English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ A ] / Aşkımız

Aşkımız traduction Portugais

1,404 traduction parallèle
Senin ise aşkımız için tek yaptığın bodrumda oturup çerez yemek.
Tudo o que fizeste pelo nosso amor foi estar sentado numa cave a comer Fritos.
# Aşkımıza odaklanacağız #
"Nós controlamos o nosso amor"
Bu çok güzel olurdu ama bu aşkımız için çok yanlış.
Seria muito bonito, mas... do ponto de vista do nosso amor, completamente errado.
Sürsün yaşadığımız süre aşkımız
Que enquanto vivermos No amor perseveremos
Sadece bizim aşkımızın temelinde gerçekler var diyorum.
Eu só estou dizendo que nosso amor é baseado em algo real.
Bana hissettirdiklerinle sarhoş ve çılgın gibiydim ne yapacağımı bilemedim ve aşkımız yerine sana ihanet ettim.
Eu estava tão bêbado e delirante, na esperança de que me trouxesse... uma visão perdida de sua origem e eu, pelo contrário, traí-o.
Ve kapalı olmak aşkımızı korumaya yarıyordu
E mesmo que um armário proteja o nosso amor não vai contê-lo ;
"Birbirimizi gizlice sevmeliyiz," "Çünkü kimse... Kimse aşkımızı bağışlamayacak"
"Temos que nos amar em segredo, porque ninguém... ninguém perdoará o nosso amor".
Acıyı bile özledim. Aşkımızı ürkek yapan o acıyı.
" até sinto saudade da dor que nos tornava tímidos e clandestinos.
" Aşkımız güzel bir çiçek olabilirdi.
O nosso amor poderia ser um lindo florescer.
Aşkımızın yarattığından.
Do que o nosso amor criou.
Aşkımızı gizlice yaşamaktan bıktım.
Olha, estou farta de manter o nosso amor em segredo.
Aşkımız çok güçlü, hiçbir şey yok edebilir.
O nosso amor é tão forte que nada o consegue destruir.
Nihayetinde aşkımıza kavuşacağız. Sonra kardeşlerine işkence edip öldüreceğim ve sonunda mutlu bir hayat yaşayacağız.
E, aí, cederá finalmente ao nosso amor, e, depois, eu torturo e mato as irmãs dela e nós vivemos felizes para sempre.
Bizim aşkımız da.
Tal como o nosso amor.
Aşkımızın ne kadar harika bir onayı.
Que bela afirmação do nosso amor.
Aşkımız senin bitmez nefretine dayanıyordu ama peki ya bu?
O nosso amor teve de suportar o ódio constante e agora isto?
- Aşkımızı sınamayı bırak!
- Pára de testar o nosso amor!
Aşkımızın yapraklarını dökmeyeceğini hiç söylemedik.
Nunca dissemos o nosso amor Sempre viçoso
Bu yüz, bu iğrençlik aşkımızı zehirliyor.
Este rosto, esta pústula Que envenena o nosso amor
Eğer aşkımız güçlüyse, her şeyin üstesinden gelebiliriz.
Se o nosso amor for forte, conquistaremos qualquer coisa.
Sence... aşkımız... mucizeler yaratabilir mi?
Acreditas... que o nosso amor pode criar um milagre?
Sence aşkımız... ikimizi beraber götürebilir mi?
Achas que o nosso amor nos poderia levar aos dois, juntos?
Ama akıllıca olan, bence ateşkes yapıp bir müddet askıya alalım. Bırakalım herif biraz rahatlasın. Rahatlayınca da, kafasına sıkarız.
Penso que o mais sensato seria fazermos tréguas, esquecer isto por uns tempos, até o maricas se sentir seguro, e, quando acontecer, porá a cabeça de fora e apanhá-lo-emos.
Müvekkillerimiz, aşk kıvılcımları titrediği ve sönmek üzere olduğu için aklı karışmış ve acı içinde geldiklerinde.. ... yanan enkazda değersiz ödülümüzü bulabilmek için, o kıvılcımı söndürmeye mi çalışırız?
Colegas, quando os nossos clientes nos consultam - confusos, zangados, feridos - porque a sua chama do amor se desvanece e ameaça morrer, tentamos extinguir essa chama, e por entre os destroços tentamos obter a nossa reles recompensa?
Bu arada katalog işi yüzünden işler başımdan aşkın. Kataloğu Boston'da zırdeliyle birlikte yapmalıyım.
Tenho que fazer o catálogo e ir com este lunático a Boston.
Tanrı Aşkına, onlar bizim dostlarımız!
- Sim, faz parte. - Eles são nossos amigos!
Sadece üç topumuz ve bir tankımız var. Tanrı aşkına!
Três canhões e um tanque a precisar de afinação?
