Beceremedim traduction Portugais
287 traduction parallèle
Bunu yapmayı hiç beceremedim.
Nunca soube fazê-lo.
Özür dilerim efendim, beceremedim.
Desculpe. Não deu.
Ben vals yapmayı hiç beceremedim.
Eu nunca soube dançar valsa.
Beceremedim, ama bu grubu nasıl idare edeceğini söyleyeyim.
Falhei, mas quero ajudar-te a dirigir este grupo.
Ben beceremedim, ama fikir yanlış değil.
O facto de ter falhado não significa que a ideia fosse errada.
Her şeyi idare edeceğimi söyledim, ama beceremedim.
Disse que cuidaria de tudo e desapontei-te.
Beceremedim.
Não tenho lá muito jeito.
Kaç defa denediysem de bir türlü ateş yakmayı beceremedim.
Frequentemente, tinha visto os meus criados fazer isto mas eu, o seu amo, não estava a ser capaz de ascender o meu próprio fogo.
Ben babama bile bakmayı beceremedim.
Eu nem consigo tomar conta do meu pai, quanto mais da tua filha...
Şimdiye kadar güzel konuşmayı hiç beceremedim ama... Sizin yanınızda kendimi güvende hissediyorum.
Nunca fui um bom muito orador, mas... perto de si, sinto-me mais seguro.
Nakil sırasında, beceremedim, kendimi Meksika'da buldum.
Durante a viagem, evadi-me, e pirei-me para o México.
Ona şu sahte Stockholm, hikayesini anlattım ama sanırım beceremedim.
Contei-lhe a história de Estocolmo, mas não devo tê-la contado bem.
Beceremedim!
Falhei!
Beceremedim! Gerçekten de beceremedim!
Bolas, falhei mesmo!
Senin yüzünden beceremedim işte!
Raios, fez-me falhar!
Gece onunla çıktım ve... ve beceremedim.
Bem, não interessa, saí com ela ontem à noite e... fracassei.
Hep büyük bir yıldız olmak istemişti. Ünlü olduktan sonra... onu görmeyi hiç beceremedim. Beni içeri bırakmıyorlardı.
Ele sempre quis ser uma grande estrela, mas nunca o... vi depois de ele ter tido êxito!
Geçende seni düşünüyordum, seni hokeyle işin bitmiş olarak düşünmeye çalıştım, beceremedim.
Estava a pensar em ti no outro dia, a tentar imaginar-te quando acabares com o hóquei, e não consegui.
Boyama dersini pek iyi beceremedim.
Tive umas dificuldades na aula de coloração.
Doğrusu, derslerin hiçbirini beceremedim.
Aliás tive dificuldades em todas as aulas.
Ben pek iyi beceremedim.
Eu não me tenho safado muito bem.
Onunla sevişmek istedim ama beni atlattı.Onu etkilemeyi hiç beceremedim.
Queria fazer amor com ela mas ela evitava-me. Nunca consegui penetrá-la.
İlk seferi beceremedim.
Eu... falhei a primeira injecção.
İlk seferi beceremedim.
Falhei a primeira.
Şimdi evlenmeyi de beceremedim.
Não me consegui casar.
- Para olmadan beceremedim.
- Sem o dinheiro.
- Hayır onu beceremedim.
- Nunca soube patinar bem.
Ona yardım etmeye çalıştım, ama beceremedim!
Tentei ajudá-lo, mas falhei.
Beceremedim çünkü bana yardım etmediniz!
Falhei, porque vocês não me ajudaram.
Galiba beceremedim.
Acho que estraguei tudo.
Sana fikirlerimi satmaya çalıştım ama onu bile beceremedim.
Tentei vender-ta, mas não consegui fechar o negócio.
Galiba bunu beceremedim.
Acho que fiz mal.
Bu kafaya vurma işini bir türlü beceremedim.
Sempre tive problemas em acertar nas cabeças.
Bayan Rossi, sanırım beceremedim.
Sra. Rossi, parece-me que fiz asneira.
Beceremedim ve bıraktım.
Eu não me safava muito bem com aquilo, por isso desisti.
Bu annelik saçmalığını zaten hiç bir zaman beceremedim.
Esquece. Nunca fui boa no papel de mãe.
Şunu biliyorum ki ben beceremedim ve bence bu yaptıkları muhteşem bir şey.
Sei que seria incapaz e acho maravilhoso que eles o sejam.
"Beceremedim." "Neden?" "Çünkü o daha iyisini istedi"
"Fui posto fora de jogo!" "Porquê?", "Queria um diamante?"
Belki de bu yavaşlama planının içeriğini tam olarak açıklamayı beceremedim.
Talvez não tenha explicado bem o fundamental do meu plano.
- Ama beceremedim.
- Mas não consigo.
- Hayır, öğret ona. - Denedim ve beceremedim.
Tentei e não consegui!
Sır saklamayı hiç beceremedim.
Nunca soube guardar segredos.
- Ama ben onu hiç beceremedim ki. Düğmemden sana su fışkırtmama ne dersin? Peki.
E se eu te molhar a cara com a minha flor da lapela?
Dışarısı çok soğuk ama, ateş yakmayı beceremedim bir de.
Estava muito frio lá fora, e não podia fazer uma fogueira.
- Beceremedim.
- Estraguei tudo.
Ama hiç beceremedim.
Mas nunca consegui.
Ben beceremedim.
A asneira foi minha.
Ve ben bunu beceremedim.
Não consigo. Porque...
Ama sanırım beceremedim...
Mas eu gostaria tanto vê-la de novo.
- Ben de beceremedim.
- Também não consegui abri-lo.
Beceremedim, üzgünüm.
Desculpa ter feito asneira.