Bakın hanımefendi traduction Portugais
96 traduction parallèle
- Beyler, çorabına bakın hanımefendi ağaçlara tırmanmış.
- Senhores, repararam no estado dela? A Dra. andou a subir árvores.
Bakın hanımefendi, durumunuz size ilginç gelmiyor mu?
Escute, senhorita, você crie que pode estar grávida?
- Bakın hanımefendi, onu tanımıyorsunuz.
- Olha, não o conheces, está bem?
Bakın hanımefendi, bu bir din değil.
Minha Senhora, a teosofia não é uma religião, é uma ciência.
Bakın hanımefendi yerinizde olsaydım. Havaya atlardım. Benim yapacağım gibi.
Se fosse a si, saltava como eu vou fazer.
Bakın hanımefendi.
- A ironia...
Bakın hanımefendi, yanlış adamı yakaladınız.
Ouça, minha senhora, estão atrás do homem errado.
Bakın hanımefendi... birkaç saat içinde Jack ile buluşmam gerekiyor.
Olhe, Senhora, eu deveria encontrar-me com o Jack num par de horas.
Bakın hanımefendi, kız arkadaşım...
Senhora, a minha namorada está... Está...
Bakın hanımefendi, ne tür bir baba olduğumu bilmiyorum.
Olhe, minha senhora. Não sei que tipo de pai sou.
- Bakın hanımefendi...
- Ouça, senhora...
Bakın hanımefendi.
Ouça, a questão...
- Bakın hanımefendi...
- Olhe, senhora...
Kendinize iyi bakın hanımefendi.
Tenha cuidado consigo, senhora.
Bakın hanımefendi, ben sadece işimi yapıyorum.
- Limito-me a cumprir ordens. - Saiam, por favor.
Bakın hanımefendi, travma anında akıl, insana oyun oynayabilir.
Escute, numa altura de trauma, a mente pode pregar partidas.
Bakın hanımefendi, sizi koli bandı ve kloroform ile birlikte yakaladık.
Ouça, senhora, apanhámo-la com fita adesiva e clorofórmio.
Bakın hanımefendi, beni aramayı bırakın lütfen.
- Isto é... - Não.
Bakın hanımefendi, bizi yalnız bırakın da, dikkatimizi kendimizi öldürtmek yerine, hayatta kalmak üzerine toplayabilelim.
Minha senhora, se calhar devia deixar-nos em paz para podermos concentrar-nos em sobreviver e não em matar-nos.
Bir hanımefendi sizden içki istiyor, şu muhabbetinize bir bakın.
Que conversa tão animada quando uma senhora quer uma bebida.
Bakın, hanımefendi...
- Olhe, minha senhora...
Bakın, hanımefendi.
Olhe, senhora...
Hanımefendi, gelin tabloya bakın.
Senhorita, venha cá ver o quadro.
- Bakın hanımefendi...
Se não, burlarão-se...!
Hanımefendi bakın ne buldum.
Olhe o que encontrei, senhora.
Kendinize iyi bakın, hanımefendi.
Portanto, tenha cuidado, minha senhora.
Bakın, hanımefendi, zaten tavuklarınızı gördüm.
Olhe, senhora, eu vi suas galinhas.
Bakın, hanımefendi, bu şeyin gerçekten ne kadar... tehlikeli olabileceğinin farkına vardığınızı sanmıyorum.
Olhe, senhora, eu acho não percebem o quão perigoso pode ser.
Bakın, hanımefendi, tek gördüğüm mekanik bir şeyin... bozulduğuydu ve ben onu onaracağım cam, tamam mı?
Tudo que eu vi foi que algo mecânico... está com defeito e eu vou consertar, está bem? Ótimo!
- Doğru, hanımefendi. Kendiniz bakın.
Impossível, verifique você mesma.
Bakın, hanımefendi, kim olduğunuzu bilmiyorum, ve söyleyecekleriniz de umurumda değil.
Veja bem, moça, eu não sei quem você é, e não me importo com o que tem a dizer.
Feleğin çarkının size sunduklarına bakınca, bunda haklısınız hanımefendi.
Depois de tudo que lhe aconteceu, eu diria que tem motivo para isso.
Bakın hanımefendi sizi buraya almak zorundayız.
- Vá para ali.
Hanımefendi, kendize iyi bakın.
Minha senhora... cuide de si.
Hanımefendi, bakın, kolay değil.
Senhora, não é fácil.
Bakın, hanımefendi oldum!
Reparem, sou uma dama! Sou uma dama, viram?
Hanımefendi, bakın.
Minha senhora!
Hey, hanımefendi. Şuraya bakın.
Minha senhora, olhe para ali.
Bakın, hanımefendi. Vampirlere insanlarla aynı hakları verirsek küçük kızımın üzerine atlayıp, onu kirletebilecek olanlara karşı yavrumu nasıl koruyabilirim?
Ouça minha senhora, se lhes derem os direitos que as pessoas normais têm, como vou fazer para proteger a minha filha de um vampiro que queira desposá-la?
Bakın, hanımefendi. Hareketlerimi kontrol etme konusunda çok zayıf olduğumu bilmiyorsunuz.
Olhe, senhora, não faz a menor ideia do quão pouco controlo tenho sobre as minhas acções.
Bana bakın, hanımefendi.
Olhe, minha senhora.
Hanımefendi, bana bakın!
Olhe para mim, minha senhora.
Bakın, Hanımefendi, daha ileriye gidemeyiz.
Olha madame, não podemos ir mais longe.
Bakın, Hanımefendi, bir taksi tuttunuz, lanet bir kovboy değil.
Madame, você pediu um taxi, não um caubói.
Bakın, Hanımefendi, bunun için üzgünüm.
Olha madame, me desculpe por isso.
Bakın, hanımefendi, kalbiniz kırılmış olabilir, yine de benim yolcumsunuz.
Olha, madame, você pode ser um pé no saco, mas ainda é minha passageira.
Bakın, hanımefendi, bugün işimiz başımızdan aşkın. Öyle olmasaydı size bir şans tanıyıp kimin nesi olduğunuzu sorardım?
Ouça, menina, estamos todos muito atarefados, mas se não estivéssemos, poderia perguntar-lhe, afinal, quem é você?
Her kimse kim, bakın, ben bilmiyorum, hanımefendi.
- Olha, quem foi, eu não sei, dona.
Bakın hanımefendi.
Ouça, minha senhora...
Hanımefendi, bakın.
Minha senhora, ouça-me.
Hanımefendi, bana bakın.
Senhora, olhe para mim.
hanımefendi 2682
hanımefendiler 20
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41
hanımefendiler 20
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41