Ayaklar traduction Portugais
9,180 traduction parallèle
Ayaklarını masadan indir.
Tira os pés de cima da mesa.
Ayaklarını gıdıklayacağım.
Vou fazer cócegas no teu pé.
Ayaklarında turşu Ve burnunda bir vişne
* Com pickles para os dedos dos pés E uma cereja para o nariz
Ve kocaman şişman ayakları
* E dez enormes, gordos Dedos dos pés.
Burda ayaklarımı yerden kesiyorsun şuan.
Está a deixar-me sem opções.
Ayaklarının altında bunlar varken kaçamazsın.
Não dá para correr sobre elas.
Ayakları yere basan, çok halktan birisin. Ve sen, taş olacaksın!
É tão terra-a-terra, tão sociável e vai pagar!
Ayaklarından tut lütfen.
Pega-lhe nas pernas, por favor.
- Tanrım, ayakların kokuyor.
- Caramba, este pé cheira mal.
- Ayaklarımın sıyrılması gerek!
Preciso dos meus pés lixados!
- Annenin ayaklarını kazırdın.
Estarias a tratar dos pés da tua mãe.
Orada öylece, ufak bir demirin üzerinde dengede durmaya çalışıyorduk. En kötü ve en acı verici yanıysa inşaat ayakkabılarımız ayaklarımızı mahvediyordu.
E lá estamos nós, a balançar-nos na viga durante uma eternidade e a parte pior e mais dolorosa são os nossos sapatos de obras a dar-nos cabo dos pés.
Tamam. Ayaklarını koy pedallara.
Muito bem, põe os pés nos pedais.
Ben böyle geride kalsam babam benim ayaklarımın altını sopalardı.
Se não acompanhasse os seus passos, o meu pai bateria na sola dos meus pés.
- Ayaklarım ağrıyor.
Os meus pés doem.
Ayakları yere basar.
- Chalado? Prático.
Bacaklarını, ayaklarını ve vücudunu oynatabilirsin ama kollarını oynatamazsın.
Podes mexer as pernas, os pés, o corpo, mas não mexas os braços.
Mutlu ayaklar, mutlu ayaklar.
Sempre a dançar.
Selam, güzellik. 10 bin kazanmama yardım et, o ayaklar baya lezzetli görünüyor.
Olá, linda, ajuda-me a ganhar, esses sapatos parecem gostosos.
- Üzgünüm, gerçekten büyük ayaklarım vardır.
Sinto muito, os meus pés são mesmo muito grandes.
- Ayaklarımızdaki zincirler?
As algemas nas pernas.
Bak, yaprakları ezmek için ayakları küçük diye çocukları kullanıyorum.
Para esmagar as folhas, gosto de usar crianças, por causa dos pés pequenos.
Senden önce Ravan rolünü yapan oyuncunun ayakları daha ufaktı. Ne yapayım? İdare et.
A tia que esfolou o corvo tinha um pé pequeno.
Kimileri ellerini iyi kullanır, kimileri de ayaklarını.
Alguns usam as suas mãos enquanto alguns usam os seus pés.
Ayaklarına kapanıyorum Deve kardeş!
Eu toco os seus pés, irmão camelo.
İndir ayaklarını, hemen kalk!
Ponha os pés no chão levante-se.
Bu adam üzerinde uzanma avantajın var ama o bir güreşçi, yani onu ayakta tut ve ayaklarını yor.
Tens vantagem de alcance contra o próximo tipo mas ele vem da luta livre, fá-lo ficar de pé e cansa-o.
- Ayaklarım yanıyor! - Liam!
Liam?
Evet, resmen ayaklarıma kara sular indi.
Sim, os meus pés estão a matar-me.
Ayaklarımı yıkıyorsun, neden?
Lavas-nos os pés. Porquê?
Yakup'un ayakları sıkışmış!
O Jacob está preso pelos pés.
" Kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalışacağım.
" Vou avançar, Q. Vou tentar alcançá-lo.
Şu anda ayaklarımı öpüyor olman gerekirdi.
- Devias beijar-me os pés!
Gözlerini ayaklarından ayırma, yoksa şu arkadaşa dönersin.
Continua a olhar para as botas ou acabarás aqui como o meu amigo.
Ayakların yere değdi artık.
Os teus pés tocaram no chão.
Ayaklarınızı çapraz atmayın!
Não cruze os pés.
Bir çocuğun kemiklerinin daha ayaklarımın dibine bırakılmasını istemiyorum.
Eu não quero outros ossos de crianças aos meus pés.
Thenn'leri ve Boynuz Ayaklar'ı. Buz nehri kabilelerini, hatta devleri.
Thenns e Hornfoots, os clãs do rio gelado, até os gigantes.
Kip iyice büyüyüp kendi ayakları üzerinde durana kadar Maya'nın yaşamının en büyük parçası olacaktır.
Kip está mais velho, está a chegar à idade em que se apercebe de que faz parte de um mundo maior.
En sonunda, önünü kesmek zorunda kaldım oğlumun ayakları büyüyebilsin diye.
No final, tive que cortá-los á frente para que os pés lhe pudessem crescer.
Bana izci ayaklarına yatma.
Não se arme em escuteiro comigo.
Şimdi ayaklarımı uzatıp.. .. bir tahminleme yapacağım.
Vou arriscar, e fazer uma suposição.
Hey! Ayaklarının üzerine bas.
Levante-se.
- Ama ayaklarına kapanılıp yağcılık yapılmasını seviyor. Ken'i ben hallederim.
Mas adora que lhe lambam as botas.
Hadi. Açın ayaklarınızı.
Mexam esses pés.
Ayaklar çalışsın.
Mexam esses pés!
Ayakların rahatlat.
Alivia os pés.
Bu zavallı halinden çıkıp ayaklarını yere basmalısın.
Parar de sentir pena de ti mesmo e tornares-te um homem.
Ayaklar.
Pernas. - Paul Blart?
Ayağıma bir şey olacağı yok biliyorsun, değil mi? - Bana bu ayakları yapma.
Sabes que os meus pés vão ficar bons, certo?
Kendi ayakların üstünde olacaksın.
Ficarás por tua conta.