English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Bando

Bando traduction Portugais

5,061 traduction parallèle
Bir grup pislikten bir şey aldık... onu silaha, uyuşturucuya ya da kim bilir neye çevireceklerdi.
Tirámos algo a um bando de ratos de merda que o teriam trocado por armas, drogas ou sabe-se lá que mais.
Demek istediğim, üniversite eğitimi almış kim bu bir avuç otuz birciye inanır ki?
Quer dizer, que pessoa com uma educação universitária confiaria neste bando de idiotas?
Peki ya kulağa hiç de bir avuç otuz birci gibi gelmiyorlarsa?
E se eles não soassem como um bando de idiotas?
Bir avuç ahlaksız satışçılarsınız değil mi?
São um bando de vendedores desprezíveis, certo?
Bu eyalette huzursuzluk planlama girişiminde bulunan bir grup zenci çapulcuya hoşgörü göstermeyeceğiz.
Não toleraremos que um bando de agitadores pretos tentem originar distúrbios neste estado.
Hiç biri normal değildi.
Olha para o bando de atrasados.
Kendi ekibi bile.
Nem o bando dele.
Sana iltifat ettikten sonra beni ekibimin önünde utandıracak mısın?
Vais envergonhar-me à frente do meu bando depois de ter elogiado?
Adamlarımın saygısızlığına göz yummam.
Eu não vou liderar um bando sem respeito.
Bana saygı duymayan bir ekibe hoşgörü göstermem.
Não vou tolerar um bando que não me respeite.
Yazım yanlışı karşımızdakinin bir grup aptal genç olduğunu anlatıyor.
O erro ortográfico mostra que foi apenas um bando de jovens idiotas.
Sinsi sinsi dolaşan bir aslan balığı çetesi.
Um bando de peixes-leões... à espreita.
Çete toplandı.
O bando está todo aqui.
- Amma da hödük bunlar.
- Que bando de idiotas.
Çünkü çoğu Aryan Kardeşliği kökenli bir düzine motorcuyla beraber geziyor.
Faz-se acompanhar por um bando de motards, a maioria pertencentes à Irmandade Ariana.
Bir avuç vahşi hayvan değiliz biz!
Não somos um bando de animais selvagens!
Bay Stacks da değil. Onlar içinizdeki hayatı sömürüp artık fabrikadaki yeni parlak ürün olmadığınızda hayatına devam eden bir kaç parazitler sadece.
São um bando de parasitas que sugam a sua vida e seguem em frente quando já não és um novo objecto brilhante da fábrica.
Bir grup yarı çıplak itfaiyecinin, hortumlarıyla zombilere su püskürtmesi mi?
Um bando de bombeiros em tronco nu a borrifar zombies com as mangueiras?
Arazinin ortasında tuhaf herifler tarafından çembere alınmak için yola çıkmamıştık.
Não foi isso que combinamos fazer, ficar cercados num campo por um bando de anormais!
Ekstrem şeyleri yapmak istemekle, bunu bire bir yaşamak arasında çok fark var. Tamam, ekstrem lanetli eve gidiyoruz ama tam dişlerimizi fırçalayıp uyuyacakken cahil köylü kırolar etrafımızı çevirip bizimle taşak geçiyorlar.
No entanto, há uma diferença, em esperar uma merda extrema sabendo, ok, que vamos a uma casa assombrada extrema, para escovar os dentes e ir para a caminha e ficar cercados por um bando de labregos idiotas
Hem suçlu hem güçlü!
Não com um bando fedelhos malcriados e mandões!
Hepsi bildiğin ezik işte.
Que bando de fracassados.
Bir grup baş belası işte.
Que bando de idiotas.
Ama eski sinema Çocuk Kaçıranlar'ın bölgesi.
O velho cinema é território do Bando dos Números.
Bak bu şekilde nereye varıyorsun bilmiyorum ama ortalığı karıştıranların Çocuk Kaçıranlar olduğu çok açık.
