Ayağım kaydı traduction Portugais
136 traduction parallèle
Ayağım kaydı.
Escorreguei!
Ayağım kaydı.
Desculpe, escorregou-se-me o pé.
- Galiba ayağım kaydı.
- Devo ter escorregado.
Anlatmıştım ; ayağım kaydı, düştüm.
- Eu disse-te, escorreguei no chão.
- Affedersiniz, ayağım kaydı.
- Desculpe, perdi o equilíbrio.
Karda merdivenlerden çıkarken ayağım kaydı.
Dormi nas escadas à neve.
Küvetten çıkarken ayağım kaydı da.
- Escorreguei ao sair da banheira... Eu disse-te!
Ayağım kaydı!
Escorreguei.
Ölmeden hemen önce "Ayağım kaydı" demesini unutamıyorum.
A forma como disse "escorreguei" antes de morrer.
Evlat, ayağım kaydı varsay.
Eu não sei nadar. Ups, parece que escorreguei.
Ayağım kaydı varsay.
Parece que escorreguei.
Ayağım kaydı.
Não sei como foi, escorreguei.
Biraz önce ayağım kaydı.
Escorreguei.
Sadece ayağım kaydı, hepsi bu.
Só escorreguei.
Toprak dolgu yolun yarısında ayağım kaydı. Sırt üstü göle doğru kayarken bir Kardasyalı sudan çıktı.
A meio caminho do barranco, escorreguei, fui a deslizar de costas até à beira do lago mesmo quando um cardassiano enorme emergia da água.
Ayağım kaydı.
Eu escorreguei.
Ayağım kaydı.
Estou magoado!
Herifin teki merdivenlere kusmuş benim de ayağım kaydı.
Alguém vomitou nas escadas e eu escorreguei.
- Hayır, ayağım kaydı.
- Não, escorreguei.
- Ayağım kaydı.
- Escorreguei.
Ayağım kaydı ya da yere düşürüldüm.
Tropecei ou escorreguei sobre o estou acostumado a molhado.
Ayağım kaydı
Escorreguei.
Hayır, ayağım kaydı işte, bilirsin.
Não, escorreguei.
Evet, düştüm. Yine ayağım kaydı.
Sim, voltei a cair.
Ayağım kaydı.
desculpa.
Ayağım kaydı.
- Eu escorreguei.
Birden ayağım kaydı ve kendimi bir kayadan kayarken buldum.
Escorreguei numa pedra e, de repente, dei comigo numa avalanche.
Dalarken ayağım kaydı, ritmim bozuldu.
O meu pé escorregou, e isso estragou o meu ritmo.
Ben... yukardan bir şey alıyordum, tam hamle yaptım ve sonrasında ayağım kaydı oh!
Eu... E a faca voou, pelo que eu lancei-me. E o chão escorregou, e depois...
Onu pataklayabilirdim baba ama bu çakıllar, ayağım kaydı ve...
Eu dava cabo dele, mas escorreguei no cascalho...
Ayağım kaydı.
Escorreguei-me.
Peki bizi enseledikleri zaman da ayağının kaydığını mı söyleyeceksin?
É isso que vais dizer se formos apanhados?
Benim ayağımı kaydırdıkları zaman kayınpederin MacFay'in ortağıydı.
O seu sogro era sócio do MacFay no tempo em que cometi o erro.
Eee, Edward, gerçekten de ayağımı kaydırdın.
Bem, Edward, você realmente me surpreendeu.
Ayağımı kaydırmaya mı çalışıyorsun?
Estás a enganar-me.
Keşfedilmemiş bir yere vardı belli ki ayağı kaydı ve 100 metreden yüksek bir yerden düştü.
Tinha ido para uma zona ainda não explorada, e aparentemente escorregara no gelo, e caíra de uma altura de 150 m.
Ve ayrıca nasıl olup da şirketinin SRT Endüstri'nin ayağını kaydırdığını öğrenmek zorundayım.
E porque tenho de saber como é que a sua empresa está sempre á frente das lndústrias SRT.
Yer ayağımın altından kaydı.
O chão abriu-se-me debaixo dos pés. Fiquei preso.
Özür dilerim, taş ayağımın altından kaydı.
Desculpa por ter deslocado a pedra.
Ne yapıyorsun? Ayağım kaydı.
Escorreguei...
Maça çıkıp onlardan birinin canını yakarsam ayağımı kaydırıverirler.
Se eu jogar e lixar algum, a minha vida pode modificar-se.
- Ayağımızı kaydırmayı deneyecek.
- Ele vai tentar nos boicotar.
Ayağı mı kaydı?
Ele escorregou?
Birincisi, şu ayağı kırarım, kollarını dışarı kaydırırsın, ve eve gideriz.
A primeira, parto aquele poste, libertas-te, e vamos para casa.
Manhattan'da zorlu iş hayatım var- - bu iş hayatı uzun ve insanı öğüten uzun saatleriyle... günden güne ayağımı kaydırıyor. Bi'de tabi ki, bir sürü erkek var... ama ciddi değil hiçbiri, ah, romantizm... beni sevecek kimse yok.
Trabalho desagradável, hostil, muitas horas sem descanso que, de facto, há muitos homens mas nada de romântico a sério.
Ayağın bir kaydı mı tutamazmış seni kimse.
Um escorregão ou um tropeção e deslizariamos até ao fundo.
Sağımızda top mermisi patladı, kriko kaydı araba ayağıma düştü
Uma bomba explodiu à nossa direita e o macaco soltou-se, O carro caiu em cima do meu pé.
Diğer taraftan da ayağımı kaydırmaya çalışacaksın.
E com a tua mão direita procurarias tomar o meu lugar.
Çocuklar, biz heykel taşıyorduk, ayağımız kaydı ve düştük,
Rapazes, nós estávamos a mover uma estátua, tropeçamos e caímos.
Banyoda ayağının kaydığını duydum. Evet, ama yerine, oldukça methini aldığımız harika bir yedeğimiz var.
Ela não escorregou nos lavabos? que veio muito bem recomendado.
Bunu yapmazsak ayağımızı kaydırma sürecinin yan etmenleri oluruz.
E se não fizermos isso, então, somos os co-autores do processo do nosso desaparecimento.