Bergen traduction Portugais
186 traduction parallèle
Müfettiş Bergen hatta.
Temos o lnspector Bergen em linha.
Bergen.
Bergen.
Amiral Nelson Deniz Araştırmaları Bürosunu arıyor - Müfettiş Bergen.
Almirante Nelson chama o Departamento de Exploração Marinha - Inspector Bergen.
- Tamam efendim. Müfettiş Bergen hatta.
- Pronto. lnspector Bergen em linha.
Bergen, daha yeni gördük.
Bergen, vimos agora mesmo.
Bergen'in biraz kuzeyindeki bir fiyortta.
Fica num fiorde mesmo a norte de Bergen.
Bergen'deki Gestapo karargahı.
No quartel da Gestapo em Bergen.
Doktor Bergen?
Dr. Bergen?
Pek sanmıyorum, Dr. Bergen.
Bem, acho que nâo, Dr. Bergen.
Uzun zaman önce Dr. Bergen'e söylemiştim, bana sorunun konsolda olduğunu söyledi.
eu disse ao Dr. Bergen hà algum tempo e ele disse que era a consola.
Oh, evet, Dr. Bergen bahsetmişti.
Ah, sim, o Dr. Bergen disse-me.
Sonuçlar tuhaf çıktı, ben de bunu Dr. Bergen'e söyledim.
Os resultados foram estranhos e comuniquei-os ao Dr. Bergen.
Edgar Bergen ve Charlie McCarthy.
Edgar Bergen e Charlie McCarthy.
Şimdi de hafif sıklette Hollanda şampiyonu Suen Bergen.
- De pesos-ligeiros. Com o campeão da Holanda, Suen Bergen.
Suen Bergen kazanıyor.
Suen Bergen é o vencedor.
- Alaycılık! - Bergen şehrinde.
- Ele vive no distrito de Bergen.
"Bergen Street"'i geçtik mi acaba?
Sabe se já passamos a estação de Rua Bergen?
- Candice Bergen ile beraberdi.
- Com a Candice Bergen!
- Candice Bergen, lütfen.
- A Candice Bergen, por favor.
"43 yaşında erkek, insan William Patrick Samuels Bergen, Norveç doğumlu..."
"William Patrick Samuels, 43 anos, sexo masculino, nascido em Bergen, Noruega..."
Bergen-Belsen, Ocak-Haziran 1 943.
Bergen-Belsen, Janeiro-Junho de 43.
LAUREL SPOR AYAKKABILARI ŞİRKETİ DOĞU BERGEN, NEW JERSEY 23 EYLÜL PERŞEMBE
FÁBRICA LAUREL ATHLETIC QUINTA-FEIRA, 23 DE SETEMBRO
Bergen Viyadükü'nün girişi yoğun.
A fila começa mesmo antes do Viaduto de Bergen.
Jerry'yle konuşmak için bekliyordum. Kuzey Bergen'deki alışveriş merkezi işinde daha esnek olabilir mi diye.
Estava à espera de falar com o Jerry porque me dava jeito ter espaço no trabalho que arranjei no centro comercial de Bergen Norte.
Bergan'daki yiyecek-Içecek otomatı ise ikinci gelir.
Acho que a vendedora automática em Bergen ficou em segundo.
Adam Bergen'de oturmuş espressosunu içip paralarını sayarken adamları işbaşındaydı.
Tinha quem tomasse conta daquilo, enquanto ele ficava sentadinho a beber café e a contar dinheiro.
Bergen'den birine tokat attı. Büyük sorun oldu.
Enfardou naquele tipo de North Bergen.
Vickie, bu Bay Bergen.
- Charlie, - Vicky, é o Sr. Bergen.
- Şurdaki Edgar Bergen'e neden sormuyorsun?
Porque é que não contratas o Egar Bergen? O quê?
- Bergen'e yolculuk iyi gelecek mi? - Evet.
Uma viagem a Bergen vai fazer-te bem.
Demek yarın Bergen'e gidiyorsun.
Soube que amanhã vai a Bergen, no "Prince Gustav".
Oradan bir mahkumu alıp Bergen'e götürmem gerekiyor.
Vou lá buscar um prisioneiro e tenho de levá-lo para Bergen.
Peki Bergen'de nerede kalacaksınız?
Onde vai ficar, em Bergen?
Şimdi Bergen'de parmaklıkların arkasında çürüyor.
Parece que está apodrecendo atrás das grades em Bergen.
Salağın biri Bergen'daki mahkemeyle bir ilgisi olduğuna inanmış. Ve içinde şifreli kodlar olan bir kitap göndermiş.
Um idiota qualquer acreditou que ele tinha ligações com o tribunal de Bergen e mandou-lhe um livro cheio de mensagens em código.
Bergen'den Kirkenes'e kadar her yerde arıyorlar salındığından beri kimse izine rastlamamış.
Perguntei em todo lugar, desde Bergen até Kirkenes. Ninguém lhe pôs os olhos desde que foi libertado.
"Bu gecenin yarı ağır sıklet mücadelesinde kazanan,..." "... ikinci raundun bir dakika 46. saniyesinde rakibini nakavt eden... " "...
Por K.O. com 1 minuto e 46 segundos no segundo assalto... esta noite o vencedor de Pesos-Leves... do grande Estado de Nova Jersei... o Bulldog de Bergen, James J. Braddock!
Ve karşınızda hem yarı ağır sıklet, hem de ağır sıklette 21 maç yapıp yenilmeyen, 16'sını nakavtla kazanan iki defa eyalet Altın Eldiven ödülünü alan Bergen Buldoğu, New Jersey'in gururu ve İrlandalıların geleceğin dünya şampiyonu olarak umudu...
Apresentando... duas vezes "Luvas de Ouro" estatal, detentor do título... nas categorias de Pesos-Leves e Pesos-Pesados... 21-0, com 16 vitórias por KO... o Bulldog de Bergen, o orgulho de Nova Jersei... e a esperança dos Irlandeses... para futuro campeão do mundo...
Bu gördüğüm Bergen Buldoğu James J. Braddock değil mi?
Ou é o James J. Braddock, o Bulldog de Bergen?
"... sert yumruklu, deneyimli isim... " "... Kuzey Bergen, New Jersey'den... "
... o possante veterano... de North Bergen, em Nova Jersei...
"Genç Lasky, Kuzey Bergen Buldoğunun baskısıyla..." "... güçten düşmüşe benziyor. "
O jovem Lasky parece estar a fraquejar... sob a pressão do Bulldog de North Bergen.
Sen Bergen Buldoğusun ve New Jersey'in gururusun.
Tu és o Bulldog de Bergen... e o orgulho de Nova Jersei.
GÜNLÜK RUTİN, OTOBÜS BERGEN CAD. NOSTRAND BUL.
DIARIAMENTE, PARAGEM BERGEN ST / NOSTRAND AVE
Buchenwald'da mı?
Em Bergen? Em Buchenwald?
Burası Bergen.
Aqui é Bergen.
Bergen Street...
Bergen?
Edgar Bergen öldü.
Ei, Edgar Bergen está morto.
Bay Bergen, Vickie.
Bergen, é a Vicky.
Bergen'de.
Em Bergen...
Sizi Bergen'de gördüm.
Eu a vi em Bergen.
Bergen North.
- Bergen North.