- Olha, não sei onde... pretendes chegar com isso, mas... isto é obviamente um crime do Bando dos Números.
Çocuk Kaçıran'ların sürtüklerinin pezevenkliğini yapmayız.
Não vendemos a mesma porcaria que o Bando dos Números vende.
Birkaç çocuk sokakta öylece yürüyordu, sanırım implantlarını da kapatmışlar. - Saçmalama.
Um bando de crianças vindo da rua... e acho que os seus implantes foram desligados.
Banka birkaç gün önce el koydu.
O bando executou a hipoteca há dois dias.
Demek istediğim, bir avuç kendini beğenmiş yalancı, istediği her siki yapabileceğini düşünen bencil şerefsizlersiniz.
São um bando de convencidos arrogantes e egoístas que acham que podem mentir e enganar e fazer o que vos dá na bolha.
Patlat ve lanetle beni bu gruptan uzaklaştır.
Mas longe deste bando E desta tristeza E do perigo E do bum
Tekrar çete olacağız.
! O bando está de volta!
Liseden sapsal arkadaslarimla bulusacagim.
É um bando de amigos totós da secundária.
Yerel bando ekibimize destek için yapılacak.
É para apoiar a nossa banda local.
Çete...
O Bando..
Düşmanlarım bir grup Viking'in kralı altın vermeye zorladığını görürlerse her klan liderinin bana karşı dönmesi ne kadar sürer sanıyorsun?
Se os meus inimigos virem que um bando de vikings conseguem extorquir ouro do Rei, quanto tempo acha que levará até que um Lorde se volte contra mim?
Söyle bakalım Asbjorn, Egill'ın oğlu ülkenden uzaklarda, buralarda ne arıyorsun?
Então diga-me Asbjorn, filho de Egill... O que você e o seu bando procuram nesta parte do país?
Yani onca altının yanında birkaç cüce mi var?
Está um bando de anões lá dentro com o ouro?
Belki de büyük bir sürü olabilir.
Pode haver lá todo um bando.
Ama koca bir sürü olduğunu hayal etsene.
Mas imagina que há um bando como nós.
Belki de büyük bir sürü olabilir.
Pode lá haver todo um bando.
Umarım bir gün benim de minik Roberto'lardan oluşan bir kuş sürüm olur.
Tinha esperança de um dia ser abençoado... com um bando de pequenos Robertos a que chamasse meus.
Linda ve Tulio'ya yardım edip eve dönecektik.
Ajudar a Linda e o Túlio a encontrar o bando e voltar para casa.
Dinle Eduardo, sürüdeki en yaman kuş ben olmayabilirim ama şu anda, bu bizim avantajımız.
Escute, Eduardo, posso não ser o pássaro mais pássaro do bando... mas, por uma vez, isso é uma boa coisa.
Bir avuç güvercinden mi korkuyorsun?
É apenas um bando de pombos.
Bir çete çocuk, zorba tipler beni hırpaladılar.
Um bando de miúdos, rufias, eles... eles bateram-me até me tirarem a salsa.
İIk olarak, başlamadan önce sizi bando öğretmenimiz Bay Thorpe ile tanıştırayım.
Primeiro, antes de começarmos, quero apresentar-vos o professor da banda, Sr. Thorpe.
Ben bando öğretmeniyim.
Sou o maestro da banda.
Annem üzerine yemin ederim siz kalpsiz bir takımsınız çocuklar.
Juro pela minha mãe... Vocês são um bando de insensíveis.
Sadece kalpleri hızlı pompalayan birer tane grup elemanı.
Só um bando de acompanhantes com os corações acelerados.
Vır vır edip kıkırdayan kadınlarla doluydu.
Um bando de mulheres faladeiras.
- Bize lazım olan kendi ekibimiz.
Precisamos do nosso próprio bando.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]