Babana traduction Portugais
4,172 traduction parallèle
Eğer babana ihtiyaçları olmasaydı neden ilk olarak onun peşine düşsünler ki?
Mas se não precisam dele, porque é que o perseguiram?
Kardeşini "Queen's Gambit" e götürdüğümde sana ihanet etmiştim. Ve de babana.
Quando embarquei com a tua irmã no Queen's Gambit... trai-te e trai o teu pai.
Babana sor.
Pede ao teu pai.
Isabel'e benziyorsun, ama ne yazık ki, babana hiç çekmemişsin.
Vi alguma coisa de Isabel, mas, infelizmente, um pouco de Lorde Warwick.
Benji babana parayı verecekti sen onu ahıra kadar takip ettin.
O Benji ia dar o dinheiro ao vosso pai e seguiu-os ao celeiro.
Yani en azından gönderdikleri şeyin gerçekten babana ait olduğunu anlayıncaya kadar.
Não até sabermos se... o que eles te mandaram pertence ao teu pai.
Ona "Babana sormalısın ama o da şimdi sinemada." demek dışında ne diyeceğimi bilmiyordum.
Não sabia o que dizer à miúda, a não ser : "Diria para perguntares ao teu pai, mas ele está no cinema."
Yardım et babana.
Dê-lhe uma mão.
Birkaç gün önce babana söyledim ve o da seni önerdi.
Falei com o seu pai no outro dia An8 DÁ FLORES A MULHER E EMPURRA-A NO METRO. e ele recomendou que falasse consigo.
Padma,... sana hayatım üstüne yemin ederim ki sana veya babana bir şey olmasına izin vermeyeceğim.
Padma, eu prometo-te, pela minha vida, não deixarei nada de mal acontecer-te ou ao teu pai.
Aiden onları havaalanına giderken sana ve babana getirecek.
O Aiden vai entregá-las a ti e ao teu pai no caminho para o aeroporto.
Babana yardım etmeye çalıştığını biliyorum.
Eu sei que apenas estavas a ajudar o teu pai.
Telefonu babana verir misin lütfen?
Podes passar o telefone ao Pai, por favor?
Bunu babana ver.
Dá isto ao teu pai.
Eğer kötü giderse annenle babana ne diyeceğim?
O que direi aos seus pais se correr mal?
Babana dönüştün resmen!
Transformaste-te no teu pai.
Babana canavar olmadığını kanıtla.
Prova ao teu pai que tu não és um monstro.
Bir soruşturmada babana yardım ediyorum.
Ajudo o teu pai na investigação.
Gönderdiğin e-postada kitap kulübüne ev sahipliği yaptığını söylediğinde babana "doldurulmuş mantarlarım olmazsa olmaz" dedim.
Quando me mandaste o e-mail a dizer que ias ser a anfitriã do clube do leitura, eu disse ao teu pai, "não sem os meus cogumelos recheados."
" Babana hiçbir şey söyleme çünkü karşı çıkacaktır.
" Não digas nada ao teu pai, porque ele resistiria.
Babana olanları duydum, Ziva.
Ouvi falar do teu pai, Ziva.
Babana benden bir hediyeydi, Tardis'e doğrudan bağlıdır.
Um presente meu para o teu pai, com linha direta a partir da TARDIS
Hayır, babana demek istiyorum.
Não, quero dizer o seu pai.
Babana söylersin.
- Avisa o teu pai.
Babana söyleme lütfen.
Por favor, não contes ao teu pai.
- Babana satılık olmadıklarını söyledim.
Já disse ao seu pai que não vendo. - Desculpe lá.
Bir sorusturmada babana yardim ediyorum.
A ajudar o teu pai com uma investigação.
Şimdi gidip babana meselenin benim memnuniyetimle birlikte hallolduğunu söyleyebilirsin.
Pode dizer ao seu pai que estou satisfeito em relação ao assunto.
- Babana güveniyor musun?
- Confias nele?
Babana güveniyor musun?
Confias no teu pai?
Çocuklarının önünde babana silah çekiyorsun, sonra tasını taşağını toplayıp gidiyor musun?
Apontaste uma arma ao teu pai na frente dos teus filhos, arranjas as malas e sais? - São negócios.
O zamanlar, babana tam destek yemini etmiştin ama son zamanlarda gelen haberlere göre Grayson Global'da ona bir darbe indirmişsin.
Na época, prometeu suporte total para o seu pai, e, recentemente, houve relatos que liderou um golpe contra ele na Grayson Global.
Öyleyse bana şunu söyle tüm bunlar bittiğinde babana yaptıklarını ödediklerinde, sonra ne olacak?
Então diz-me uma coisa. Quando tudo isto acabar, quando... pagarem pelo que fizeram com o teu pai, o que irá acontecer?
O zaman Hizbullah'a senin tam bir manyak olduğunu söyleyeceğim. Ama Hizbullah'la konuşmadan önce babana eşcinsel olduğunu söyleyeceğim.
Então, vou dizer ao Hezbollah que és um maricas, mas antes que o Hezbollah saiba, o teu pai vai saber da tua desonra.
Bütün gece babana tek kelime etmedin.
Não cumprimentaste o teu pai a noite toda.
İstersen babana karşı çıkabilirsin.
Podes confrontá-lo, se quiseres.
Babana soralım.
Não sei. Vamos perguntar ao teu pai.
Sally hatırlamıyor ama, babana bir saat vermiştim. Altın bir saat.
A Sally não se lembra, mas eu dei um relógio de ouro ao vosso pai.
Hey, babana ne oldu?
O que aconteceu ao teu pai?
Babana benziyor, değil mi?
- Parecido com o seu pai, não? - A sério?
Babana, onu özgür kıldığını söylemişsin. Birlikte diyar diyar dolaştığınızı anlatmışsın. Korsanlarla savaşıyor, deniz kızlarıyla yüzüyormuşsunuz.
Disseste ao teu pai que... o libertaste, que vocês dois viajaram de mundo em mundo, a combater contra piratas, a nadar com sereias.
Babana yanlış yapan herkesi alaşağı edene kadar yanındayım babana ve bana.
Estarei a teu lado até termos derrotado todos aqueles que maltrataram o teu pai... e a mim.
Neden işlerden kafasını kaldıramayan babana en keyifli zamanını anlatmıyorsun?
Porque não contas ao teu pai exausto o teu momento preferido?
Kendime vakit ayırmak istediğim için babana seni çağırmasını ben söyledim.
Fui eu quem disse ao teu pai para te ligar, porque queria algum tempo só para mim.
Babana ne söyleyeceğim?
O que é que eu digo ao teu pai?
Babana mı bakmıştın?
Vieste ver o teu pai?
Dün kütüphanede gördüklerini babana söyledin mi?
Contaste ao teu pai o que viste na biblioteca?
Babana söylersen o da onlara söyler.
Se contares ao teu pai, ele vai contar-lhes.
Branch, sen burada kal. Alana ve babana göz kulak ol.
Vigia o local... e o teu pai.
Tıpkı babana benziyorsun.
Estás tal e qual o teu pai!
Babana benzedin.
Tu és o teu pai.
babana gel 41
babana söyle 17
baban 353
baban geldi 26
babanız 58
baban ne iş yapıyor 27
baban nasıl 84
babanı 20
baban nerede 88
baban burada 26
babana söyle 17
baban 353
baban geldi 26
babanız 58
baban ne iş yapıyor 27
baban nasıl 84
babanı 20
baban nerede 88
baban burada 26