Bankalar traduction Portugais
1,080 traduction parallèle
Minnesota. İskandinav göçmenlerinin orada bayağı büyük bir bankaları var.
Fiquei a saber que há um banco alemão enorme.
Bazı dedikodular dolaşıyor etrafta, birileri bazı bankalar için soygun planlıyor!
Ouvi uns rumores. Pak e o seu bando vão assaltar o banco às 11 horas!
Bankalar portföy için peşinde. Harikasın Des!
Os bancos querem accionar a hipoteca.
Bankalar şimdi bize kredi açıyor. Direk olarak Monsenyör Spellacy'ye.
Os bancos já nos emprestam dinheiro, devido ao Monsenhor Spellacy.
Veri bankaları bile boştu.
Até as bases de dados estavam vazias.
Diğer bankalar, Georing'in önüne çıkamazlar, böylece yahudi şirketlerini düşük fiyata alır,
Outros banqueiros não avançam contra a frente de Goering, por isso os proprietários judeus vendem por uma bagatela.
Buna bankalar, krediler yerel politikacıların çoğu ve şerif de dahil.
Isso inclui um Banco, uma caixa económica e a maioria dos políticos locais, até mesmo o Xerife.
Michael, veri bankalarımı adam akıllı tarıyorum ama kumar hakkında herhangi bir bilgiye rastlayamıyorum.
Michael, pesquisei exaustivamente a minha base de dados e não encontro nada de interesse acerca do jogo.
Bilgi bankalarımda onunla ilgili hiçbir şey yok Michael.
Os meus dados não têm registos disso, Michael.
- Bilgi bankalarının etkilenmesine izin verme. - Vermem.
- Não deixes que te suba à cabeça.
Bilgi bankalarıma göre öyle.
- Na minha base de dados, sim.
İş yine herifin uçağa binişini seyrederek bitsin. Suratında koca bir tebessüm ve İsviçre bankalarında on milyonla...
E acabámos por ficar em terra a ver o homem levantar voo com um grande sorriso na cara e 10 milhões numa conta na Suíça?
Zaten bankaları bir sürü yaşlı kadın yönetiyor.
Os bancos são geridos por um bando de velhotas.
Bankalar açılana kadar beklemeliyim.
Tenho de esperar que o banco abra.
Bankalar, siteler hepsi gidecekler.
Estou a falar de bancos, propriedades, dinheiro da droga.
Ama zaman geçiyor. Bankalar kapanmadan Hong Kong'da olmalıyım.
Mas tenho de estar em Hong Kong antes de os bancos fecharem sexta-feira.
- Onları dondurdukları bankalar var.
Eles têm bancos onde eles estão congelados.
Tüm büyük bankalarınkiler.
Todas as marcas mais conhecidas.
- Limit koymuyorum. Eyalet ve bankalar bize arka çıkar.
O Estado e os bancos dar-nos-ão suporte financeiro.
Bankalar paralarını oraya götürür.
- Que é isso? É onde os bancos põem o dinheiro.
Bankalar, oteller, bürolar, kiliseler, evler Liverpool ya da Surrey'dekilerden farksızdı.
Com bancos, hotéis, escritórios, igrejas e casas que dir-se-iam transplantados de Liverpool ou Surrey.
Bu, yurtdışı bankalarımızdan birinde bir bağlantı.
Aqui tem o contacto de um dos nossos bancos em zonas francas.
Canım, bildiğin gibi bu işlerden ben pek anlamam ama bence bankalar toplum içinde kredi kartı isteğine bakarlarsa, "kaybol bedavacı" derler.
Sabes, querido, não percebo muito destas coisas mas quando cortam o teu cartão de crédito em público estão a querer dizer : "Desaparece, falhado."
Oteller, bankalar, ofisler, kusura bakma.
De hotéis, bancos, escritórios... Lamento.
- İnsanları vuruyorlar, bankaları soyuyorlar...
- Matam pessoas, roubam bancos.
Ancak biz ölümlüler için bankaların da zor günler geçirdiklerini görmek rahatlatıcı oluyor.
Para os meros mortais é um consolo saber que também os bancos têm as suas dificuldades.
