English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Balfour

Balfour traduction Portugais

73 traduction parallèle
Karşılığında 1917'de Balta Bildirisi'nde bir söz verildi.
Em troca... a declaração Balfour de 1917 fez essa promessa.
- Shawn, Bay Balfour'a yolu gösterir misin?
Shawn, por favor, podes acompanhar o Sr. Balfour até à saída.
İngiliz hükümetinden Balfour Deklarasyonunu aldığımızda mı?
Quando obtivemos a Declaração Balfour dos Britânicos?
İngiltere nasıl olur da kendi yayınladığı Balfour Deklarasyonuna uymaz?
Como pode a Inglaterra apagar a sua própria Declaração Balfour?
Bu daire Patrick Balfour'a aittir.
Este pertence a Patrick Balfour!
Sandy Balfour, Çocuk Hizmetlerinden.
Sandy Balfour, assistente social.
Sebastian Balfour?
Sebastian Balfour?
Kasim 1917'de, Ingiliz birlikleri Kudüs önlerinde savasiyordu Filistini Türklerden almak için, Londra'da bulunan Disisleri Bakani Balfour Deklarasyonu olarak da bilinen mektubu yazdi,
Em novembro de 1917, enquanto tropas britânicas lutavam até Jerusalém, tomando a Palestina dos turcos, o Ministro do Exterior, em Londres, escreveu uma carta que ficou conhecida como a Declaração de Balfour.
Mektupta Filistinde Yahudi toplumuna verilecek ulusal bir yer konusuna Ingilizler tarafindan olumlu bakilabilecegini ve gerçeklesmesi için ellerinden ne geliyorsa yapilabilecegi yaziyordu
A Declaração de Balfour dizia que a Inglaterra veria com prazer o estabelecimento na Palestina, "de um lar nacional para o povo judeu e empenharia os maiores esforços para fazer isto acontecer."
Bay Balfour, cevap verin, tamam.
Sr. Balfour, responda, desligo.
Bak şimdi... Arago'nun Bilimler Akademisinde Daguerre adına düzenlediği resepsiyonun ardından, devasa bir İngiliz donanması,... Lord Balfour'un Deklarasyonun daha yıllar öncesinde,... Filistin'e yelken açmıştı.
Escute, depois da recepção de Daguerre por Arago, na Academia de Ciências, uma armada, de maioria britânica, logo após a "Declaração do Lord Balfour" ter sido escrita, se lançou contra a Palestina.
Denizci er Derek Balfour, 22.
Marinheiro Derek Balfour, 22.
" Denizci Balfour'da rütbe arttıracak yetenekler eksik. Ama kendini donanmaya adamış durumda.
" O marinheiro Balfour não tem habilidades necessárias para ser promovido, mas tem grande devoção à Marinha.
- Denizci Balfour'un bir arkadaşı perşembe gecesi bir barda olduklarını söylüyor.
Um amigo do marinheiro Balfour disse que estiveram juntos numa boate na Quinta-Feira passada.
Aslında Bay Palmer, Denizci Balfour'u totemlere göre yargılayacaksan çok yukarlarda olduğunu görürdün.
Na verdade, Sr. Palmer, se o marinheiro Balfour foi "endeusado" dessa forma, deve ter chegado muito perto do topo.
Denizci Balfour şahdamarı parçalanması sonucu kan kaybından öldü.
Porém, o marinheiro Balfour morreu pela perda de sangue da artéria carótida cortada.
Donanma sunucuları Denizci Belfour'un mailinde bir şey olmadığını gösteriyor. Ama bunu buldum.
O servidor da marinha não mostrou nada incomum nos e-mails do marinheiro Balfour, mas encontrei isto.
- Abby hala üzerinde çalışıyor. Ama yakında Belfour'un kimliğini alan kişiyi bulacağız.
A Abby ainda está a analisar, mas por enquanto não temos sinal da pessoa que roubou a identidade de Balfour.
Balfour'un apartman yöneticisi, cumadan beri evinde birinin kaldığını söyledi.
O zelador do apartamento do Balfour disse que há alguém a morar no apartamento desde a última sexta.
Denizci Balfour'un ölümü ve küçük buz kalıpları profile uyuyor.
O assassínio do marinheiro Balfour encaixa-se no padrão, até mesmo aos divertidos cubos de gelo.
- Balfour son kurban.
