
Um pouco, embora não imagine andar atrás da Dolly nesta rua.
- Sıradaki hedefi Clary olabilir.
- A seguir, pode vir atrás da Clary.
Burada ne işin var?
O que estás a fazer aqui atrás?
Magnus ile kalır, kalkanların ardına saklanırız.
Ficamos com o Magnus, escondemo-nos atrás das barreiras.
Buradan çıkacak olursam senin peşine düşer.
Se eu sair daqui, ele virá atrás de ti.
- Valentine benim için geliyor.
- O Valentine vai vir atrás de mim, não é?
Valentine peşinde.
O Valentine anda atrás de ti.
Madzie için geleceğini tahmin ettim.
Calculei que viesses atrás da Madzie.
Enerji kaynağı çatıda, bu bölmenin ardında.
O núcleo de energia está no telhado, atrás desta escotilha.
Sen onu al.
Vai atrás dela.
Katili takip ediyordum ama çok geç kaldım.
Andava atrás do assassino. Cheguei tarde demais.
Sekiz kabile daha var.
Se fugirmos, eles vêm atrás de nós.
NEW YORK 6 AY ÖNCE
NOVA IORQUE 6 MESES ATRÁS
- Yani bu göreve katılmak zorundasınız. - Elbette, özür diliyorum.
Não sabemos, mas Damien Darhk e Malcolm Merlyn andam atrás dele, o que significa que vocês dois não podem ficar fora disto.
- Altın peşinde değiliz.
- Não estamos atrás de ouro.