Ama bankalar kapanmıştı. Hediye almak için parayı çekemedim!
Família, o banco estava fechado e não tenho dinheiro para presentes.
Onunla ilgili bilgilerin olduğu tüm veri bankalarına girdim. Ve bilgisayarı muhtemel yerleri analiz etmesi için programladım.
Eu acedi a todos as bases de dados dispponíveis com infromação sobre ele, e programei o computador para fazer uma análise de localizações provaveis.
Veri bankalarını tanımlanabilir uygulamalara çevirmek... ilave nakillerle gelişebilir.
Traduzir o banco de dados dela para aplicações reconhecíveis poderá melhorar com transferências adicionais.
Eminim İsviçre bankalarında iki milyonluk bir çok hesap vardır.
Há muitas contas em bancos suíços com $ 2 milhões.
Büyük bankalar ve holdingler onu Tokyo'ya, Brezilya'ya ve Cenevre'ye gönderiyorlar.
Grandes bancos enviam-no para Tóquio, Brasil, Genebra...
Bu bankaların bize ne kadar güvendiğini gösteriyor.
Simplesmente libera o Banco de qualquer imputabilidade.
Eski Başkanlar, sonu gelmeyen yaz harcamaları için bankaları soyuyorlar.
Os Antigos Presidentes roubam bancos para financiar o seu eterno Verão!
Bilgisayar, "Tanagra" terimi için tüm veri bankalarında araştırma yap.
Computador, procura o termo "Tanagra" em todas as bases de dados.
Ona bankaları nasıl soyduğu sorulduğunda ne cevap vermişti?
Porque é que ele dizia que roubava bancos?
Büyük emlak holdingleri ; çiftlikler, bankalar, alışveriş merkezleri.
Muitos bens ; quintas, bancos, centros comerciais.
- Nihayet : Bankaları iflas ettirebilirsin.
- Resumindo : é possível destruir Bancos.
Avrupa'daki tüm Arnholt hisselerini kontrol ediyor. Ticari bankalar da cabası.
É ele quem controla as participações da Arnholt na Europa, bem como os bancos comerciais.
Şu ana kadarki hedefleri, iyi görünümlü ünlü insanlar halk sağlığı kuruluşları ve sperm bankalarıydı.
Personalidades notáveis pelo seu fisico, locais relacionados com a saúde pública e bancos de esperma têm sido, até ao momento, os seus objectivos específicos.
Eğer kan bankaları hastalığa sahip olan ne kadar çok kişiyi bağış yapmadan eleyebilirse...
Se o banco de sangue reconhece aos doentes... Doadores...
Pekala, şimdi kan bankaları buna karşı dursun bakalım!
Que os bancos de sangue cubram isto!
Kan bankaları için FDA Danışma kurulunun düşüncesi tüm bunlar için kanıtların sonuç olarak çıkartıldığıdır.
Os conselheiros da FDA pensam que não há provas conclusivas.
Kan bankalarına etkisi felaket olur.
Poderia ser desastroso para os bancos de sangue.
Kan bankalarının teste başlamasını sağlamanın tek yolu Tanrı'nın kaydedilmemiş telefon numarasını elde edecek güçte birini bulmaktan geçiyor. Bu insanların yaptığı, işte.
Os bancos de sangue só começaram as provas se podemos conseguir o telefone de alguém que eles têm.
Ülkedeki tüm kan bankaları bir süredir nakillerde kullanılan bazı kanların kontamine olduğunu biliyorlardı.
Todos os bancos sangue sabem que têm utilizado sangue contaminado.
Willie Sutton'ın bankaları neden soyduğu sorulunca söylediğini hatırla :
Lembras-te porque Sutton roubava bancos?
Bankaları soydum.
- Roubava bancos.
- Silaha ihtiyacım olmadı. Bankaları içerde kimse yokken soydum.
Nunca precisei, eu roubava-os quando estavam vazios.
Bankalarını, bir fahişeye emanet etmezler.
Não vão confiar o banco a uma galdéria.
Bir zamanlar neydim be.. Bankalar..
Quando penso que assaltava bancos...
Kan bankaları 1985 yılında bağışları AIDS enfeksiyonu için test etmeye başladı.
Se podes