Aynasız traduction Portugais
507 traduction parallèle
Hey, aynasızın elindeki de ne?
Ei, quem é aquele ali?
Bu aynasızın ne işi var burada?
O que é que aquele animal quer aqui?
Senin gibi bir aynasız asla Rico'ya kelepçe takamaz.
Näo é um abutre como você que vai conseguir algemar o Rico.
Senin gibi bir aynasızın bana asla kelepçe takamayacağını söylemiştim.
Eu disse-lhe que näo é um abutre como você que me vai algemar.
Bak! Baş aynasız!
Silêncio!
Kocam olacak aynasız kendini zeki sanıyor, ama ben ondan bir adım öndeyim.
O chui com quem casei acha-se esperto, mas vou um passo à frente dele.
Seni gidi soğuk nevale aynasız seni!
Espero por uma oportunidade destas desde criança, seu chui de meia-tigela.
Aynasız geliyor.
Ali vem o bisonte.
Aynasız eğri yürüyor olmalı.
Aquele polícia não anda em linha recta.
Öyle mi, aynasız?
Eu, policial?
Sen öyle diyorsun aynasız!
Isso é o que você acredita!
Bir aynasız.
Um shamus.
Şu aynasızın biraz aklı olsa, parayı alıp bizi bırakırdı.
Se este polícia tivesse juízo, ficava com ele e mandava-nos embora.
Aynasız da kulak kesilmişti.
O chui ouvia com atenção.
Çıranı yaktım senin, aynasız.
Não te vais esquecer de mim, bófia.
Seni aynasız, beni bu yüzden mi akşam yemeğine davet ettin?
Ó bófia, foi para isso que me convidaste para jantar?
Mahalleye hoş geldin aynasız.
Bem-vindo ao bairro, chui.
Aynasız olacaksın demek Sidney?
Vais ser polícia, não vais, Sidney?
Evet aynasız olacağım.
Sim, vou ser polícia.
Beni sen vurdun aynasız!
Deste-me um tiro, chui!
Beni vurdun aynasız.
Deste-me um tiro, chui.
Pekala, aynasız, parayı vereceğim.
Tudo bem, S.r Guarda, vou-lho dar.
Çek ellerini üzerimden, aynasız!
Tira as mãos de cima de mim.
- Aynasız söylediklerini not ediyo.
- Está a ser espiada.
O aynasız değil.
Ele näo é detective.
Adam aynasız diil, kör olası bi ukala.
Ele näo é detective, é um metediço.
Aynasız?
Sr. Guarda?
Bütün polisler aynasız değil.
Nem todos os polícias são estúpidos.
- Uyarıyor musun, seni beceriksiz aynasız?
Grande incompetente idiota!
- Aynasız nedir bilmiyor musun?
- Não sabes o que é um Curioso?
Aynasız diye polise derler.
Um Curioso é um juiz.
Puşt aynasız.
Pulha!
Bayılmanın sırası değil, piç aynasız!
Não desmaies, polícia indecente!
İsmi Callahan. Pis bir aynasız. Cinayet şubesinde.
Chama-se Callahan e é da Secção de Homicídios.
Öylesine denedi ki, tüm bu serserilerle "aynasız" aşağı "aynasız" yukarı.
Ele tenta mas todos os patifes lhe chamam nomes.
Son aldığımız bilgilere göre sevgili Challenger'ımız kötülerin kıskacından kurtulmuş durumda. Aynasızlar fena çuvalladılar.
Segundo as últimas notícias, o nosso Challenger, o alma livre, acaba de romper o anel do mal que os malvados tinham formado.
evet, evet. Aynasız.
- Ah, sim, o polícia.
Aynasız onu fark ederse seni tutuklar.
- Será preso, se for apanhado sem ela.
Aynasız görünene kadar harika gidiyordum.
Estava-me a correr tudo bem, até o metediço aparecer.
Gel buraya seni rezil aynasız.
Venha cá, seu tira miserável.
İlerde aynasız var.
Um tira.
Biraz yürü, aynasız!
Põe-te a andar, chui!
Ellerini onun üzerinden çek, seni lanet aynasız!
Calados!
Hey, aynasız!
Pode falar.
Üstünü ara aynasız, silahı var!
- Reviste-o, está armado.
- Eller yukarı, aynasız.
- Mãos ao alto.
- Dikkat, bir aynasız. - Yaptığınızı beğendiniz mi şimdi?
Cuidado, está ali um chui!
Yavrum-yavrum, piç aynasız.
Pulha!
Hayır, aynasız.
- Não, sou agente.
Aynasız?
- Agente?
Ayrıca annenizin aynasını kırdınız.
Além disso, haveis quebrado o espelho da vossa mãe.