Beyazlar traduction Portugais
1,620 traduction parallèle
Oradaki beyazların pisliği.
Isso é conversa de branco.
Siyahlar en az beyazlar kadar deli.
Os negros são tão loucos como os brancos.
Beyazlar geri geliyor.
Os brancos estão a voltar.
Beyazların geri gelişiyle ilgisi yok bunun.
Isto não é sobre o regresso dos brancos.
Aptal beyazların poster çocuğu o.
Ele é o ídolo dos homens brancos estúpidos.
Hem beyazlar içinde şişman görünen sensin.
Só porque pareces gordo de branco.
Beyazların devri bitti.
Está na temporada dos brancos agora!
Whitfield, Washington Post. Irkçılıktan sadece beyazlar yararlandığına göre sorumlusu onlar değil mi?
Langston Whitfield do Washington Post, só so brancos iram beneficiar... com o sistema APARTHEID.
Ülkenin zenginlikleri beyazların elindeyken barıştan nasıl söz edilebilir ki?
- Com todo o respeito, Como pode... haver reconciliação quando a maioria das riquezas do país está nas mãos da monarquia branca?
Dans pisti sadece beyazların. Zenciler balkonu terk edemeyecek. Bu işler böyle, ahbap.
A pista de dança é para os brancos, os negros não podem sair dos balcões.
# Beyazlar içinde gurbet gelini.
# Ser uma noiva além-mar vestida de branco
Beyazların hepsi deli!
Deve ser doido.
Eşcinseller ve heteroseksüeller Beyazlar ve zenciler
Os gays e os heteros Os brancos, os escarumbas
Nuru, beyazların çıkmış.
Nuru, o seu grisalho está aparecendo.
Beyazlar ve Kızıllar politika için yaşar.
Essa gente, Vermelhos ou Brancos, só vive para a política.
Beyazlar, siyahları dışIıyor.
Os brancos liberais adoram "o pobre rapaz que se safou".
Kimse sana bu partinin sadece beyazlar için olduğunu söylemedi mi?
Ninguém te disse que esta era uma festa só de brancos?
Charlie bu konuyu sadece erkeklerle konuşur, ama siyahlar ve beyazlar arasında savaş olacak. Siyahlar başlatacak ama biz o zamana çölde olacağız.
O Charlie só fala sobre isso com os rapazes, uma guerra entre os pretos e os brancos, os pretos é que vão começar mas nessa altura já vamos estar no deserto.
Zenciler beyazları öldürürken biz, hiçbir otoyolu kullanmadan Ölüm Vadisi'ne ulaşacağız, anladınız mı?
Quando o pretinho matar o branquinho vamos directos para Death Valley sem passar por auto-estradas, vêem?
Beyazlar.
O branquinho.
Bütün beyazlar o üçte birlik kısma denk geliyor.
Todos os branquinhos são esse terço.
Zenciler beyazları yok edecek.
Os negros vão destruir os brancos.
Helter Skelter zencilerin, beyazların evlerine girmesiyle başlayacak.
Helter Skelter começa com os pretos a irem às casas dos brancos.
Zenciler beyazları temizleyecek domuz vücutları kesecek, domuz kanlarını alıp onların domuz duvarlarına sürecek.
O pretinho acaba com o branquinho corta corpinhos de branquinhos, leva o sangue do porquinho e espalha nas paredes do porquinho.
Şimdi, beyazları birazcık üzebilecek bir fikrim var.
Bom, acho que isto pode fazer o branco um pouco infeliz.
Onlar sadece beyazların onlara öğrettiği şeyleri yapabilir.
Só sabemos fazer o que o homem branco nos ensinou a fazer.
Beyazların izin verdiği şeyleri yapabilir ancak.
Ele só fazia o que o homem branco o deixava fazer.
Ve sonra zenciler, beyazlar olmadan her zaman ait oldukları yere dönecekler.
E depois o preto, mesmo sem o branquinho o preto vai voltar para onde sempre vai estar.
Beyazlar mı, kahverengiler mi?
Branca ou chamon?
Zengin beyazlar hapishaneye girmez.
Eu serei rico. Homens brancos e ricos não vão para prisão.
Beyazları 40'lı istemiştim.
Eu disse as brancas a 40.
Bütün beyazlar gidiyor.
Os brancos vão todos embora.
Bütün beyazlar gidiyor, dedim ;
Os brancos estão todos a ir embora!
İgnosi, neden bu beyazları koruyorsun?
Ignosi, por que proteges os brancos?
Bütün beyazları al ve git.
Pega nos brancos e vai-te embora.
Colorado'ya, bütün o beyazların arasına, gidiyorsun ve yanında Johnnie Cochran'ı götürmüyorsun?
O que se passa na cabeça do Kobe? Ir para o Colorado, para perto de toda essa gente branca, e não levar o Johnnie Cochran?
Beyaz adam varlık sahibi oldu mu gider Wal-Mart kurar ve diğer beyazların da siktiğimin parasını kazanmasını sağlar.
Um tipo branco torna-se abastado, ele constrói Wal-Marts e faz com que outras pessoas brancas tenham algum dinheiro.
Ben hem siyah hem de beyazların okulunda okudum. Yani bana maval okuyamazsınız.
Eu andei em escolas de pretos e brancos por isso não me podem dizer merda nenhuma.
Beyazların "Avukatımı arayabilir miyim?" Diye sorması yeter.
A única coisa que os brancos dizem é, "Posso ligar ao meu advogado?"
Bu tıpkı siyah ve beyazların dünyasında yaşarken dünyayı renkli görmenin dilini öğrenmek gibi birşey.
Era como se vivêssemos num mundo a preto e branco e de repente, passássemos a ter uma linguagem para ver o mundo a cores.
Bir gün renkliler, bir gün beyazlar.
um dia para as coloridas, outro para as brancas.
Beyazlar genelde diş kalabalığından mustariptir.
Os caucasianos costumam sofrer de aglomeração dentária.
Ölü, kafa derisi yüzülmüş beyazlar gördüm. Kolları ve bacakları kesilmiş erkekler, kadınlar ve çocuklar gördüm.
Vi brancos mortos, escalpados, homens, mulheres e crianças com braços e pernas em pedaços.
Kızılderili'ler beyazları öldürüyormuş?
Os índios matam brancos?
İstersen bırakalım konuşsun, kamptaki beyazlar... Kızılderili'lerdense haydutlardan korkmaya ve... birbirlerine şüpheyle bakmaya başlasın.
Podemos deixála espalhar que os assaltantes são mais perigosos... que os índios, gerar suspeita nos brancos... por todo o vilarejo.
Afyonun bir kısmı, beyazların önde gelenlerinden birine... harika bir adama satılacaktı.
Alguma da droga deveria ser entregue pelo patrão chinoca... a um pilar da comunidade branca, um homem maravilhoso.
Beyazların ileri gelen üyesi onunla başka işler yapıyor mu?
Há outros laços comerciais com o pilar branco?
Tek duyduğum şey : "beyazlar beyaz çocukların bakımını üstlenmeli"!
Só te ouço dizer... que as pessoas brancas devem tomar conta de bebés brancos.
O, bu suçuyla, beyazların birliğini parçalayıp içeri daldı.
Ele entrou nas ligas brancas com aquele crime.
Beyazların da öldürüldüğünü unutmayın.
Não devem ser eles que paguem pelos... crimes cometidos em seu nome? Deve-mos ter em conta que alguns desses brancos também foram assassinados tambem.
Yarın beyazlar günü.
Amanhã é dia das brancas.