Avı traduction Portugais
6,273 traduction parallèle
Bu sizin avınız çünkü siz avcısınız.
É a vossa presa, porque vocês são caçadores.
... Ve kafatası yoluyla, lanet boğazını darbe ben... avı olacak.
Vou-te caçar e explodir a tua laringe através de teu crânio.
Birkaç avımı Red Rock'a götürmeye uğraşıyorum.
A transportar umas carcaças até Red Rock.
Cahil köylüler zenci kelle avına çıktılar ama doğru zencinin kellesini alamadılar değil mi?
Os saloios bem foram à caça dos pretos, mas nunca trouxeram a cabeça certa, pois não?
Yırtıcı kuşlarınkine benzeyen pençeleri avını tek bir darbede öldürmesini sağlıyor.
Reparem nas garras semelhantes às das aves, capazes de matar uma presa com um único golpe.
Yani şöyle öğretebiliriz önce ipin ucuna bağlı avı görsün.
Então, vamos ensiná-lo desta maneira : A águia vê a carcaça, atada na ponta da corda.
Yaklaşıp avı kapınca yavaş yavaş çekelim!
E quando for para a apanhar, puxamos!
İlk gerçek avı.
A sua primeira verdadeira caça.
Tekrar büyük balık avına çıkmak hoşuma gitmişti.
Soube-me bem voltar a andar atrás do peixe graúdo, sabes?
Ancak Urca altın avı için yapılması gerekenin bu olduğunu biliyordu.
Mas nesse momento, achou ter sido necessário para preservar a caça ao Urca e ao seu ouro.
Vane ve hisar mevzusu hallolunca geri kalanların niyeti altın avına çıkmak.
Assim que o assunto com o Vane e com o forte acabar, que é o que todos queremos.
Urca altın avına son vermesi ise, ona olan güvenime ihanet olurdu bunu yapmanın bir yolunu bulurdu, aldatmayla, zor kullanarak kim bilir başka ne şekilde.
no momento em que ele decidisse que devia trair a minha confiança, encontrasse maneira de fazê-lo, através de enganos, força, sabe Deus de que maneira.
Ve elbette kral vardı. Yaban domuzu avı.
E, claro, havia o rei... e sua caça ao javali.
- Ne balığı avına gidiyorsunuz?
Que tipo de viagem de pesca, Jim?
Evet, balık avı harika gidiyor.
Sim. A pesca tem sido óptima.
Krampus kapıya dayandığında, tüm gece Kötülük avına çıkarmış.
Quando Krampus é derrubado, o demónio caça os perversos do pôr ao nascer do sol.
Kurt avının peşindeydi.
Os lobos caçavam a sua presa.
Daha önce hiç kuş avına çıkmış mıydın?
Tu já caçaste patos?
Gabriel'in söylediği bir şey yüzünden yabani ördek avına çıkamayız.
Não podemos ir numa cruzada inútil por causa de algo que o Gabriel disse.
Ayı avının üzerine eğilmişti ve bir anda nişan aldığımda paramparça edilen şeyin bir fok olmadığını görebildim.
O urso... estava inclinado sobre a sua presa e... na fracção de segundo em que fiz pontaria... conseguia ver que aquilo que estava a ser dilacerado não era uma foca... era um homem.
İlk öldürülen avın kanıyla çocukları kutsamak burada bir gelenektir.
É tradição aqui para ungir as crianças com o sangue da primeira morte.
Erkek, kadın veya nesne ; avımızı ele geçirene kadar peşini bırakmıyoruz.
Continuamos a nossa luta até conseguirmos o que queremos.
Kocam eski Canavar Avı Bürosu'nun lideri, Song Zhenjiang olur.
O meu marido é Song Zhenjiang, principal formador do Comité de Caçadores de Monstros.
Bu, avcının avını ne kadar iyi tanıdığına bağlı.
Bem, isso depende se o caçador conhece bem a sua presa. Esta fachada.
Yoksa bu bir sendika avı jargonu mu?
Ou é palavreado para aniquilar sindicatos?
- Siz "hiçbir şey" konuştuktan sonra tek kelime etmeden dışarı çıktı, şimdi de arayıp geceyi av kulübemizde geçireceğini ve merak etmememi söyledi.
Depois de conversarem sobre nada, ele saiu sem dizer uma palavra e ligou agora a dizer que vai passar a noite na nossa cabana de caça e que não devo preocupar-me.
- Av kulübemiz mi var bizim?
Temos uma cabana de caça?
- Hayır, bizim av kulübemiz yok.
Não, não temos uma cabana de caça.
Böylelikle av sırasında yorulmadan uzun süre koşmayı becerebileceksiniz ve öpüşürken nefesiniz kötü kokmayacak.
Dessa forma poderá correr mais durante a caçada sem se cansar e o seu hálito não irá cheirar mal quando beijar.
Av sırasında onu izler o bir yalnızı vurur vurmaz ona derdi ki...
Durante a caçada, ele iria segui-la, e assim que ela atingisse um solitário ele lhe diria,
Yarın av sırasında ortadan kaybolacağız ve herkes bizim yakalanmış olduğumuzu ve köpeğe, kanaryaya veya başka bir şeye dönüştürüldüğümüzü düşünecek.
Amanhã durante a caçada vamos desaparecer e todos pensarão que fomos capturados e que iremos ser transformados em cães ou canários ou algo.
Birisi muhtemelen av sırasında düşürdü.
Provavelmente alguém o deixou cair durante a caçada.
- Dino, şu av ruhsatını al artık!
- Dino, tira a licença de caça.
Hayır cevabını kabul etmez bu yüzden ben de vitrinden kahrolası büyük bir av bıçağını kaptım.
Não aceitou um "não" como resposta. Então, eu tirei uma... faca "Bowie" enorme da prateleira.
Noah, Kaliforniya Balık ve Av Hayvanları Kuralları bölüm 2116-2126 dağ gelinciği sahipliği ve barındırma ile ilgili kısmı biliyor musun?
Noah, conhece a lei de pesca e caça da Califórnia, parágrafo 2116-2126, sobre possuir e albergar furões?
- Av için.
Sim, para caçar.
- Av demek, tamam.
- Para caçar?
Av gezisine.
Vou fazer uma caçada.
Bir yırtıcı yalnızca av görür, Savannah da aynen o şekilde görünecektir.
Um predador apenas vê presas, e é exactamente isso que a Savannah irá parecer-lhe.
Mermi 375'lik av tüfeğinden gelmiş ve bu da Fortitude Polisi'nin standart malzemelerinden.
A bala veio de uma espingarda de caça 0.375, Calibre padrão da Polícia de Fortitude.
Bunlar bir av gezisi sırasında çekildi.
Bem, estes foram apanhados durante um caçada.
- Av tüfeği. - Kalibresi nedir?
Espingarda de caça?
İşte o an, artık avcı değil av olduğunu anlıyorsun.
Há um momento, há um momento em que percebes que já não és o caçador, mas sim a presa.
Nine...
Av...
Yani av odası.
É um chambre de chasse.
12.15 yemekhanede.
AV CANTINA 12h15 DEMASIADAS PERGUNTAS
Çok fazla soru soruyor. 6.40 Sera tarafında. Hamleni yap!
AV ESTUFA - 18h40 FAZ A TUA JOGADA
- AV kim? - Ben...
Quem é a AV?
AV benim.
Eu sou a AV.
Teyzemin bir kulübesi var, orada... 9123 Mayersville Yolu.
Ela está numa casa que era da minha tia. Av. Mayersville, 9123.
Gerçek bir av köpeğiydi Quentin.
Verdadeiro cão de caça, Quentin.