Ve aşkımı burada yalnız bıraksam... " Şeytan onun gözlerinde hayat buluyordu.
"Via-se o diabo nos seus olhos, raiados de ódio."
Aşk sandığımız şey...
Esperem! Não, não. - Onde vamos?
Aşkımız hep... Öptüğünde
É um tombo dos grandes, pá!
Aşkımızın hep yaşayacağını söyledin
Viva!
Tezek arıtma cihazınız var mıydı acaba Pete'in aşkına!
Você tem alguma máquina purificadora de cagalhões, pela saúde do Pete? "
Bu kız benim ilk askım.
Além disso, Esta dama, é o meu primeiro amor.
Haklısın aşkım. Artık hepimiz sessiz olacağız.
Tens razão meu amor, vamos ficar quietinhos.
Raj'ın aşkından bahsediyordun bana şimdi aşk hikayesindeki kızdan bahset kız mı?
Estavas a contar-me a história de amor do Raj Agora conta-me da rapariga nesse romance
Priya'yla ne yapmalıyım aslında, küçükken bir aşk hikayesi duymuştum kahraman kız kahraman oğlanı bırakıyor ve kahraman ümidini yitiriyor hayatı boyunca, hayatı boyunca, en azından durdurması gerektiğini düşünüyor
o que posso fazer, Priya? Na verdade, quando era um miúdo ouvi uma história de amor A heroína abandona o herói, e o herói desiste da esperança
"İsa aşkına ne arkadaşımız var..."
"Que amigo temos em Jesus..."
- Kız mı? - Oh, Tanrı aşkına.
Por amor de Deus!
Lo'Laan'ın aşkımız için nelerden vazgeçtiğini biliyorum.
Oh, você a amou até a morte.
Ben Jersey'li bir kızım, Allah aşkına.
Sou uma miúda de Jersey, por amor de Deus!
Ve hatta, Julia'ya duyduğun aşk, Julia kız arkadaşının ölmesine yardım ettiğini duyduğunda ve seni boşadığında da devam edecek.
Já agora, tal como o seu amor pela Julia, quando ela descobrir que ajudou a sua namorada a matar-se... e se divorciar de si.
Lise aşkını görmek istemiyor ; ayrıca o senin kardeşin olacak Dan Lucas'ı terk eden, artı takımın yıldız oyuncusu Nathan'ın babası olan bir pislik. Artı bileklerimi keseceğim, bu hikâyeyi tekrar duyarsam. Hadi gidelim.
Não quer ver o seu namoradinho de liceu, barra o teu irmão Dan, barra o idiota que abandonou o Lucas, barra o pai do Nathan, a estrela da equipa, barra corto os pulsos, se voltar a ouvir essa história.
Clark ve ben arkadaşlığımızı belirsiz bir süre askıya aldık.
Eu e o Clark decidimos interromper indefinidamente a nossa amizade.
Hep kızı olacağımı ama evliliğini düzeltene kadar ilişkimizi askıya almasını söyledim.
Disse-lhe que seria sempre filha dele mas que devíamos deixar tudo como está até ao casamento encarreirar.
Öyleyse yeni komşularımız gelecek hafta senin aşk yakarışlarını ince duvarlardan duyacaklar.
Para a semana os nossos, novos vizinhos vão estar a os teus choros de amor através das nossas paredes finas.
Ruhum en karanlık yerlere sürülse bile... aşkım... beni yalnız bir ruh olmaktan kurtaracak.
Mesmo que fosse banido para o local mais escuro, o meu amor... impedir-me-ia de ser um espírito solitário.
Aşkım, devlet işleri için İngiltere'ye çağrıldım ve seni yeni hizmetçinle yalnız bırakmak zorundayım.
Amor meu Fui chamado a Inglaterra Por razões de Estado E devo deixar-vos Com vossa nova serviçal
Ortak yanlarımız : Sabırsızlığımız, hayalci ruhlarımız ve yola duyduğumuz tükenmek bilmez aşk.
O que tínhamos em comum : a nossa inquietude e o nosso espírito sonhador e o incansável amor pela rota.
# Seni sevdiğim ve senden asla ayrılmayacağım için # aşkım sana her şeyi anlatacak # aşkım sana her şeyi anlatacak # aşkım sana her şeyi anlatacak # aşkımız bize her şeyi gösterecek.
E se me perguntares porque... é que estou contigo e porque nunca te deixarei O meu amor vai-te mostrar tudo O meu amor vai-te mostrar tudo
Ben hayatımın on 17 yılını... bir kız evlat yetiştirip ona herşeyimi verdikten sonra... o bir yaz aşkıyla bunu çöpe atsın diye harcamadım.
Não passei 17 anos a criar uma filha e a dar-lhe tudo, para ela desperdiçar tudo num romance de Verão!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]