- Balfour foi a última vítima.
Denizci Balfour'un dairesinde bulunan çiçeği Kuzey Amerika'daki türlerle karşılaştırdım ve bir eşleşme buldum.
Depois de comparar a flor encontrada no apartamento do marinheiro Balfour a uma dúzia de espécies naturais da América do Norte, consegui descobrir a flor.
Denizci Balfour'un yaraları çok temizdi. Tırtıklı kesik yoktu.
Os ferimentos do marinheiro Balfour foram limpos, não há sinais de dilacerações.
- Balfour'un dairesindeki çiçek gibi.
A flor no apartamento do Balfour não revelou nada.
Denizci Balfour'un kişisel mail adresine öldüğü sabah bir mail gelmiş.
É do e-mail pessoal do Marinheiro Balfour, o mais recente é da manhã do dia da morte.
" Bundan kurtulacağını sanıyorsan, yanılıyorsun Balfour.
" É louco se pensa que vai livrar-se disto, Balfour.
Denizci Balfour'u öldürmekle tehdit ettiğin mail elimizde.
Temos os e-mails que enviou a ameaçar a vida do Marinheiro Balfour.
- Neden Balfour'u tehdit ettin?
Porque é que ameaçou o Balfour?
Balfour'a odaklan.
Foque-se no Balfour.
Balfour öldürüldüğünde de başkentteydi.
E estava em D.C. no mesmo dia em que Balfour foi assassinado.
McGee, Belafour'un olay yeri fotoğraflarını göster.
Fotografias da cena do crime do Balfour. Ponha no ecrã.
Denizci Derek Balfour.
- Marinheiro Derek Balfour.
Balfour beşinci kurbandı.
Balfour foi a quinta vítima.
- Balfour retraktör. - Buyurun doktor hanım.
Afastador Balfour.
Jack Ryan bana Balfour arbitrajında yardım edebileceğini söyledi.
O Jack Ryan disse-me que podias ajudar-me com a arbitragem da Balfour.
- Bu kadin Leydi Kaserine Balfour. - Onu taniyorsunuz demek?
É a Lady Katherine Balfour.
- Bu kadın Leydi Katherine Balfour.
I mais sinceramente não.
- Onu tanıyorsunuz demek?
Isso é senhora Katherine Balfour.
Bay Balfour? Ben dedektif Angie Flynn.
Sr. Balfour?
- Siz Bayan Balfour musunuz?
É a Sra. Balfour? Sim.
Bay Balfour, Sizden merkeze kadar gelmenizi rica edeceğim.
Sr. Balfour, vou precisar que venha até à esquadra.
- Balfours dün akşamdan beri gözaltında mı?
O Balfour ainda está sob custódia desde ontem à noite?
Merhaba, Bay Balfour.
Olá, Sr. Balfour.
Ya Dustin Balfour'ların evine Sophia'yı görmek için gittiyse?
E se o Dustin foi à casa dos Balfour para ver a Sophia?
Dustin'in müşteri defteriyle Balfours'ların telefon kayıtlarına çapraz eşleşme yaptım.
Comparei os números do livro de clientes do Dustin com os registos telefónicos dos Balfour.
Bay Balfour'u cinayetle suçlamıyoruz.
Não estamos a acusar o Sr. Balfour de homicídio.
Bay ve Bayan Balfour'un yaptıklarını iddia ettiğiniz şey kesinlikle yanlış yönlendirmek. - Ve bu hala bir nefsi müdafaa davasıdır.
O que você alegam que o Sr. e a Sra. Balfour fizeram foi, com certeza, um engano, mas, ainda assim, trata-se de um caso de legítima defesa.
Kate Balfour'a asi kadınlara yapmaktan zevk aldığı şeyi yapacak olursa onu teslim edecek ve onu doğrudan buraya adamları ve silahlarıyla gönderecektir.
Se fizer à Kate Balfour o que tanto lhe apraz fazer às mulheres indisciplinadas, ela cederá e conduzi-lo-á directamente até aqui, com os seus homens e as suas armas.
Kate Balfour'un evine güvenle geri döndüğünden emin olmak için.
De quê? De me certificar que a Kate Balfour regressa a casa sã e salva.
- Adım, Thomas Balfour. - Memnun oldum.
Chamo-me Thomas Balfour.
Denizci er Derek Balfour.
Marinheiro Derek Balfour.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]