English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ A ] / Açıldı

Açıldı traduction Portugais

5,447 traduction parallèle
Bir korsan gemisiyle denizlere açıldım bir süre gezici bir sirke katıldım ve çölde bir kum bükücü topluluğuyla yaşadım.
Naveguei os mares em navios piratas, juntei-me a um circo itinerante durante algum tempo, e vivi com dominadores de areia no deserto.
Ateş açıldı! Ateş eden bizden!
Disparos!
Denize açıldığınızı düşünmüştük.
Pensávamos que tinha fugido para o mar.
- Bu şey açıldığında kubbede yeni bir çatlak yaratabilir yani Wi-fi sinyali yakalayabiliriz.
Quando isto se abriu, pode ter criado uma nova fissura na Cúpula, o que significa que poderemos ter um sinal Wi-Fi.
Şansım açıldı.
Fazem-me sentir com sorte.
Kafada boş yer açıldı şimdi. Ne istemiştin?
Agora tenho espaço para outra coisa.
Hayır. Orada olduğumu unuttular. Ama gözeneklerim harbiden açıldı.
- Não, esqueceram-se de mim, mas abriu bem os meus poros.
- Olması gerektiği yerde o krater açıldı.
- O núcleo de energia?
- Telefonun açıldı.
O teu telemóvel foi ligado.
Ama bu gece perde açıldığında burada özel bir şeyin büyüdüğünü biliyorum.
Mas esta noite assim que aquela cortina se abriu, eu sabia que algo especial estava prestes a acontecer.
Bahsi açıldığına göre bir Zaman Lordu olarak yanıbaşımdaki ışık siperi aurasını hissedebilirim.
Já que falas, sou um Senhor do Tempo e sinto um protetor de luz por perto.
İlk çanta açıldığından beri hedefteyiz.
Desde a abertura da primeira mala, nós somos alvos.
Kasa açıldı.
Cofre destrancado.
Memurlar oraya gittiğinde de, kapının zorla açıldığını ve kan bulduklarını söylediler.
Quando a polícia chegou, encontraram a porta arrombada e sangue.
Hücremin kapısı kendiliğinden mi açıldı sanıyorsun?
Achas que a porta da minha cela simplesmente abriu-se sozinha?
Ayrıca ikinci kez ateş açıldığında Teğmen Price göz altındaydı. - Yani olayla ilgisi olamaz.
Além disso, o Price estava sob a nossa custódia quando o segundo tiroteio ocorreu, então não podia estar envolvido.
Pazar açıldığında senle köleleri almaya gelirim.
Venho buscar-te e às escravas quando o mercado abrir.
Ve koza açıldığında kelebek ortaya çıkar.
E quando o casulo abre, a borboleta emerge.
Ateş açıldı.
Tiros disparados.
Saat 11 gibi dükkanı kapatıyordum. Kapının açıldığını duydum. Gelen meğerse süt severmiş.
Estava a fechar por volta das 11 : 00h, ouvi a porta e pensei que eram leiteiros.
- Açıldı.
Está aberta.
Belki bize Seattle'da kitabın kapandığını... Vegas'ta açıldığını söylüyor.
Talvez esteja a dizer que está a fechar o livro em Seattle, e a abrir um em Las Vegas.
Bugün tüm dünyaya açıldım.
Eu estive exposta hoje para o mundo.
Frank, kapı açıldığında bitersin..
Quando as portas se abrirem, Frank, estás tramado.
- Dosya yeniden açıldı.
O caso foi reaberto.
Bu dosya açıldığı hızla kapatılabilir de.
Este caso pode ser encerrado tão rapidamente, quanto foi reaberto.
Evet, kendi sözleri. Bana açıldı.
- Sim, a palavra dele.
İşte açıldı.
Já está.
Yan tarafa el yapımı peynirler satan bir dükkan açıldı.
Há uma loja de queijo artesanal que acabou de abrir aqui ao lado.
İlk defa üzerimize ateş açıldığında Kuzey Afrika'daydık.
A primeira vez que fomos alvejados, no norte de África,
Sonra aniden sanki bir düğmeye basmış gibi rüzgar durdu ve gökyüzü açıldı.
Então, de repente, como se tivessem ligado um interruptor o vento se acalmou, e o céu ficou limpo.
Oğlunun dosyası yeniden açıldı.
O caso do seu filho foi reaberto.
Ama dosya yeniden açıldı.
Mas foi reaberto.
Dosya yeniden açıldığında bunun bir iddiadan fazlası olduğunu bulacaksınız.
Quando o caso for reaberto, verá se é mais do que uma alegação.
Renee babasının mali açıdan açıldığını söylemişti.
Renee disse que o pai dela estava mal financeiramente.
Hat az önce açıldı.
A linha ativou.
En son hatırladığım kapımın birden açıldığı.
Quando, do nada, a minha porta abre-se... Arrancaram-me do banco...
Robert, altın tapınak açıldı.
Robert, o templo dourado está aberto.
Gözlerim şimdi açıldı.
Os meus olhos agora estão abertos.
Madem konu açıldı, Konsey üyesi Davis'in isteksizliğini utanç verici oğlunun sorumluluğuna bağlıyorum.
Já que estamos a ser honestos, acho vergonhoso o divórcio do Conselheiro Davis, com o seu filho.
Evet, o konu da açıldı..
Sim, ela mencionou isso.
Sahip olduğun bankada senin adına açılmış olan bir hesap ABD topraklarındaki bir terör saldırısını finanse etmek için kullanıldı.
Uma conta bancária em teu nome no banco que administras ajudou a financiar um ataque terrorista nos EUA.
Son 20 yıldır istismardan dolayı acı çekmiş kadının şahitliği.
O testemunho da mulher que sofreu o abuso durante 20 anos.
Bu mahkeme ve onun protokollerine karşı açık bir saygısızlık göstererek hareket ettiniz, ve tüm boş tehditlerden arındırıldığında iddianızın tamamen spekülasyon içerdiği görülüyor.
Operou com claro desrespeito pelo tribunal e os seus protocolos. E o seu argumento quando isolado de toda a jactância parece consistir inteiramente de especulação.
Laptopunu açık bırakıp ayrıldı, beni ve Cristie'yi kaydetti.
Ele deixou o portátil ligado e filmou-me a mim e à Christie.
Bu hafta birden çok kez yanıldım, daha açık konuş.
Tenho estado errado muitas vezes esta semana.
O yıldızı acıdığım için koydum.
Foi uma estrela de dó.
Fotoğrafları, Shana'yla konuşmaları. İki yıldır Ali'nin yaşadığını açıkça kaçırılmadığını kanıtlıyor çünkü.
As fotografias, as conversas com a Shana, porque são a prova de que a Ali estava viva, e não foi raptada nos dois últimos anos.
Üstümüze ateş açıldı.
Agentes a ser atacados por arma de fogo!
23 yaş ölmek için çok erken. özellikle 23 yıllık bebeğinin 8 yıldır acısını çekerken.
Ainda mais quando 8 desses 23 anos foram de sofrimento.
Ateş açıldı.
Fomos atacados.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]